CHP PM Üyesi Yıldırım Kaya darbe girişimi sonrası hükümetin yanlış politikaları hakkında bir basın açıklaması yayınladı. Kaya'nın basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye nasıl bir süreçten geçti? Bu sürece nasıl gelindi? Bu sürecin sorumluları kimlerdir? Bu yaşananlardan hangi dersler çıkartılmalı? Bundan sonraki sıkıntılı süreci nasıl ve kimlerle aşacağız? Bu sorulara onlarcasını ekleyebilir, yüzlerce çözüm bulabiliriz. Ama Türkiye halkları, bir “üst akıl” tarafından algı yönetimi ile istedikleri yöne yönlendirilmek istenmektedir.
12 Eylül askeri faşist darbesi “Yeşil Kuşak” Projesi doğrultusunda, Siyasal İslam’ın örgütlenmesinin başlangıcıdır. Demokrasi ve Emek güçleri askeri faşist darbe ile sindirilmiş ve yok edilmeye çalışılmıştır. Darbenin gerekçelerini oluşturan nedenleri anlatırlarken “Güya dönemin Milli Selamet Partisi'nin Konya mitinginde İstiklal Marşı okunurken Necmettin Erbakan ve mitinge katılanlar oturarak saygısızlık yaptılar” ve bu “Laik Cumhuriyete” karşı bir “kalkışmadır” dediler. Ama sonrasında, Kenan Evren ve darbeci generaller eliyle palazlandırılan “ Siyasal İslam” oldu.
Fethullah Gülen, o dönem devreye sokularak, cemaatlerin ve örgütlenmelerinin önü açıldı. Anadolu Müslümanları, gerçek inanan ve inançlarını, ibadetlerini yaşamak isteyen insanlarımız bilerek ve isteyerek kullanılarak; “Yeşil Kuşak Projesi” gereğince cemaatlere altın çağları yaşatıldı, olanaklar sağlandı.
2002 yılından itibaren ise; AKP hükümetleri eliyle, devlet kurumları tamamen, başta hizmet hareketine ve çeşitli cemaatlere teslim edildi. Bizler, Demokrasi ve Emek güçleri, bu gidişin ülke için ciddi bir tehdit unsuru olduğunu, devlet kurumlarının cemaatlere teslim edilemeyeceğini, liyakat ve iş becerisi üzerinden adaletli bir çalışma yürütülmesini gerektiğini anlattık. Ama bizleri dinleyen olmadı.
FETÖ önce devlete sızdı. İlk çıkarttıkları dergilerinin adı ‘’SIZINTI’’ olması tesadüf değildi. Daha sonra hareketlenmeye ve yayılmaya başladılar. ‘’SIZINTI’’ dergisinden sonra ‘’AKSİYON’’ dergisini çıkarttılar. Daha sonra da AKP hükümetinin sağladığı olanaklar sayesinde harekete geçme zamanı geldiğini düşünerek, tersten okunduğunda açık mesajı ‘’NAMAZ’’ olan ‘’ZAMAN’’ gazetesi ile yoksul halkımızın, köyden şehre göç etmiş saf ve temiz Anadolu insanımızın beyinlerine girerek, tıpkı kanserli hücreler gibi yayıldılar. Halka hizmet hareketi adı altında, kilit noktalara gelebilecek gençlerin, üniversitelerin ilgili bölümlerinde okutulması, ağabey, abla yetiştirilmesi tesadüf değildi.
Başta, Askeriye, Hukuk, Milli Eğitim, Yerel Yönetimler, Polislik gibi temel Devlet kurumlarını denetimleri altına aldılar. Süreçte AKP’li Belediye Başkanları, Milletvekilleri, Türkçe Olimpiyatlarına katkı için birbiriyle yarışıp, Okyanus ötesine selamlarını, bağlılıklarını ekranlardan sunmakta bir sakınca görmediler. FETÖ ’nün müritleri, içeride ve dışarıda, sadece ekonomik yönden değil, hareketin her yönden siyasileşmesi ve güçlenmesi için katkı sundular. Çünkü et, tırnaktan ayrılmıyordu. FETÖ ile AKP ortak hareketle, Anadolu Müslümanlığını bitirerek, Siyasal İslam’da birleştiler ve bu günlere geldik.
Halkımızın camilere, vakıflara, cemaatlere, Kuran kurslarına olan güvenlerini yok ettiler. Basına yansıdığı üzere masum halk çocuklarını sadece sapık emellerine alet etmekle kalmayıp, camide Kuran öğrensin, vakıflarda dindarlık öğrensin, cemaatlerle dinimize hizmet etsin diye gönderdikleri çocuklarını başka bir sapıklığa alet edip, devleti yıkmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombalattıklarını, halkın, askerin üzerine bombalar ve kurşunlar yağdırdıklarını gördüler.
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Laik düzeni yıkmaya çalışanlara göz yumanlar, “Üç ayyaş” lafını içlerine sindirenler, şimdi sokaklarda “ Demokrasi Havarisi” kesildiler. Bugün, cemaatlerin emrinde olanları devletten temizliyoruz diyerek, masum insanların canları yakılıyor. BANK ASYA ’yı kendi elleri ile açanlar, bu bankaya FETÖ’ye hizmet ettiğini bilmeden, konut kredisi kullanan ya da bu bankaya para yatıran Kamu emekçilerini, FETÖ’ye destek olsun diye açanlarla karıştırıp, FETÖ’ye mali destek sunmakla suçlayarak, meslekten men ya da açığa alma cezasına çarptırıyorlar.
Eğitim alanında; Eğitim-Sen ve Eğitim- İş sendikasına üye olanları ve başta İstanbul Büyük şehir belediyesinde olmak üzere, Tüm- Bel- Sen üyesi kamu çalışanları bir bir, açığa alınıyor, meslekten çıkarıyorlar. Durdurun bu tür cadı avını.
Devlet kurumları FETÖ cemaatinden arındırırlarken ki çok geç bile kalındı yerlerine farklı cemaatlerden kadro yerleştirmekle meşguller. Yakın zamanda ATATÜRK’e ve CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU’na hakaretler yağdıran Yahya Irmak’ı, Ankara İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak atadılar.
Devlet; cemaatler ve yandaşlar eliyle yönetilemez. Devlete alınacak kamu çalışanları, liyakat, beceri, yetenek vb. bakılarak, kendi geleceğinden önce, ülkesinin geleceğini düşünenler, “tüyü bitmemiş” yetimlerin haklarına göz dikmeyenler kamuya alınmalıdır. Dün, FETÖ ’ye göz yummayın, ‘’YANLIŞ YAPIYORSUNUZ’’ dediğimizde, bize kulak tıkayanlar; Şimdi de, diyoruz ki; Yeni yandaş cemaatleriniz de, yarın bu ülkenin başına bela olacaklardır. Türkiye halklarına yine sırtlarını dönecekler, size bu kez de bunlar “ihanet ”edeceklerdir.
Darbe girişimi AKP' ye mi? Yoksa Parlamenter Rejime mi yapıldı?
Yol yakınken; LAİK, DEMOKRATİK, BİLİMSELEĞİTİMLE yeni nesiller yetiştirelim.
İlelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’ni,Özgürlükçü Demokrasi ile buluşturalım.
Yarın çok geç olmadan, DEMOKRASİ VE BARIŞ diyelim.
Sizin de işleriniz “YAVER” gitsin!..
Yıldırım KAYA
CHP PM Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder