30 Eylül 2016 Cuma

Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu Üyeleri CHP LideriKemal Kılıçdaroğlu'yla Görüştü

Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu Üyeleri CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla Görüştü
15 Temmuz FETÖ Terör Örgütü darbe girişiminden sonra mağdur olanların ve ailelerinin kurduğu “Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu” yaptığı ilk basın açıklamasının ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğl'yla görüştü.


TBMM'nde grubu bulunan dört partiden  görüşme talebinde bulunan "Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu" üyeleri, ilk  randevuyu veren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla Görüştü. Kılıçdaroğlu'na sorunlarını anlatan platform üyeleri destek sözü aldı.



Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu Basın Açıklaması

Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu İlk Basın Açıklamasını Yaptı
15 Temmuz FETÖ Terör Örgütü darbe girişiminden sonra mağdur olanların ve ailelerinin kurduğu “Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu” mağduriyetlerini gündeme getirmek amacıyla Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi’nde bir basın açıklaması düzenledi.


Basın açıklamasını mağdur yakınlarından Hilal Erdoğan okudu.  Basın açıklamasında konuşan, FETÖ Terör Örgütü tarafından sırtından vurularak öldürülen Şehit Yüzbaşı Özkan Hekin’in eşi Fatma Hekin, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı

Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu
Basın Açıklaması

Öncelikle ilk basın açıklamamız aracılığıyla “Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu” üyeleri olarak, 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ Terör Örgütü tarafından katledilen şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, gazilerimize ve tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Kendi meclisine bomba yağdıracak kadar ihanet içinde olan, 250 masum vatandaşı gözünü dahi kıpmadan katledecek kadar canileşen FETÖ Terör Örgütü’nün devletten tamamen temizlenerek cezalandırılmasını istiyoruz.

Bizler 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL kapsamında çıkartılan KHK’ler ile tutuklanan, ihraç, edilen, açığa alınan ve çeşitli şekillerde mağdur edilen kişiler ve onların aileleriyiz.

Mağduriyetimizin giderilmesi için bir araya gelerek, “Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu”nu kurduk.

Biz kim miyiz?
Biz darbe karşıtlarıyız.
Bizlerde FETÖ Terör Örgütü mağdurlarıyız.
Vatanını seven masum halkız…

Ben Kim miyim?
Ben, halkın üzerine ateş açtırmadığım ve açmadığım için darbeciler tarafından sırtından vurularak katledilen Yüzbaşı Özkan Hekin’im. Katillerim itiraf etmesine rağmen, beni darbeci ilan ettiniz, çocuklarımı aç bıraktınız, mezarımda dahi rahat uyumama izin vermediniz.

Ben darbecilerin kullandığı tankı canı pahasına ele geçirip meclisi koruyan, halkın alkışladığı, devletin hain ilan edip, ihraç ettiği o polis memuruyum.

Ben barış isteyen akademisyenim.
Ben laik eğitimi savunan FETÖ Terör Örgütü ile her zaman mücadele eden öğretmenim.
Ben Fethullah Gülen’i yargılayan hakimim…
Ben darbeden habersiz linç edilen 19 yaşındaki erim.
Ben polise “abi askerliğim yanar mı” diye soran o masun erim.
Ben emir komutaya uyduğum için cezaevinde olan subayım.
Ben vatan haini ilan edilen bir gaziyim.
Ben vatan haini ilan edilen bir şehit çocuğuyum.
Ben devletin onayıyla kurulan bankaya para yatıran, özel okula çocuğunu gönderen, sendikaya üye olan kamu çalışanıyım.
Ben tercih hakkı elinden alınan özel üniversite öğrencisiyim.
Askeri üniforma giymenin hayalini kurduğum kapatılan askeri okulun öğrencisiyim.


Ben kim miyim?
Ben darbecilerin katlettiği Şehit Yübaşı Özkan Hekin’in eşi Fatma’yım.
Ben darbecilerin katlettiği Astsubay Eray Demir’in eşi Fatma’yım.
Bizim isimlerimiz gibi acılarımızda ortak!

Bizi Vatan haini ilan ettiler!
FETÖ Terör Örgütü üyesi yaptılar!
Sırtımıza yüklediğiniz yük çok ağır…
Bunu taşıyamayız!

Masumların cezalandırılmasının, FETÖ Terör Örgütü ile mücadeleyi sekteye uğratmaktan başka bir işe yaramayacağını biliyoruz.

Bizler Darbe Karşıtı OHAL Zedeler Dayanışma Platformu olarak, üzerimize atılan vatan hainliği damgasından kurtulmak, alnımıza sürülen bu kara lekeyi silmek için adil yargılanma hakkı istiyoruz.

Yeni mağdurların doğmaması için savunma hakkımızın verilmesini, evrensel hukuk kurallarının tam anlamıyla işletilmesini istiyoruz.

Ve bunu hemen istiyoruz…
Çünkü geciken adalet adalet değildir!






27 Eylül 2016 Salı

Yüzbaşı Özkan Hekin Neden Şehit İlan Edilmiyor

Yüzbaşı Özkan Hekin Neden Şehit İlan Edilmiyor
15 Temmuz darbe gecesi sırtından vurularak öldürülen Yüzbaşı Özkan Hekin'in hain olmadığı FETÖ Terör Örgütü tarafından şehit edildiği bir kez daha, yeni delillerle ispat edildi.

AA'nın haberine göre; Yüzbaşı Özkan Hekin'i şehit eden Astsubay Halil Burak Balcı, FETÖ Terör Örgütü'nün İmamı olarak bilinen Adil Öksüz gözaltındayken kendisiyle üç kez telefonla görüşen Hasan Balcı'nın oğlu olduğu ortaya çıktı. Darbe girişiminin yaşandığı gece Balcı'nın, görevli olduğu Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığından Ankara'yı bombalayan uçakların havalandığı Akıncı 4. Ana Jet Üssüne geldiği ve burada darbecilerin safında yer almadığı için Yüzbaşı Özkan Hekin'i şehit ettiği belirlendi.



Yüzbaşı Özkan Hekin’in, 15 Temmuz darbe gecesi darbeye karşı çıktığı için Ankara Akıncılar Üssü’nde arkadan vurularak şehit edildiğini “Kahramanlık İle Hainlik Arasındaki İnce Çizgi başlıklı yazımızla duyurmuştuk.

Genel Kurmay Başkanlığı, Yüzbaşı Özkan HEKİN’i 5 Ağustos 2016 tarihinde, “Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiğinden… Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın teklifi, Genelkurmay Başkanı’nın İnhası ve Milli Savunma Bakanı’nın onayı ile KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMASINA” karar vermişti.

Yapılan itiraz ve  incelemeler sonucu Kazan Cumhuriyet Savcılığı da 11 Ağustos 2016 tarihlinde Genel Kurmay Başkanlığı’na gönderdiği yazıda Özkan Hekin'in şehit edildiğini bildirmişti;

Savcılık tarafından Genel Kurmay'a gönderilen yazıda “15.07.2016 günü FETÖ/PYD Terör Örgütü tarafında Anayasal Düzeni Yıkmaya Yönelik darbe teşebbüsü kapsamında İnsani Yardım Tugayı’ndan çağrılarak nizamiyeye gelen Yüzbaşı Özkan HEKİN’in Akıncı 4. Ana Jet Üssü Yenikent 2 nolu nizamiyesinde 16.07.2016 günü sabah saatlerinde Konya 3. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda görevli Halil Burak Balcı tarafından vurularak öldürüldüğü anlaşılmıştır." denilmişti.

Ortaya çıkan bütün deliller  göz önüne alındığında, Yüzbaşı Özkan Hekin 'in tüm haklarının iade edilerek, şehitlik mertebesine çıkartması gerekiyor.

Deliller ortadayken,  Genel Kurmay Başkanlığı Yüzbaşı Özkan Hekin'i hain ilan ettiği kararını neden düzeltmiyor. Yüzbaşı Özkan Hekin neden "ŞEHİT" ilan edilmiyor.

Özkan Hekin'in şehit ilan edilerek ailesinin ve iki çocuğunun acılarının dindirmesi gerekir.  

CHP olarak bugüne kadar tüm darbe karşıtı mağdurların sesi olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Eğitimin İçeriği Her Şeyi Değiştirir

Eğitimin İçeriği Her Şeyi Değiştirir

FETÖ’cüler gibi AKP’nin de gizli bir ajandası var. Devleti tüm kurumlarıyla ele geçirip özlemini duydukları düzeni kurmak. Bunun en önemli ayağı eğitim. Eğitimin içini boşaltarak karanlık emellerine ulaşmayı hedefliyorlar. Çünkü eğitimin içeriği eğitimden de önemlidir. Uzun vadeli emellerini eğitimle gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Gün geçmiyor ki AKP’nin eğitim üzerine yeni bir oyunu ortaya çıkmasın. Şimdi de Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin girebildiği ve en başarılı öğretmenlerinin sınavla seçilerek görev yaptığı “proje okullarına” el attı. Nedir bu proje okulları? Ne yapmaya çalışıyorlar? Başarılı ve kurumsal geçmişi olan okulları çökertip piyasacı ve gizli emellerine yeni bir çatışma alanı mı oluşturuluyor? Ankara’da Atatürk’ün adını taşıyan ve 1886’da kurulan Ankara Atatürk Lisesi'ni de proje okulu kapsamına aldılar. Okulda öğretmen kıyımı yapılıyor. Öğrenciler tedirgin ve motivasyonları gittikçe düşürülüyor.

Proje okulları öğretmenlerinin sınavla kazandıkları hakları, çıkartılan bir genelge ile ellerinden alındı. Öğretmenlerden 8 yılını dolduranlar başka okullara sürgün ediliyor. Dört yılını dolduran öğretmenlerin okulda kalıp kalmayacağı ise idarenin keyfiyetine bırakılıyor.  Onların yerine Milli Eğitim Bakanı tarafından sınavsız yandaş öğretmenler atanıyor. Bu nasıl bir proje? Neyin, kimin projesi? Eğitimde yeni bir yapı mı oluşturuluyor?

Fakat biliyoruz ki AKP iktidarı çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin kalesi olan proje okullarındaki öğretmenleri dağıtarak kendi kadrolarını kuruyor. Özgür düşünen, sorgulayan bireyler yerine, kindar ve dindar nesiller yetiştirmek istiyor. Herkes uyanmalıdır.

Bütün okullar imam hatipleştirilmeye çalışılıyor.  15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan okullar da İmam Hatibe dönüştürülüyor. Seçmeli dersler arasına giren Arapça, bazı okullarda zorunlu ders olarak okutuluyor.  

Son olarak Düzce’nin Akçakoca ilçesinde bulunan Sosyal Bilimler Lisesi, İmam Hatip Kız Lisesine dönüştürüldü. Okullarının İmam Hatibe dönüştürülmesine karşı çıkan öğrenciler eylem yaparak okullarını terk etmedi.  Okuldaki gerginlik İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerini karşı karşıya getirdi. Liseli çocuklarımız siyasetin ve çatışmanın tam ortasına çekiliyor.


Diyelim ki bütün okulları İmam Hatip yaptınız nereye varacaksınız? Bütün çocuklar Arapçayı ana dilleri gibi öğrendi sonuç ne olacak? Hedefiniz ne? Türkiye’yi nereye sürüklemek istiyorsunuz?

Eğitimi bilimsellikten uzaklaştıranlar, 5-6 yaşındaki çocuklara dini eğitim veriyorum diye köhne binaların bodrum katlarında ve cemaat yurtlarında tecavüz edilmesine sessiz kalanlardır. Bundan ötesi var mı?

Aynı zihniyet, “laikliği kazanacağız” bildirisi dağıtan Birleşik Haziran Hareketi üyelerini ve HTKP Genel Başkanı Erkan Baş’ı, yerlerde sürükleyip, ters kelepçe takarak gözaltına aldı.

Mevcut eğitim sistemi tamamen değişmelidir. Avrupa’nın Almanya’sına, Uzakdoğu’nun Japonya’sına, çölün ortasındaki İsrail’e… Ve  ABD’ye bakılmalı. Dünyaya teknoloji pazarlayan ülkelerin eğitim politikaları incelenmelidir.

Bir ülkenin eğitim politikası, çağı yakalamasını sağlayabileceği gibi, Ortaçağ’ın karanlığına da sürükleyebilir.  Gelişmişlik kindar ve dindar nesil yetiştirmekle ters orantılıdır. Kindar ve dindar nesille varacağımız yer Ortaçağ karanlığıdır. Aydınlık Türkiye’yi kurmanın yolu bilimsel eğitimden geçer.

                                                                                                                26.09.2016
                                                                                                             Yıldırım Kaya
                                                                                                   CHP  Parti Meclisi Üyesi

23 Eylül 2016 Cuma

Örgütlü Mücadelenin Gücü Kazandı, Kazanacak!

Örgütlü Mücadelenin Gücü Kazandı, Kazanacak!
15 Temmuz darbe girişiminden sonra binlerce kamu emekçisi tutuklandı, ihraç edildi ya da açığa alındı. Darbeci FETÖ’cüler için çıkartılan KHK’ler muhalefet için silah oldu. AKP’li olmayan, AKP politikalarını eleştiren herkes terörist, vatan haini ve darbeci ilan edildi.

Artık farklılıklara tahammül yok. AKP’nin politikalarını eleştirdiği, laik bilimsel, demokratik ve çağdaş eğitimi, demokrasiyi ve barışı savunduğu için, Ankara katliamı başta olmak üzere yüzlerce ölüme dur dediği için, Eğitim Sen’in 11.500 üyesi terörist ilan edilerek açığa alındı.

Tunceli’de açığa alınan Eğitim Sen üyesi öğretmenlerden 419’unun göreve geri döndüğü gibi diğer illerdeki binlerce eğitim emekçisi de sendikalarına sahip çıkarak ve sendikalarıyla birlikte mücadele ederek kazanacaklardır.

Böyle zor zamanlarda örgütlü mücadelenin gücü ve önemi bir kez daha ortaya çıktı. Örgütlü mücadele eden her birey Eğitim Sen'liler gibi kazanır.

Türkiye’nin dört bir yanında 50 binin üzerinde öğretmen, binlerce, asker, polis, hakim, savcı, öğrencinin sorununun çözümü örgütlü mücadeleden geçmektedir.

Darbe karşıtı OHAL zedeler dayanışma içerisinde bu karanlığa karşı mücadele etmelidirler.

Biz CHP olarak bu örgütlü mücadeleyle dayanışma içerisinde olduk ve olmaya devan edeceğiz.

CHP her zaman örgütlü mücadelenin gücüne inandı. Bu inançla da toplumun hem bireyleriyle hem de örgütlü güçleri ile birlikte olacaktır.

Alman Friedrich Martin Niemöller dediği gibi; “Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım, çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim, çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.

Kamu emekçilerinin 100 yıllık mücadele tarihlerinde hep söyledikleri gibi…

Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız!

YA SİZ!

                                                                                                              Kahramanmaraş
                                                                                                                   23.09.2016
                                                                                                              Yıldırım Kaya
                                                                                                      CHP Parti Meclisi Üyesi

22 Eylül 2016 Perşembe

CHP Parti Meclis Üyesi Yıldırım Kaya İMC TV'nin Canlı Yayın Konuğu Oldu

CHP Parti Meclis Üyesi Yıldırım Kaya imc TV'nin Canlı Yayın Konuğu Oldu
CHP Parti Meclis Üyesi Yıldırım Kaya, 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra ilan edilen OHAL kapsamında çıkartılan KHK'ler ile tutuklanan, ihraç edilen ve açığa alınan mağdurlarla ilgili İMC TV'nin canlı yayın konuğu oldu.

20 Eylül 2016 Salı

Ders Zili Öğretmensiz Çalıyor

Ders Zili Öğretmensiz Çalıyor
50 binin üzerinde öğretmenin açığa alınıp, ihraç edildiği bir dönemde, “2016-2017 Eğitim Öğretim Yılı” büyük sorunlarla başlıyor. 19 Eylül Pazartesi günü, 18 milyon 43 bin 15 öğrenci ve 900 bin öğretmen ders başı yapacak.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda 62.357, geçici eğitim merkezlerinde ise 248.902 olmak üzere toplam 311.259 Suriyeli öğrenci de eğitim öğretime başlayacak.


14 yıllık AKP hükümeti döneminde, eğitim içinden çıkılamaz sorunlar yumağı haline geldi. En fazla Milli Eğitim Bakanı bu dönemde değişti. Tek partinin iktidar olduğu bir dönemde altı Milli Eğitim Bakanı değiştirilerek rekor kırıldı. Her bakan değişikliğinde yeni bir uygulama denendi. Uygulamalar tamamlanamadan bakan değişikliği ile her şey sil baştan başlatıldı. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler neyi nasıl yapacaklarını şaşırdı.

AKP hükümeti, Türk-İslam sentezine dayalı, gerici ve ırkçı eğitim politikası ile eğitimi elli yıl geriye götürdü. Eğitimin imam hatipleştirilmesine hız verildi. 4+4+4 gibi ucube bir uygulama ile okullarda dini eğitime ağırlık verilerek, Çağdaş, Bilimsel, Laik ve Demokratik Eğitimden uzaklaşıldı.

Eğitim alanı cemaatlere ve tarikatlara terk edildi. Özel okullar cemaatlerin denetiminde çığ gibi büyüdü.

Eğitimde özelleştirme en üst seviyeye ulaştı. Gizli özelleştirme politikalarıyla parasız olması gereken eğitim paralı hale getirildi. Devlet okullarında ihtiyaçların veliler ve öğrenciler tarafından karşılanması olağan oldu.

Öğrenci sayısı artarken, okul ve öğretmen sayısı aynı oranda artırılamadı. Bu olumsuz duruma 15 Temmuz darbe girişiminden sonra açığa alınıp ihraç edilen öğretmenlerde eklendi.

Bilimsel eğitimi savunan FETÖ karşıtı öğretmenler ihraç edildi
15 Temmuz darbe girişimi sonrası, FETÖ/PDY örgütünü çökertme bahanesi ile öğretmenlere yönelik kıyım hareketi başlatıldı. FETÖ Terör Örgütü ile uzaktan yakından ilişkisi olmadığı gün gibi açıkta olan Eğitim Sen üyesi binlerce öğretmen; Laik, Demokratik, Çağdaş ve Bilimsel Eğitimi savundukları için açığa alınıp, ihraç edildi.

Gerici eğitim politikalarını hayata geçirmek isteyen iktidar, darbe girişimini fırsata çevirdi. Sözleşmeli öğretmen dönemini başlattı. Boşalan öğretmen kadrolarını kendi kadroları ile doldurmaya başladı. İlk aşamada dershanelerde ve öğrenci etüt eğitim merkezlerinde eğitim personeli olarak görev yapanlar arasından 5 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılacak. 10 Ekim’de de 15 bin sözleşmeli öğretmen ataması gerçekleştirilecek.

AKP, gerici eğitim politikalarıyla Türkiye’ye nasıl bir gelecek vadediyor?

Laik, demokratik bir Türkiye mi?
Ekonomik bağımsızlık mı?
Bilimsel araştırmalar mı?
Yeni buluşlar mı?

Ama biz laik, bilimsel ve çağdaş bir eğitimle bunu başarabiliriz!

                                                                                                                  18.09.2016
                                                                                                              Yıldırım Kaya
                                                                                                     CHP Parti Meclisi Üyesi

OHAL Kapsamında Açığa Alınan ve İhraç Edilenler Ne Yapmalı

OHAL Kapsamında Açığa Alınan ve İhraç Edilenler Ne Yapmalı

  • Öncelikle bir avukatla görüşüp; İdare Mahkemesi, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e belgeleriyle birlikte dava açmalı.
  • İllerde Valiliklerde kurulan inceleme masalarına suçsuzluğunu anlatan dilekçeler vermeli.
  • Açığa alınan ve ihraç edilen öğretmenler; bulundukları İl Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığı ile ya da doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı, REHBERLİK ve DENETİM BAŞKANLIĞINA durumlarının yeniden değerlendirilmesi için dilekçe vermeli.
  • TBMM İnsan hakları İnceleme Komisyonu ve TBMM Dilekçe Komisyonu’na bir dilekçe ile başvurulmalı.

Ayrıca;
  • CHP Genel Merkezinde kurulan Darbe Girişimi Sürecini İzleme Komisyonu’na aşağıdaki bilgilerle müracaat edilebilir.
Ad Soyad:
Çalıştığı Kurum:
Görevi:
Son Durumu/İhraç/Açığa Alınma/vb..: 
İli:
Telefon:

16 Eylül 2016 Cuma

Yıldırım Kaya Halk TV'ye Konuk Oldu

Yıldırım Kaya Halk TV'ye Konuk Oldu
Halk TV'de Elif Doğan Şentürk'ün programına katılan CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bayramın ikinci günü, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası tutuklu bulunanların Sincan Cezaevi önünde bekleyen ailelerini ziyaret eden Kaya, "Unutulmuşlar ve itilmişleri bizim unutmamız mümkün değildi." dedi. 




CHP'nin  kimsesizlerin sesi olmaya devam eden bir parti olduğunu ifade eden Kaya,  anaların çığlığının bayramı unutturduğunu söyledi.

Kaya, "Genel Kurmay Başkanımızın bir açıklaması var, Diyor ki askerde kuraldır en tepeden karar verilir en alttaki bu karara uyar. Çok doğru. En tepeden verilen kara er ve erbaşlar uyduğu için bugün mahpuslarda çürümeye terk ediliyorsa, Genel Kurmay Başkanı bu sözünün arkasında dursun. Komuta kademesinde hiç bir suçu günahı olmayan sadece emre itaat etmekten başka sorumluluğu  olmayan insanların aileleri cezaevi önünde mağdur ve perişanlar. Bu çığlığa mutlaka ve mutlaka bu ülkeyi yönetenler kulak vermeliler. Bu ülkede emir komutanın tepesindekiler bu çığlığa ses olmalılar, nefes olmalılar" dedi.

Emir komutaya uyanların mahpusta, uymayanların ise mezarda olduğunu söyleyen Kaya, darbe girişiminde bulunanların, meclise ve halkın tepesine bomba yağdıranların ise sonuna kadar cezalandırılması gerektiğini söyledi.

15 Eylül 2016 Perşembe

Atatürk büstleriyle var olmadı ki kaldırdığınızda yok olsun!


Atatürk büstleriyle var olmadı ki kaldırdığınızda yok olsun.!!!
Karanlığın bekçileri sinsi bir şekilde Atatürk büstlerini kaldırmaya devam ediyor. Son olarak 58 yıl önce, eğitim-öğretime başlayan; Bolu Kıbrıscık Ortaokulu bahçesinde bulunan Atatürk büstü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kaidesi ile birlikte yerinden kaldırıldı.

Atatürk büstünün kaldırılma gerekçesi ise “öğrencilerin teneffüslerde bahçede oynarken büste çarparak yaralanmaları” olarak açıklandı.

Kıbrıscık Belediye Başkanı Doğan Dağ ise büstün kaldırılma gerekçesini yalanlayarak, okul bahçesinin daha önceleri mevcut öğrenci sayısının en az on katı öğrenciyi kaldırabildiğini söyledi. Atatürk büstünün kaldırılmasını kınayan Dağ, “Atatürk büstü ve kaidesinin kaldırılmasının “Atatürk İlke ve Devrimleri” ile hesaplaşma isteğinin bir sonucu olduğunu” ifade etti.

Madem Atatürk büstünü kaldıracak kadar cesaretin var, bahaneler üretmeyeceksin!
Nedenlerini açıklayacak kadar da cesur olacaksın.
Döneklik yapmayacaksın!

Atatürk büstünü kaldırmakla ona zarar vereceklerini sanıyorlar. Ama sonları hep hüsran oluyor ve olacak! Atatürk büstlerinin tamamını da kaldırsanız onun açtığı aydınlık yolu kapatamazsınız.

Atatürk büstleriyle var olmadı ki kaldırdığınızda yok olsun!

Aynı karanlık düşünce, daha önce de, TBMM koridorunda aslı bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ün Mareşal rütbeli fotoğrafını duvardan indirmişti.

Ankara’da İnönü İlkokulu ve Ulus İlk Meclis İlkokulu kapatmış, Atatürk ve mücadele arkadaşlarının adlarını öğrencilerimizin bilincinden silmeye yeltenmişlerdi.

Bilinmelidir ki Atatürk ve düşünceleri her zaman yaşayacaktır.

Bu yıl okullar buruk bir şekilde açılacak. Öğrenciler, öğretmensiz, okul bahçeleri Atatürksüz olamaz.
Laik, Bilimsel, Demokratik, Çağdaş ve Barış savunucusu öğretmenleri öğrencilerinden ayırarak eğitimi demokratikleştiremezsiniz.

ÖĞRETMENİME DOKUNMA !..

Unutmayın!
Aydınlıktan kaçılmaz.
Sizin de geldiğiniz son nokta Atatürk posterlerini AKP Genel Merkezine asmak oldu.
Karanlığın sonu Darbeci FETÖcülere teslimiyettir.
Cemaatlere teslim olmak yerine...
KARANLIĞA KARŞI ÖZGÜR DEMOKRATİK TÜRKİYE

                                                                                                              15 Eylül 2016
                                                                                                              Yıldırım Kaya
                                                                                                      CHP Parti Meclisi Üyesi



9 Eylül 2016 Cuma

AKP’nin Yeni Hedefi Eğitim Emekçisi Öğretmenler ve Sendikal Mücadelenin Simgesi Eğitim Sen

Eskimeyen şarkılar gibidir onurlu geçmişimiz..
Biliriz kiii..!!
....Eğitim-Sen’ siz olmaz..
....Öğretmensiz hayat kurulmaz…..
Dost ve düşman bilsin ki, kazanacağız..döneceğiz..yeniden başlayacağız..
Ve..Ve..
Bu karanlık günlerin şarkısını yapıp hep bir ağızdan söyleyeceğiz..
Çünkü bizler boyun eğmeyen onbinleriz..
...
Günler aydınlık olsun..

AKP’nin Yeni Hedefi Eğitim Emekçisi Öğretmenler ve Sendikal Mücadelenin Simgesi Eğitim Sen
FETÖ Terör Örgütü’nün başarısız darbe girişiminden sonra, AKP’nin başlattığı faşist darbe girişimi kapsamını genişleterek devam ediyor. Siyasi iktidar, FETÖ Terör örgütü ile mücadeleyi askıya aldı. Artık hedefte muhalefet var.

AKP yeni bir algı operasyonu başlatıyor. Biat etmeyen herkes terörist, bölücü, hain ve darbeci ilan ediliyor.

AKP’nin yeni hedefi eğitim emekçisi öğretmenler ve sendikal mücadelenin simgesi Eğitim Sen!

1 Eylül barış gününde 28 bin eğitim emekçisini ihraç eden hükümet, 8 Eylül’de de 11 bin 285 eğitim emekçisi öğretmeni açığa aldı.

Milli Eğitim Bakanlığı, Doğu ve Güneydoğu’da açığa alınan 11 bin 285 öğretmeni bölücü terör örgütü ile bağlantılı olduklarını ilan etti. Aynı anlayış barış için imza veren akademisyenleri de FETÖcüleri gerekçe göstererek ihraç etmişti.

Eğitim Sen neden AKP’nin hedefinde?
  • Çünkü Laik, Bilimsel, Demokratik ve Çağdaş eğitim için mücadele yürüten Eğitim Sen üyeleri, FETÖ/PDY Terör Örgütünden daha tehlikeli.
  • Çünkü grev hakkı isteyen Eğitim Sen üyesi öğretmenler TBMM’ni bombalayan anlayıştan daha tehlikeli.
  • Çünkü insanca yaşam için toplu iş sözleşmesi hakkı talep eden Eğitim Sen üyesi öğretmenler halkın üzerine gözünü kırpmadan ateş açanlardan daha tehlikeli.
  • Çünkü barış için mücadele eden Eğitim Sen üyesi öğretmenler halkı tanklarla ezen zihniyetten daha tehlikeli.
  • Çünkü gerici eğitim politikalarına karşı mücadele veren Eğitim Sen AKP için çok tehlikeli!

Siyasi iktidar sağ gösterip soldan vurmayı bırakmalı, tehlikeli bir oyuna başladığının farkına varmalıdır. Eski yol arkadaşlarının açtığı yolda emin adımlarla ilerleyen AKP yolun sonunun karanlık olduğunu görmelidir.

Çünkü aydınlığın karşısında karanlığın hiç sansı yok!

AKP hükumetine çağrımdır!

Cadı avını bırakın. Bayram gelirken insanların gözyaşlarını durdurun. Cezaevlerinde masumlar kan ağlarken evinde babasını bekleyen çocukların gözyaşlarında boğulmak istemiyorsanız… Kurunun yanında yaşın yanmasına son verin.

Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmadı!

09.08.2016
                                                                                                          Yıldırım KAYA
                                                                                                 CHP Parti Meclisi Üyesi

8 Eylül 2016 Perşembe

AKP’nin Sıradaki Hedefi Laik Demokratik ve Bilimsel Eğitim

AKP’nin Sıradaki Hedefi Laik Demokratik ve Bilimsel Eğitim
AKP iktidarı devleti ele geçirerek, ülkeyi savaş alanına dönüştürerek, milleti bölerek gerilimle ve çatışmayla bugüne gelmiştir. AKP son dönemi olan “ustalık” devresinde duvara çarpmıştır. Eğitim çökmüştür.

15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında hükümete OHAL yetkisi verilmiş ve devletten paralelci cemaatçilerin temizlenmesi istenmiştir. Fakat AKP ortaya koyduğu uygulamalarla OHAL amaçlarının dışına çıkmıştır. Darbe fırsatçılığı yaparak karşısında yer alan Eğitim-Sen üyelerine gözdağı vermek istemektedir.

Merak ediyorum! Bu işin sonu nereye varacak? Daha sonra sıra Eğitim-İş, TMMOB, TTB, TBB ve CHP mi gelecek? Çünkü AKP muhaliflerini terörist ilan ederek sivil darbe yapmak istemektedir.

Eğitimi bu hale getiren FETÖ paralel devlet yapılanmasıdır. AKP’nin eski ortağı olan FETOCULAR çaldıkları sorularla istedikleri devlet kademelerinde yıllarca kadrolaştılar. Sonunda da darbe girişiminde bulunarak kaos yarattılar. Şimdi iktidar onlardan boşalttığı kadrolara ENSAR ve TÜRGEV mensupları ile diğer cemaatçileri yerleştirirken dikkati dinci, ırkçı ve gerici söylemle sıradaki hedefi olan Eğitim-Sen üyelerine çekmek istemektedir.

