14 Mart 2019 Perşembe
SAKARYALILAR 31 MART’TA SANDIĞA GİTTİĞİNDE TANK PALET FABRİKASINI KATAR’A SATANLARDAN HESAP SORACAK
31 Mart Yerel Seçim çalışmamıza Sakarya’yada devam ettik. Esnaflarımızı, Eğitim İş, Eğitim Sen ve Türk Tabipler Birliğini ziyaret ederek, Eğitim Sen’de bir basın toplantısı düzenledik.
SAKARYALILAR 31 MART’TA SANDIĞA GİTTİĞİNDE TANK PALET FABRİKASINI KATAR’A SATANLARDAN HESAP SORACAK
Değerli Basın Emekçileri;
17 gün sonra yerel yöneticilerimizi seçmiş olacağız… Ancak AKP ve MHP öyle bir seçim politikası yürütüyor ki, seçimlerden sonra da etkisi devam edecek. Kendilerini desteklemeyenlere, zillet, illet, terörist diyen bir anlayış, seçimlerden sonra da herkesi kucaklayamaz.
Türkiye’nin en büyük sorununun ekonomik kriz olduğunu hepimiz yaşayarak görüyoruz. Ancak AKP Türkiye’nin bir beka sorunu olduğunu söylüyor. AKP her zaman olduğu gibi yine yalan söylüyor. Türkiye’nin beka sorunu yoktur. Biz, bu toprakların beka sorununu, emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nda çözdük.
Beka sorununun ne olduğunu bilmeyenler, Sakarya’daki Tank Palet Fabrikasını Katar’a satanlardır. Bu satış sıradan bir satış değildir, bu satış “basma” fabrikasını özelleştirmeye benzemez. Bu satış doğrudan ülke güvenliğini ilgilendiren bir satıştır. Sakaryalılar 31 Mart’ta sandığa gittiğinde bu satışın hesabını soracaktır.
En büyük sorunumuz ekonomik krizdir. İşsiz gençlerimize iş, evsizlere ev, aç insanlarımıza aş için mücadele etmeliyiz. Bizim önceliğimiz; eğitim mücadelesidir, ekonomik krizle mücadeledir, huzurlu, mutlu bir hayatın mücadelesidir…
SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEME YASASI İVEDİLİKLE ÇIKARTILMALI
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Tüm sağlık emekçilerinin bayramını kutluyorum. Sağlık emekçileri de büyük sorunlar yaşıyor. Sağlık emekçileri, mesleki sorunların yanında bir de şiddet sorunuyla karşı karşıyadır. Sağlık emekçilerinin %33’i fiziksel şiddete, %66’sı da sözlü şiddete maruz kalmaktadır.
Sağlıkta şiddeti önleme yasasının ivedilikle çıkartılması gerekir. Biz CHP olarak bu yasanın çıkartılması için her türlü mücadeleyi verdik, bundan sonra da her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.
Türkiye'de 145 bin doktor görev yapmaktadır. 1 doktora 568 hasta düşmektedir. Ağır ve kötü çalışma koşulları, yılda ortalama 150 sağlık emekçisinin intihar etmesine neden olmaktadır.
AKP’nin uyguladığı sağlıkta dönüşüm programı sorunları derinleştirmiş, bütün yetkilerin saraya devredilmesinden dolayı çözüm mekanizmaları da ortadan kaldırılmıştır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI EĞİTİMİ BIRAKMIŞ BELEDİYE BAŞKANLARINA OY TOPLUYOR
Eğitim sorunlarımız da kangren olmuş durumda. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitimi bir kenara bırakmış, belediye başkanları için köy köy dolaşıp oy topluyor.
”Diyarbakır'ın Ergani ilçesinin Canveren Köyü İlkokulu’nda yanan 3 çocuğumuzla ilgilendiniz mi? Ailelerini aradınız mı? Olayı araştırdınız mı? Yer sıkıntımız var diyerek, ağır yanıkları olan çocukları hastaneden çıkarmaya çalışıyorlar haberiniz var mı?” diye defalarca çağrı yapmama rağmen, Milli Eğitim Bakanlığından bir açıklama gelmedi.
KAMU EMEKÇİLERİNİN SORUNLARI DAĞ GİBİ
Kamu emekçilerinin de artık iş güvenliği yok! AKP, FETÖ ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, muhalif gördüğü herkesi terörist diye ihraç ediyor. Davayı kazananlar, haklarında hiçbir soruşturma açılmayanlar dahi işe iade edilmiyor. Atamalar liyakate göre değil siyasete göre yapılıyor. Anayasada güvence altına alınan sendikal haklar gasp ediliyor. Kamu emekçilerinin Anayasal hakları olan grev ve toplu iş sözleşmesi hakkı hala verilmedi.
Öğretmenlerimizi; kadrolu, sözleşmeli, ücretli diye ayırıp emeklerini gasp ediyorlar, ailelerini dağıtıyorlar. KPSS’den en yüksek puanı alıp dereceye giren öğretmenleri mülakatta eleyip, yandaşlara yüksek puanlar vererek atıyorlar.
Bizim tespit ettiğimiz 180 bin öğretmen açığı hala kapatılmadı. Milli Eğitim Bakanı 117 bin öğretmen açığı olduğunu söyleyip, 20 bin atama yaptı. Bakanın açıklamasına göre, 97 bin öğretmenin daha atamasının yapılması gerek.
Sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Sorunun kaynağı olan AKP’nin bu soruları çözmesine imkan yok.
YÖNETİCİ ATAMALARI ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI
Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğini göre Müdürlüğe ve Müdür Yardımcılığına yeniden görevlendirmelerin, yazılı sınava girmeden, “Yönetici Değerlendirme Formu”na göre yapılacağını açıkladı. Bu uygulama, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.
Ayrıca, yöneticiliğe ilk defa görevlendirmelerde, sözlü sınavın 60 puanla baraj haline getirilmesi, KPSS mülakatları da göz önüne alındığında, yönetici adayları yazılı sınavda 100 dahi alsa “muhalif” olarak değerlendirilen kişilerin yönetici olmaları imkansız hale gelecektir.
Görevlendirmelerin liyakate göre değil de mülakata göre yapılması, var olan yönetici kadrolaşmasının devamı anlamına gelmektedir.
Bu konuda, Milli Eğitim Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için TBMM Başkanlığına bir de soru önergesi verdik.
Sorunlarımız ne kadar büyük olursa olsun, Türkiye’nin baharı da o kadar yakın…
#MartınSonuBahar
Yıldırım Kaya
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
14 Mart 2019/Sakarya
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder