26 Kasım 2016 Cumartesi

Mustafa Kemal Atatürk'ü Fidel Castro'dan Okuyalım


Mustafa Kemal Atatürk'ü Fidel Castro'dan Okuyalım

"Atatürk, 1919’da AnadoIu’dan düşmanIarı kovmak için Bandırma Gemisi’yIe Samsun’a çıktı. Ve anti-emperyaIist bir savaş verdi
ve zafere erişti. Biz, Atatürk’ün bu devrimci savaşından etkiIendik-esinIendik ve tam 40 yıI sonra, 1959’da Granma Gemisi’yIe Havana’ya çıktık. ÜIkemizden emperyaIistIeri ve işbirIikçisi faşist batista rejimini yıkmak için. Biz de zafere eriştik. Bizim ve tüm mazIum haIkIarın esin kaynağıdır devrimci KemaI Atatürk.. Sağdan soIa doğru yazıIan arap harfIi aIfabe’yi bırakıp, soIdan sağa doğru yazıIan Iatin harfIi abece’ye geçiIen harf devrimi başta oImak üzere, bir dizi çağdaş ve aydınIanmacı cumhuriyet devrimIerini bu kadar kısa sürede biz asIa başaramazdık.

İsterse amerika’ya seçimIer için bir gözIemci göndereIim.

Yönetimin bir suçIu veya hırsız tarafından garanti aItına aIındığı bir cumhuriyette onurIu insanIarın öIdürüImesi veya hapsediImesi oIağandır.. Beni IanetIeyin. Bunun hiçbir önemi oImayacak, çünkü tarih benim yanımda yer aIacak.

Castro Atatürk’ü kastederek, ‘o’nun yaptıkIarını ben başaramazdım. AsıI devrimci Atatürk’tür. Bu kadar büyük bir devrim yaptım ama Atatürk’ün yaptıkIarını başaramazdım.

Atatürk’ün büyük bir asker, döneminin en önemIi IiderIerinden biridir.

Devrim hareketine 82 kişiyIe başIadım. Eğer bunu tekrar yapmak zorunda kaIsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan aIırdım. Eğer sadıksanız ve hareket pIanınız varsa ne kadar küçük oIduğunuzun hiç bir önemi yoktur.

Bir katiIin, bir hırsızın başbakan oIduğu bir cumhuriyette, dürüst kişiIerin yerinin ya mezar, ya cezaevi oIduğunu anIayabiImek zor bir şey oImasa gerek.

Ben bir marksist Ieninistim ve yaşamımın son anına kadar da böyIe kaIacağım.
Devrim için savaşmayana komünist denmez.
Beni suçIayabiIirsiniz, sorun değiI: tarih beni akIayacaktır.
Eğer büyük kitIeIeri ikna edebiImişse, fikirIer siIahIara ihtiyaç duymaz." 
FIDEL CASTRO

23 Kasım 2016 Çarşamba

Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz; Sözünüzü Tutun Öğretmenleri Öğrencilerine Kavuşturun


Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz; Sözünüzü Tutun Öğretmenleri Öğrencilerine Kavuşturun
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz OHAL kapsamında çıkartılan KHK’lerle 30 bine yakın öğretmenin ihraç edildiğini açıkladı.  17 bin öğretmen açığa alınırken, cemaatle ilişkili olduğu iddia edilen okullarda çalışan 28 bin öğretmenin de lisansı iptal edildi. İşsiz kalan öğretmen sayısı yaklaşık olarak 75 bine ulaştı.

Onbinlerce öğretmen işsiz kalırken mağduriyetler de katlanarak arttı.   1,5 milyonu aşkın öğrenci öğretmensiz kaldı. Sadece eğitim alanında aileleriyle birlikte milyonlarca insan mağdur oldu.

Darbe karşıtı, laik ve bilimsel eğitimi savunan Eğitim Sen, Eğitim-İş ve diğer sendika üyeleri ile çok sayıda sendikasız öğretmen de OHAL kapsamında çıkartılan KHK ile açığa alınıp ihraç edildi.

29 Aralık 2015 tarihinde sendikanın aldığı kararla bir günlük iş bırakma eylemine katılan Eğitim Sen üyesi 9 bin 843 öğretmen terörist ilan edilip, açığa alındı.  

Mağduriyetin giderilmesi için başta, “CHP Darbe Girişimi Sürecini İzleme Komisyonu” üyelerimiz olmak üzere çok sayıda Milletvekilimiz, Milli Eğitim Bakanı, Bakan Yardımcısı ve diğer yetkililerle defalarca görüştü.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz; sendikal eylem nedeniyle hukuka aykırı bir şekilde açığa alınan öğretmenlerin mağdur edilmeyeceği sözünü verdi.

“Soruşturmalar tamamlandı en kısa sürede göreve iade edilecekler” denmesinin üzerinden 45 gün geçti, ama göreve iadeler gerçekleşmedi.

Buradan Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’a sesleniyoruz!

Açığa alınan binlerce öğretmen verdiğiniz sözü yerine getirmenizi büyük bir umut ve heyecanla bekliyor.

Geciken adalet adalet değildir. Mağduriyetler her geçen gün artmaktadır. 80 gündür göreve dönmeyi bekleyen öğretmenlerin ve yollarını gözleyen öğrencilerinin umutlarını boşa çıkartmayın.

Öğretmenleri açlıkla terbiye etmeye kalkmayın. Onlar umudunu kaybetmeden haklı mücadelelerine devam edecekler.

12 Martlar, 12 Eylüller öğretmenlerin örgütlü gücünü kıramadı.
Sonunda hep biz kazandık.
Yine biz kazanacağız.
Bir “Anka Kuşu” misali küllerimizden yeniden doğacağız.

Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi


17 Kasım 2016 Perşembe

OHAL’de Gençlik Direnmelidir

16 Kasım 2016 tarihinde CHP Bakırköy İlçe Gençlik Kolları’nın düzenlediği “OHAL’de EĞİTİM” konulu panelde yaptığım konuşmadan bir bölüm


OHAL’de Gençlik Direnmelidir

AKP’nin gerici uygulamaları küçümsememeliyiz.
Yaklaşan tehlikenin farkına varmalıyız…
Ciddiye almalıyız!
Direnme hakkımızı kullanmalıyız!
Çünkü yarın çok geç olabilir!

Biz direnmeyi; emperyalistler tarafından paylaşılan bir imparatorluktan “Laik Türkiye Cumhuriyeti”ni kuran, “Geldikleri gibi giderler” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik.  

Biz direnmeyi; idam sehpasında dahi, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” diye haykıran Denizlerden öğrendik. 

Biz direnmeyi; “Erleri geri çekin, rütbeliler gelsin” diyen Mahirlerden devraldık. 

Bizlerde; Mustafa Kemal Atatürk kadar vatansever, umutlu, kararlı, disiplinli ve mücadeleci olmalıyız. 

Bizlerde; Deniz Gezmiş kadar halkların kardeşliğine inanmalıyız. Bunu sadece sloganlarda değil yüreğimizde hissetmeliyiz. Bunun için emek vermeliyiz, mücadele etmeliyiz. Hepimiz birer barış güvercini olmalıyız. 

Mahirler gibi, Denizler gibi birbirimize yoldaş olmalıyız. 


Yakın geçmişimizde  “Gezi Direnişi” örneğimiz var!
Dipdiri önümüzde duruyor.
Bize yol gösteriyor.
Direnme gücü veriyor.
Korkmuyoruz diye haykırıyor.

CHP Parti Meclisimiz de geçen hafta toplanarak, darbeye ve sivil diktaya karşı demokratik direnme hakkımızı kullanma kararlılığımızı ortaya koydu.

Kararlılığımıza dostlarımız sevindi!

Gerisini Cumhuriyet düşmanları düşünsün…! 


Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi

12 Kasım 2016 Cumartesi

Huma’nın Ailesini Parçalamayın!

Huma’nın Ailesini Parçalamayın!

Gerçekten de at izi it izine karışmış! 13 aylık Türk vatandaşı Huma Filipinli annesiyle birlikte sınırdışı ediliyor. 

Karen Lim, 13 aylık Huma’nın annesi. Sınırdışı ediliyor.  13 Kasım 2016, Pazar akşamı Ankara Esenboğa Havaalanı’ndan İstanbul Atatürk Havaalanı’na gönderilerek TK0084 Manila, Filipinler uçağıyla sınırdışı edilecek.
   

Filipinler vatandaşı olan Karen Lim 2008 yılında Türkiye’ye geldi. 2010’da Türk vatandaşı Barış Deyirmenci ile evlendi.  2 Eylül 2015 yılında ise kızları Huma dünyaya geldi.

Karen Lim çalışma izni alarak 25.10.2014 tarihinde Turgut Özal Üniversitesinde okutman olarak çalışmaya başladı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çalıştığı üniversite OHAL kapsamında çıkartılan 667 sayılı KHK ile 23.07.2016 tarihinde kapatıldı. 

Karen Lim, çalıştığı üniversite kapatıldıktan sonra YÖK’ten aldığı çalışma izninin oturma iznine çevrilmesi için Ankara İl Göç İdaresi’ne başvurdu. 7 Kasım 2016 tarihinde başvuru evraklarını teslim etmek için gittiği Ankara İl Göç İdaresi’nde hakkında “Sınır Dışı Etme Kararı” bulunduğu söylenerek “İdari Gözetim” altına alınmak üzere Kavaklıdere Polis Merkezi’ne gönderildi.

Karen Lim bir haftadır 13 aylık kızı Huma ile birlikte polis merkezinde kalıyor. 13 Kasım 2016, Pazar akşamı Ankara Esenboğa Havaalanı’ndan İstanbul Atatürk Havaalanı’na gönderilerek TK0084 Manila, Filipinler uçağıyla sınırdışı edilecek. 

Yurda giriş yasağı da bulunan Karen Lim, sınırdışı edilirse Türk vatandaşı bebeği Huma’yı da beraberinde Filipinler’e götürecek.

Mağdur yoktur diyen AKP yetkililerine sesleniyoruz!
13 aylık Huma mağdur değil mi?
Bu yanlıştan dönün!
Huma’nın annesine oturma izni verin.
Huma’yı babasından ayırmayın…
 Huma’nın ailesini parçalamayın!

AKP’li analara da sesleniyoruz!
Duyarsız kalmayın, “Zalimin zulmüne sessiz kalan dilsiz şeytandır”
Unutmayın!

12 Kasım 2016
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi

5 Kasım 2016 Cumartesi

Diktatörlüğe Geçit Yok


Diktatörlüğe Geçit Yok!
AKP kendi darbesini gerçekleştiriyor. Çözümsüzlüğü çözüm olarak göstermeye çalışıyor. Böl, parçala, yönet politikası uyguluyor. Toplumu parçalara bölüyor. Muhalefeti yok etmek istiyor. “Ben olmazsam devlet yıkılır” diyen anlayış ülkeyi adım adım uçuruma sürüklüyor.

Halk iradesinden sadece kendilerini seçenleri anlayan, düşünce özgürlüğünü sadece kendi düşündüklerini açıklama özgürlüğü sanan, insan haklarından sadece kendi haklarını algılayan bir anlayış tarafından yönetiliyoruz.

Yıl 4 Mart 1994, polis TBMM’e girip DEP Milletvekillerini zor kullanarak gözaltına aldı. DEP kapatıldı, Milletvekilleri 15’er yıl hapis cezasına mahkum edildi.

Yıl 4 Kasım 2016, polis HDP Milletvekillerinin kapılarını kırarak gözaltına aldı. Milletvekilleri tutuklanarak cezaevine koyuldu.

Bugün yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye’nin kanayan yarası Kürt sorununda bir arpa boyu yol gidilememiş. 15 yıllık AKP iktidarında sorun kangrenleşmiş. Geçen yıllarda değişen hiçbir şey olmamış.

Halkın iradesini dilinden düşürmeyen iktidar, HDP’li 6 milyon seçmenin iradesini yok sayıp gece yarısı operasyonuyla seçilmişlerin kapıları kırıp gözaltına alıyor.

Sizi seçenleri milli irade, ötekini seçeni terörist ilan ederek barışı getiremezsin. Bir gece yarısı kapıları kırarak seçilmişleri gözaltına alıp, tutuklayarak barışı getiremezsin. Denenmiş ve başarısız olunmuş yöntemleri tekrarlayarak barışı getiremezsin.

Kendi egosunu tatmin etmek için akıl almaz senaryoların yazarı bir adam, onun yanında türlü çıkar grupları ve yandaşlar. Amaç sorunları çözmek değil kangrenleşen sorunlardan kendilerine bir iktidar çıkarmak.

Özgürlükçü demokrasilerde yönetenlerin yetkileri sınırsız değildir
Darbeci anlayış, demokrasiyi 4-5 yılda bir oy kullanma özgürlüğü olarak algılıyor. Çoğunluğun oyu ile başkan olup diktatörlüğünü ilan etmek istiyor. Demokrasi çoğunluğun seçtiklerinin istediğini sınırsızca yapma özgürlüğü değildir. Tek adamın sınırsız yetkiyle donatılması hiç değildir.

Türkiye de ciddi bir demokrasi sorunu vardır. Tek parti ve tek adan diktatörlüğü kurulmaya çalışılıyor. Demokrasiyi tüm kurumlarıyla birlikte bir bütün olarak düşünmek zorundayız. Çoğunluk demokrasinin önemli bir ilkesi olsa da denetimsiz ve başına buyruk değildir.

Diktatörlüğe karşı gücümüzü birleştirmeli, halk iktidarı için birlikte mücadele etmeliyiz.

Adına ister “Başkanlık” desinler, ister “ileri demokrasi” diktatörlüğe geçit yok.

Parlamenter çoğulcu demokrasi hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz.

                                                                                               05.11.2016
                                                                                             Yıldırım Kaya
                                                                                    CHP Parti Meclisi Üyesi