Başbakan, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada doğuda görev yapan öğretmenlere “FETÖ'cülerin başına ne geldiyse onların başına da o gelecek.” demiştir. Burada hedef çağdaş, Atatürkçü, laik ve bilimsel eğitimdir. AKP’nin eğitim politikası, içerik aynı kalmak suretiyle kadro değiştirilerek sürdürülmektedir. AKP eğitimi düzeltmek yerine yeni savaş cepheleri yaratmaktadır. Piyasacı ve cihatçı eğitim politikalarıyla toplum ortaçağ karanlığına götürülmek istenmektedir. AKP’nin toplumun temel ayarlarıyla bu kadar derinden oynamasına izin verilmemelidir. Eğitimin en cefakâr unsuru öğretmenlerdir. Öğretmenlere bayramı zehir etmeyin!

AKP eğitime erişim ve eğitim kalitesini yükseltmek yerine, eğitim emekçilerine saldırmakla uğraşıyor. AKP’nin eğitim politikası; eğitimi tamamen dincileştirilmesi için bir yol temizliğine girişim politikasıdır. Bu politika iç barışımızı bozduğu gibi çağdaş uygarlığa erişimimizi de engeller. Hükümet karşıtlarına toptan saldırarak bir dikta rejiminin mıntıka temizliğini mi yapıyor? Kendi tabanında olmayan öğretmenleri, akademisyenleri BARIŞ istiyor diyerek, terör örgütleri ile ilişkilendirip, önce itibarsızlaştırıyor ve sonra da gerekeni yapmak için ortam ve fırsat kolluyor.

Yeni iktidar mağdurları yaratılmak isteniyor. Ülke bu kadar mağdur ile bir iç savaşa sürükleniyor.

AKP’ye soruyoruz: Muhalifiniz olan herkes terörist mi?

Bu tekçi, savaşçı, piyasacı, kindar ve dindar anlayıştan vazgeçmezseniz telafisi mümkün olmayan durumlara sürükleniriz.

Darbeye de, Diktaya da karşı mücadelemiz sürecek.

Adalet ve Hukuk her zaman, herkese lazım olacak!

08.09.2016
                                                                                                                     Yıldırım Kaya
                                                                                                            CHP Parti Meclis Üyesi

7 Eylül 2016 Çarşamba

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın adını taşıyan “İsmet Yılmaz İlkokulu” kapatıldı

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın adını taşıyan “İsmet Yılmaz İlkokulu” kapatıldı
"Eski Milli Eğitim Bakanlarından İsmet Yılmaz ve Milli Eğitim Bakanlığı eski müsteşarlarından Yusuf Tekin’in adını taşıyan okullar kapatıldı."  

Şaşırdığınızı görür gibiyim. Ama şaşırmayın lütfen. Maalesef böyle bir ülkede yaşıyoruz. Bugün Hasan Ali Yücel’e, Bener Cordan’a, yarın İsmet Yılmaz’a, Yusuf Tekin’e. Bu nedenle sözünü edeceğim konuya karşı öncelikle Sayın Bakan ve Sayın Müsteşar duyarlı olmalıdır.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra şehit olanlara sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur. Ama bu geçmişe, milli kültürümüze ve değerlerimize saldırarak olmaz. Bir yerler yapılmaya çalışılırken, bir yerler yıkılmaz. MEB yöneticileri yanlış uygulamalarda kendilerini ispat için adeta birbirleriyle yarışıyor. Atatürk’e hakaret etmiş kişiyi Ankara’ya İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı yapıp, sonra da Tiran’a Eğitim Ataşesi yaptılar.

Ankara Altındağ ilçesinde bulunan, İnönü İlkokulu ve Ulus İlk Meclis İlkokulu kapatıldı.  Bu konuları gündeme getirmemize rağmen duymazdan gelindi. "Hani YENİKAPI RUHU?" Hadi bunları duymuyor, görmüyorsunuz. Bürokratlarınızın kendilerine ait sözde eğitim siteleri üzerinden Bakanlığınızın resmi belgelerini çarşaf çarşaf yayınlandığını da mı görmüyorsunuz? Üst düzey bürokratlarınızın, ihalelerden önce insanları arayıp müdahale ettiklerini, özel okullarla kirli ilişkiler içinde olduklarını da mı bilmiyorsunuz?

Sayın Bakan, Sayın Müsteşar suçun karşısında susan da dilsiz şeytandır!
  • 28 bin öğretmenin ihraç edildiği MEB’in İMAMI kim?
  • Darbe girişimi sonrası tüm kurumlarda İnsan Kaynakları Genel Müdürleri görevden alınırken, Milli Eğitimde neden hiç kimse alınmadı?
  • İnsan kaynakları Genel Müdürünüzü Hüseyin Çelik mi getirmişti?
  • FETÖ/FDY Milli Eğitim Bakanlığında halen cirit atmıyorsa, bu uygulamaları kim yapıyor?

Trabzon’da Hasan Ali Yücel’in ve eski MEB Müsteşarı Bener Cordan'ın adını taşıyan okulların adları değiştirildi.

AKP iktidarında 6 bakan değiştirildi, ama Hasan Ali Yücel 7 yıl bakanlık yapmıştır. Milli Eğitim tarihinin en önemli eğitimcilerinden biridir. Sadece Türkiye’nin değil Dünyanın da önemli bir değeridir. 1997 yılında, UNESCO Hasan Ali Yücel’in 100. doğum gününün Dünya da anılmasına karar vermiştir. Hem felsefeci hem de ÖĞRETMEN olan bir bakandır.

Yücel döneminde birinci ve ikinci Maarif Şuraları toplanmış, İslam Ansiklopedisi, Sanat Ansiklopedisi, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Türkçe, Fransızca Sözlük ve ansiklopediler basılmıştır. Türkiye’nin eğitim ve kültür hayatına büyük katkıların sunulduğu Yücel döneminde, eğitim-öğretimin tüm alanlarında önemli gelişmeler sağlanmıştır. Köy Enstitülerine de destek verip, gelişmeleri sağlanmıştır.

Sayın Bakan, Bakanlıktaki hırsızlara, sözde internet sitesi sahiplerine, ihale takipçilerine dur deyin. Milli Eğitimimizin gururu olan HASAN ALİ YÜCEL’in adının yaşatıldığı Trabzon'daki HASAN ALİ YÜCEL İlkokulunun adının değiştirilmesi kabul edilemez.

Yeter artık, bu tür uygulamadan vazgeçin.

Laik, Demokratik, Bilimsel Eğitim için çalışmalar yapın.

07.08.2016
        Yıldırım Kaya

CHP Parti Meclisi Üyesi 

6 Eylül 2016 Salı

CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya'nın muhaliflerin kamudan ihracına yönelik Kırklareli'de yaptığı basın açıklaması

CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya'nın muhaliflerin kamudan ihracına yönelik Kırklareli'de yaptığı basın açıklaması


Değerli Basın Emekçileri
15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinden itibaren Halkımız birlik ve beraberlik içerisinde, Darbeye ve Darbeci hainlere karşı siyasi düşünce ayrımı yapmadan mücadele ederek, Demokrasiye, Hukuka, Adalete, Barış ve Huzura sahip çıkılar. 

FETÖ/PDY örgütlenmesinin bu kadar güçlenmesine göz yumanlar, devlet kurumlarına bir bir bilerek ve isteyerek yerleştirenler bu yaşadıklarımızın sorumlusudurlar. AKP hükumeti bu sorumluluğundan hesap vermeden kurtulamaz.

Darbecilerle mücadelenin başarılı olması için siyasi ayağının açığa çıkartılması gerekir.

AKP hükumetinin, FETÖ Terör Örgütü’ne karşı başlattığı operasyonlar, tüm muhalefeti temizleme operasyonuna dönüşmüştür.

Ankara'da Ulus İlk Meclis İlkokulu, İnönü İlkokulu, Trabzon'da Hasan Ali Yücel'in adını taşıyan okulları kapatarak, polise türban takılmasını sağlayarak mı, FETÖcü Darbecilerle mücadele ediliyor!
OHAL’i ve KHK’leri kalkan olarak kullanan AKP iktidarı, terörist ilan ettiği muhalifleri tasfiye yoluna gitmektedir.

Başbakan Binali Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan 14 bin öğretmenin terör örgütünün amaçlarına hizmet ettiğini söyleyerek önce sürgün edileceklerini söyledi. Bir gün sonra açığa alınacaklarını duyurdu. Son olarak da hızını alamayarak ihraç edileceklerin açıkladı.

Aynı anlayış aylar önce de barış için imza veren akademisyenleri FETÖcüler gerekçe göstererek ihraç etmişti.

Hukuk tanımazlıkta Cumhurbaşkanı ile yarışan Başbakan, bu açıklamasıyla, Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan tüm öğretmenleri terörle ilişkilendirerek zan altında bırakmış, yeni bir yargısız infaza imza atmıştır.

Başbakan, henüz yargılanmamış, görevden dahi alınmamış 14 bin öğretmeni neye göre terörist ilan etmiştir.

Bunun tek bir cevabı var! AKP, kendi sivil faşist darbesini sessiz ve sinsice gerçekleştirmeye çalışıyor. FETÖ Terör Örgütü’nün başaramadığını başarmak istiyor. Tüm muhalefeti terörist ilan ederek, korku imparatorluğunu kurmayı hedefliyor.

Bir yandan öğretmenleri ihraç ederken diğer yandan da onların yerine sözleşmeli öğretmen ataması yapılıyor.

OHAL’den de faydalanan AKP, kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırarak sözleşmeli personel sistemini kamuya yerleştirmek istiyor.

Türkiye halkı birlik ve beraberlik için çırpınırken, AKP Hükümeti ayrıştırma ve kendi hattında yanlış uygulamalarına devam ediyor.

Türkiye hukuk devleti olmaya, adaleti uygulamaya, demokrasi ve barış içerisinde yaşamayı hak eden bir ülkedir. Bunu gerçekleştirmek için HALKIN İKTİDARINI kurmak için; Cumhuriyet Halk Partisi üzerine düşen sorumlulukla çalışmasını sürdürmeye devam edecektir.

DARBEYE, DİKTAYA KARŞI DEMOKRASİ, HUKUK ve ADALET

06.09.2016
KIRKLARELİ

Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi