Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılsın Rektörler Seçimle Gelsin
TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop’a Açık Mektup
CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Yıldırım Kaya TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek, üniversite rektörlerinin seçimle gelmesi için Yükseköğretim Kanununda ivedilikle değişiklik yapılması çağrısında bulundu.
Kaya, “Üniversite özerkliğinin göstergelerinden biri de rektörlerin seçimle gelmesidir. Türkiye’de rektörler seçimle gelmediği gibi, atama yöntemleri de 12 Eylül askeri darbe döneminin gerisine düşmüştür.” dedi.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a, YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç'a, “Gelin hep birlikte tüm demokratik düzenlemeleri yaparak üniversitelerimizi özgürleştirelim. Üniversitelerimizi siyasilerin vesayetinden çıkartalım, üniversite özerkliğini sağlayalım. Rektörlerin atamayla değil seçimle gelmesi için yasal düzenlemeleri yapalım.” çağrısında bulundu.
“TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop, en büyük görev size düşüyor.” diyen Kaya, “ CHP İstanbul Milletvekilimiz Dr. Sibel Özdemir’in üniversite rektörlerinin seçimle gelmesi için Başkanlığınıza sunduğu, 6 Ocak 2021 tarih ve 2/3325 Esas Nolu ‘Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ivedilikle ‘Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na getirilmesi ve TBMM Genel Kurulunda öncelikli olarak yasalaşması için gereğinin ivedilikle yapılmasını, kamuoyu önünde bir kez daha hatırlatmak istiyorum.” dedi.
Kaya, “Üniversitelerimiz özgürleşsin diye ‘kayyum’ rektör atamalarını kabul etmeyen, mücadele bayrağını yükselten, umutlarımızı diri tutan akademisyenlerimize ve üniversite öğrencilerimize selam olsun.” diyerek, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin ve öğrencilerinin eylemlerine de destek verdi.
TBMM Başkanlığına Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini veren İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir de basın toplantısına katılarak, “Akademik özerklik bilimi ve bilim insanlarını siyasetin müdahalesinden korumaya yönelik oluşmuş kurumsal bir yapıdır. Bu kurumsal yapıyı yok ederek siyasetin emrine vermek bilimin önüne set çekmek, bilim insanını siyasi erkin emrine vermek demektir.” dedi.
Özdemir, “Antidemokratik yollarla atanan üniversite rektörlerinin akademik yeterlilikleri tartışma konusudur. 127 devlet ve 70 vakıf üniversitesinin 197 rektörünün yüzde 23,8’inin Scoups, yüzde 34,5’inin WoS endeksindeki yayınlar arasında hiçbir makalesi bulunmamaktadır. Ayrıca yüzde 50’sinin de her iki endekste yer alan makale sayısı 5 ya da daha az olduğu tespit edilmiştir. 197 rektörün 68’’inin uluslararası yayını yok, 71’inin de yayınına hiçbir atıfta bulunulmamış.” ifadelerini kullandı.
CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Yıldırım Kaya’nın açıklaması:
TBMM BAŞKANI SAYIN MUSTAFA ŞENTOP’A AÇIK MEKTUP
Üniversite özerkliğinin göstergelerinden biri de rektörlerin seçimle gelmesidir. Türkiye’de rektörler seçimle gelmediği gibi, atama yöntemleri de 12 Eylül askeri darbe döneminin gerisine düşmüştür.
18 Haziran 1946 çıkartılan 4936 sayılı Üniversiteler Kanununa göre rektörler seçim ile göreve gelmekteydi. Ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kurulmuş ve rektörlük seçimleri kaldırılmıştır.
Rektörle en az on beş yıl profesör olarak çalışmış olma şartı getirilerek 5 yıl için atanmaya başlanıştır.
7 Temmuz 1992’de rektörlük seçimleri geri getirilirken, YÖK’ün ve Cumhurbaşkanının atama yetkisi korunmuştur.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmiş; rektörlük seçimleri de 29 Ekim 2016’da, 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeniden kaldırılmıştır. Rektörlerin profesör olarak hizmet verme şartı da üç yıla indirilmiştir. 12 Eylül darbecilerinin dahi getirmediği antidemokratik uygulamaların altına imza atılmıştır.
17 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle de “Rektörler profesörlük yapanlar arasından atanır.” hükmü getirilerek rektörlerin üç yıl profesör olarak çalışmış olma şartı da kaldırılmıştır.
Antidemokratik yollarla, liyakata bakılmaksızın, üniversitelerin kültürü yok sayılarak atanan rektörlerinin akademik yeterlilikleri tartışma konusudur.
Rektörlerin akademik başarıları üniversitelerinin başarısıyla doğru orantılı olduğunu ortaya koyan araştırmalar ortadayken; akademik bir başarıya imza atamamış kişilerin siyasi nedenlerle üniversitelere rektör yapılması, başarısızlıkları da beraberinde getirmiştir.
Özellikle de 2016 yılından sonra yapılan liyakatsız rektör atamaları üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası başarılarının hızla düşmesine neden olmuştur.
Üniversite rektörlerinin siyasi öncelikler dikkate alınarak atanması telafisi uzun yıllar alacak tahribata sebep olmuştur. Uluslararası alanda başarılara imza atan köklü üniversitelerimize de büyük zarar vermiştir. Dünyada ilk 500 arasına giren üniversitemiz kalmamıştır.
Antidemokratik rektör atamasının en son örneğini Boğaziçi Üniversitesinde yaşamaktayız. “Kayyum” olarak atanan rektör fiili olarak göreve başlayamamıştır.
Çünkü üniversiteye öğretim üyeleri antidemokratik uygulamayı protesto ederek, rektör yardımcılığını kabul etmemiş ve kayyun rektöre sırtını dönmüştür.
Boğaziçi üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinin antidemokratik rektör atamasına karşı demokratik mücadeleleri hala devam etmektedir.
Buradan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a, YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç'a bir çağrı yapıyorum.
Gelin hep birlikte tüm demokratik düzenlemeleri yaparak üniversitelerimizi özgürleştirelim. Üniversitelerimizi siyasilerin vesayetinden çıkartalım, üniversite özerkliğini sağlayalım. Rektörlerin atamayla değil seçimle gelmesi için yasal düzenlemeleri yapalım.
TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop, en büyük görev size düşüyor. CHP İstanbul Milletvekilimiz Dr. Sibel Özdemir’in üniversite rektörlerinin seçimle gelmesi için Başkanlığınıza sunduğu, 6 Ocak 2021 tarih ve 2/3325 Esas Nolu “Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin ivedilikle “Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu”na getirilmesi ve TBMM Genel Kurulunda öncelikli olarak yasalaşması için gereğinin ivedilikle yapılmasını, kamuoyu önünde bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Üniversitelerimiz 12 Eylül askeri darbe dönemini aratacak uygulamalarla ve kanunlarla yönetilmeyi hak etmiyor.
Üniversitelerimiz özgürleşsin diye “kayyum” rektör atamalarını kabul etmeyen, mücadele bayrağını yükselten, umutlarımızı diri tutan akademisyenlerimize ve üniversite öğrencilerimize selam olsun.
Parlamenterler olarak bizler de söz veriyoruz, üniversitelerimiz özgürleşene kadar mücadelemiz devam edecek…
Yıldırım KAYA
CHP Ankara Milletvekili
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu CHP Grup Sözcüsü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder