10 Mart 2019 Pazar

DÜŞTÜĞÜNÜZ NEFRET ÇUKURUNDA BOĞULUN


DÜŞTÜĞÜNÜZ NEFRET ÇUKURUNDA BOĞULUN  

 Değerli Elazığlılar;
17 yıldır İktidarda olan bir parti, seçimlerde aynı vaatleri veriyorsa, daha önce verdiği vaatlerin hiç birini gerçekleştirmemiş demektir. Bunlar kibirden ne yapacaklarını şaşırdılar, artık Türkiye’yi yönetemiyorlar.
Önce halkın yarısını terörist ilan edip, sonra da “ben aslında size terörist demedim” diye durumu kurtarmaya çalışanlar, Elazığ’a geldiklerinde de tehditlerine devam ettiler.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’dan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’ı, "Kaçacak deliği de yok, milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak" diyerek tehdit etti.
İnsanların can güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, hayatını insan haklarına adayan İstanbul Milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu’yu hedef göstererek, nefret kustu.
Biz de Elazığ’dan her ikisine de sesleniyoruz, “Sizin tehditlerinize boyun eğen sizin gibi aciz olsun. Boyun eğmiyoruz, korkmuyoruz! Düştüğünüz nefret çukurunda boğulun!
Sevgili Elazığlılar
Elazığ halkı yüksek oy oranlarıyla hep AKP’yi destekledi. Milletvekilliklerini de belediye başkanlıklarını yıllarca hep AKP’den seçti. 2014 Yerel Seçimlerinde de AKP’ye %55.8 oranında destek verdi.
Peki Elazığlılar ana sütü gibi hakları olan hizmeti AKP’den alabildiler mi?
Elazığ doğunun incisi olabildi mi?
Tabii ki olamadı!
Sizin hakkınız olanı kimlere verdiler?

Şimdi, AKP’den oylarınızla hesap sormaya başladınız… Yıllar sonra CHP’den Milletvekili seçerek Meclise gönderdiniz. Şimdi de Millet İttifakı’nın adayını Belediye Başkanı seçerek kibir ittifakına dersini vereceksiniz.

Sevgili Elazığlılar;
AKP’nin halkı bu kadar mağdur etmesinin nedeni Elazığlıların oyunu çantada keklik görmesindendir. “Hizmet etsem de etmesem de bu halk bana oy verir” düşüncesidir.
Elazığ’da klasik belediye hizmetleri dahi verilemiyor. Belediyenin rutin işlerinden olan; yol yapma, kaldırım döşeme, çöpleri toplama büyük hizmetler diye sunuluyor.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Kimlere rant aktarılıyor?
• Su boruları çatlak, sular kesilip yeniden akınca çamurlu su akıyor.
• Kaldırımlar bir yılını doldurmadan sökülüp yerine yenileri takılıyor.
• Yeni yapılan asfaltlar kısa sürede çöküyor, herkes malzemeden çalıyor.
• Kentsel dönüşümü ranta çevirmeyi hedefleyen bir yerel yönetim anlayışı hakım.

Elazığ’ın doğal zenginlikleri heba ediliyor
• Harput, Hazarbaba gibi turizm potansiyelleri değerlendirememiştir.
• Elazığ’da dünyanın en değerli mermeri “vişne mermeri” çıkartılıyor, ancak hala bir dünya markası olamamıştır.
• Geniş ovalar, suyla buluşturulamadığı için tarımdan yeterli verim alınamamıştır.
• Bakır, krom, demir gibi yeraltı kaynakları yeterince değerlendirememiş, devletin işlettiği KİT’ler de özelleştirilmiştir.

Sevgili Elazığlılar;
AKP’li Belediye Başkanlarının sadaka kültürünü geliştirme hedeflerinin olduğunu biliyoruz. Halkın iş, aş sahibi olması için değil de, kendilerine muhtaç olması için politika üretiyorlar. İhtiyaç sahibi halkı, oy deposu olarak tutmak istiyorlar. İhtiyaç sahibi vatandaşa, hakkı olan sosyal yardımı rencide edecek şekilde, açıktan vermekten çekinmiyorlar.
Sosyal devletin yapması gereken, ihtiyaç sahibi vatandaşları belirleyip, onların adına açılan banka hesaplarına sosyal yardım parasını yatırmaktır. Esas olan yardımları yaparken, sağ elin verdiğini sol elin görmemesidir.
Biz vatandaşlarımızın ihtiyacı olan parayı banka hesaplarına yatıracağız. Vatandaşımız, verdiğimiz kartlarla hesaplarındaki parayı çekerek istediği gibi ihtiyacını karşılayabilecek. İsteyen mutfak için harcayacak, isteyen, çocuğuna ayakkabı alacak.
31 Mart’ta halk size en güzel cevabı verecek, üstümüze örtmeye çalıştığınız kara bulutlar gidecek, bahar gelecek.
Çünkü #MartınSonuBahar


Yıldırım Kaya
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili

10 Mart 2019/Elazığ

Hiç yorum yok: