31 Mart 2020 Salı

KORONAVİRÜS SALGINI EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Koronavirüs Salgını Eğitimde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Koronavirüs salgını hayatın tüm alanlarını olduğu gibi eğitim sistemini de etkiledi. Okullara bir hafta ara verildikten sonra eğitime, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden uzaktan eğitimle devam edilmeye başlandı.

Uzaktan eğitim 30 Nisan tarihine kadar uzatılsa da, koronavirüsün yayılma hızına baktığımızda, uygulamanın daha da uzayacağını söyleyebiliriz.
Bu zor zamanda çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamalıyız. Laik, demokratik, bilimsel eğitim vermeliyiz.

“Ücretsiz internet verdik” diyerek ne eğitimde fırsat eşitliğini, ne de adaleti sağlamış olursunuz.
Çünkü evinde internet bağlantısı, bilgisayarı, hatta televizyonu olmayan çocuk için parasız internet bir şey ifade etmez.

Biz eğitim imkanlarının çocuklarımıza adaletli sunulmasını istiyoruz. İhtiyaç sahibi çocuklarımıza devletin kol kanat açmasını bekliyoruz…

• EBA’nın yayına başladığı ilk gün, yoğunluktan kaynaklı milyonlarca öğrenci dersleri takip edemedi.
Gerekli teknik desteğin ivedilikle kurularak herkesin yayınlara rahatlıkla erişimi sağlanmalıdır.

• Evlerinde interneti, bilgisayarı, televizyonu, teknik donanımı olmayan öğrenciler uzaktan eğitimden faydalanamadı.

Uzaktan eğitim başlamadan önce evinde internet bağlantısı, bilgisayarı ve televizyonu olmayan öğrencilerin tespit edilerek ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği söyledik.
Bu konuda Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması için TBMM’ye bir soru önergesi vererek sorduk. Basın açıklaması yaparak kamuoyu ile de paylaştık.

Ancak uyarılarımız dikkate alınmadı. İnterneti bağlantısı ve bilgisayarı olmayan milyonlarca öğrenci uzaktan eğitimden hiç faydalanamadı. İhtiyaçları karşılanmadığı sürece de faydalanamayacak.
Milli Eğitim Bakanı da çocuklarımızın yaklaşık yüzde 20’sinin evinde internet bağlantısı olmadığını açıkladı.

Örgün eğitim kapsamında 18 milyon 108 bin 860 öğrenci bulunuyor. Yani 3 milyon 621 bin 772 öğrenci uzaktan eğitime internet üzerinden ulaşamıyor. Evinde televizyon olmayan öğrenciler bu sayıya dahil değil…

Böyle devam ederse eğitimdeki fırsat ve imkan eşitsizliği nedeniyle oluşan makas daha çok açılacak. Tüm öğrencilerin evinde ücretsiz internet bağlantısı olmalıdır. Tüm teknik donanım sağlanmalıdır. Bilgisayarı ve televizyonu olmayan çocuklarımızın ihtiyaçları ivedilikle karşılanmalıdır.

FATİH Projesine ayrılan bütçe ile öğrencilerin uzaktan eğitime erişmeleri için evdeki teknik donanımları tamamlanmalıdır.

Biliyorsunuz, FATİH Projesi kapsamında toplam 3,4 milyar lira harcama yapıldı. Dağıtılan 1 milyon 450 bin tabletten hiç biri de kullanılamadı. Eğer doğru yatırım yapılmış olsaydı bugünkü sorunları yaşamayacaktık.

• İhtiyaç sahibi öğrencilere, bu dönemde okumaları için, seviyelerine uygun kitap yardımı yapılmalıdır.

• Ara tatilde hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, daha sonra “Yasal düzenlemeye ihtiyaç var” diyerek 19 Mart’ta Ücretli Öğretmenlere ve usta Öğreticilere ders ücretlerinin ödenemeyeceğine ilişkin okullara yazı gönderdi.

Bu konuda yaşanacak sorunlar konusunda da TBMM’ye bir soru önergesi vererek Milli Eğitim Bakanlığını uyardık. Gerekli yasal düzenlemenin yapılması için de yasa değişiklik teklifi verdik.

“Gelin hep birlikte bu düzenlemeyi TBMM’den geçirelim” dedik. Ancak uyarılarımız ve teklifimiz dikkate alınmadı.

Koronavirüs salgınından önce ücretli öğretmenlere de bütçeden pay ayrılmıştı. Yapılması gereken, ivedilikle yasal düzenlemenin yapılarak bütçeden ayrılan payın kendilerine verilmesidir.

AKP yönetimi, “Böylesine olağanüstü bir dönemde yasal düzenleme yapamıyoruz” diyorsa; o zaman ücretli öğretmenlere bütçeden ayrılan payın ödenmesine devam edilmelidir. Yasal düzenleme de uygun bir zamanda yapılmalıdır. Öğretmenlerimizin açlığa mahkul edilmesi kabul edilemez.

• Bu süreçte okul servisçileri de veliler de zor günler yaşıyor. Öğrenci velileri kullanmadıkları servisin ücretini ödemek istemiyor. Ancak sözleşmeler ve ihaleler sene başında yapıldığı için velilerin kullanmadıkları servislerin ücretlerini ödemeleri gerekiyor.

MEB’in, veli ve servisçileri mağdur etmeyecek bir çözümü ivedilikle hayata geçirmesi gerekmektedir.

• Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenler, kurumları tarafından ücretsiz izne çıkarıldıkları için maaşlarını alamıyor.

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinin vergi ve SGK ödemeleri konusunda destek sağlanarak, bu okullarda çalışan öğretmenlerimizin ücretlerinin ödenmesi için ortak bir çözüm bulmalıdır.

• Ülke genelinde 12 bin 809 özel okulda, 1 milyon 440 bin 577 öğrenci eğitim öğretim görüyor. Bu süreçte öğrencilerin okula gitmemesi nedeniyle veliler de okul taksitlerini ödemiyor. Taksitlerin ödenmemesi binlerce özel okulun ekonomik sıkıntı yaşamasına neden olacaktır.

Bu okullarımıza çalışan öğretmen ve diğer personelin ücretlerini alabilmesi için vergi, SGK ödemeleri vb. konularda kolaylık sağlanmalıdır.

2020-2021 eğitim öğretim yılında özel okullardan devlet okullarına bir yönelişin olma ihtimaline karşı da şimdiden tedbir alınmalıdır.

Devlet, sosyal devletin olma görevini yerine getirmediği için bu kurumlar ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Esas olan devletin bunları yapmasıdır. Yapmadığına göre, bu kurumların sorunları sosyal devletin gereği çözülmelidir.

• Uzaktan eğitimle birlikte bilişim öğretmenlerine olan ihtiyacımız da maksimum seviyeye çıktı.

Canlı sınıf uygulamasının da başlatılacağı bir dönemde, EBA ile koordineli çalışma yürütülmesi için her okula en az bir bilişim öğretmeni atanmalıdır. Ek atamayla 20 bin bilişim öğretmeni atanarak eksiğimiz bir nebze de olsa karşılanmalıdır.

• Uzaktan eğitimin verildiği şu dönemde tüm okullar dezenfekte edilmeli, bakımları yapılmalıdır. Çocuklarımızın sağlığı için tuvaletlerindeki eksiklerin giderilmesine özen giderilmelidir.

• MEB müfredatına uygun olarak uzaktan eğitim çalışması birçok CHP’li belediye tarafından başarıyla uygulanmaktadır.

Özellikle LGS ve YKS’ye hazırlanan öğrencilerimize Sarıyer Belediyesi tarafından kurulan Sarıyer Akademi tarafından eğitim verilmektedir. Sariyer Akademi bu eğitim hizmetini Türkiye genelinde verebilecek altyapıya sahiptir. internet ve bilgisayarı olan her öğrencicimize talep etmesi halinde bu eğitim hizmeti verilecektir.

• Koronavirüs salgınından dolayı halk devletten destek bekliyor, “Çalışırsak korona, çalışmazsak açız.” diyor. AKP Genel Başkanı ne yapıyor, bağış toplamak için halka IBAN numarası veriyor. Sosyal devleti öldürenler, halka IBAN numarası dağıttıyor. "Kendi yaranızı kendiniz sarın" diye.

CHP'li Belediye Başkanları ne yapıyor? Halka destek vermek, hesaplarına para yatırmak için halkın IBAN numarasını alıyor.

Belediyelerin halka verdiği desteğin, devleti yönetenler tarafından verilmemesinin nedenlerinin sorgulanması gerekir.

TÜRGEV-TÜGVA-ENSAR-İLİM YAYMA gibi sözde kuruluşların yurtlarının kullanımının Sağlık Bakanlığına devredilmesi sağlanmalıdır.

Kızılay'ı paravan olarak kullanıp toplanan bağışlara el koyan, ABD New York Manhattan’ın en pahalı semtinde yurt yaptıran (!) TURKEN; bağış toplamakta çok mahir olan TÜRGEV, TÜGVA, ENSAR vb… Banka hesaplarındaki paraları, sahip oldukları yurtları halkın hizmetine sunmalıdır. Halktan aldıklarını bu zor zamanda halka geri vermelidir.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
31.03.2020



26 Mart 2020 Perşembe

ÖZEL EĞİTİM GEREKTİREN ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARIN UZAKTAN EĞİTİMİ NASIL OLACAK

Özel Eğitim Gerektiren Özel Gereksinimli Çocukların Uzaktan Eğitimi Nasıl Olacak

Koronavirüs salgını nedeniyle okullara ara verilerek, EBA üzerinden uzaktan eğitim yapılmaya başlandı. Uzaktan eğitim, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un son açıklamasıyla 30 Nisan tarihine kadar uzatıldı.

Uzaktan eğitimin başlamasıyla birlikte özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarımızın “uzaktan eğitim” sorunu da gündeme geldi.

Tüm çocuklarımız gibi, özel eğitim gerektiren özel gereksinimli; zihin engelli, öğrenme güçlüğü, davranış bozukluğu, bedensel engelli, konuşma sorunlu, işitme engelli, üstün zekalı, üstün yetenekli ve otizmli vb. çocuklarımıza da engellerine uygun hizmetler verilerek eğitimlerine devam etmeleri gerekmektedir.

“Özel eğitim gerektiren özel gereksinimli” çocuklarımızın uzaktan eğitimine ilişkin TBMM’ye, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını için bir soru önergesi verdim.

TBMM’ye Verdiğim Soru Önergesi:

Koronavirüs salgını nedeniyle 23 Mart 2020 Pazartesi günü Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden başlatılan uzaktan eğitim uygulaması ile verilmeye başlamıştır.

Uzaktan eğitimle birlikte özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarımızın “uzaktan eğitim” sorunu da gündeme gelmiştir.

Tüm çocuklarımız gibi, özel eğitim gerektiren özel gereksinimli; zihin engelli, öğrenme güçlüğü, davranış bozukluğu, bedensel engelli, konuşma sorunlu, işitme engelli, üstün zekalı, üstün yetenekli ve otizmli vb. çocuklarımızın da engellerine uygun hizmetler verilerek eğitimlerine devam etmeleri sağlanmalıdır.

Bu bilgiler kapsamında;

1. Bir bütün olarak, özel eğitim gerektiren özel gereksinimli çocukların uzaktan eğitimi nasıl yapılmaktadır?
2. Bu konuda özel hazırlık ve çalışmalar yapılmış mıdır?
3. Eksiklikler varsa hangi alanlardadır?
4. Bu konuda nasıl bir çalışma yürütülmektedir?


Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
27.03.2020

25 Mart 2020 Çarşamba

KIZILAY KORONAVİRÜS MÜCADELESİNDE NEDEN YETERLİ DESTEĞİ VERMİYOR

Kızılay Koronavirüs Mücadelesinde Neden Yeterli Desteği Vermiyor                
Görevleri arasında “Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan çalışmalara katılmak” da olan Kızılay’ın koronavirüs salgınına karşı yürütülen mücadelede etkin şekilde Sağlık Bakanlığımızın yanında yer almadığını; maske, eldiven vb. sağlık ekipmanları konusunda da yeterli desteği sağlayamadığını görüyoruz.

Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı birçok ülkeye insanı ve tıbbi destek sağlayan Kızılay’ın, Türkiye’deki koronavirüs salgınına karşı yürütülen mücadelede yeterli yardım ve destek sağlamaması konusunda TBMM’ye, Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA tarafından yazılı olarak yanıtlaması için bir soru önergesi verdim.

TBMM’ye verdiğim Soru Önergesi:
Kızılayın kuruluş amacı; “Her koşulda, yerde ve zamanda, hiçbir ayrım yapmaksızın, her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın insan ızdırabını dindirmek amacıyla, korunmasız insanlara yardım etmek, insan hayatını ve sağlığını koruyarak onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı geliştirmeye destek olarak insan onurunu korumaktır.” olarak tanımlanmıştır.

Kızılay bu amaçlar doğrultusunda son günlerde bütün dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı birçok ülkeye insanı ve tıbbi destek sağlamıştır.

Kızılay’ın görevleri arasında “Sağlık Bakanlığı nezdinde yapılan çalışmalara katılmak” da vardır.
Ancak Türkiye’de koronavirüs salgınına karşı yürütülen mücadelede Kızılay’ın etkin şekilde Sağlık Bakanlığımızın yanında yer almadığını; maske, eldiven vb. sağlık ekipmanları konusunda yeterli desteği veremediğini görmekteyiz.

Diğer yandan, Kızılay’ın deprem, sel baskını ve diğer afetlerde ihtiyaç sahibi kişilere yeterli yardımda bulunulmadığı da sık sık gündeme gelmektedir.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Kızılay koronavirüs salgınında neden yeterli desteği vermemektedir?
2. Sağlık Bakanlığımız ile koordineli bir şekilde çalışması gereken Kızılay, neden bu görevini yeterince yerine getirmemektedir?
3. Kızılay deprem, sel baskını vb. doğal afetlerde ihtiyaç sahiplerine destekte neden yetersiz kalmaktadır?
4. Yurt dışı yardım faaliyetlerini çok iyi bir şekilde yürüten Kızılay, yurt içinde neden yetersiz kalmaktadır?

Yıldırım KAYA
Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
25.03.2020



24 Mart 2020 Salı

ADNAN MENDERES’İN İDAM GÖRÜNTÜLERİNİ ÇOCUKLARIMIZI GÖSTEREN KİŞİ KİM

Adnan Menderes’in İdam Görüntülerini Çocuklarımızı Gösteren Kişi Kim
Koronavirüs salgını nedeniyle 23 Mart 2020 Pazartesi günü Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden başlatılan uzaktan eğitim uygulamasında, ders aralarında çocuklarımıza Adnan Menderes'in idam animasyonu ve şiddet içerikli görüntüler izletilip, ilahiler dinletilmiştir. İdam animasyonunun ve şiddet içerikli görüntülerin izletilmesi çocuklarımızın psikolojisini bozmuş, korku yaratmıştır.
Konuya ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanliğina, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlanması için bir soru önergesi verdim.


TBMM’ye verilen soru önergesi:
Koronavirüs salgını nedeniyle 23 Mart 2020 Pazartesi günü Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden başlatılan uzaktan eğitim uygulamasında, ders aralarında çocuklarımıza Adnan Menderes'in idam animasyonu ve şiddet içerikli görüntüler izletilip, ilahiler dinletilmiştir.

İdam animasyonunun ve şiddet içerikli görüntülerin izletilmesi çocuklarımızın psikolojisini bozmuş, korku yaratmıştır.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da kişisel sosyal medya hesabından EBA TV’de gösterilen idam görüntülerine ilişkin, “Bu yoğun süreçte üzülerek ifade ediyorum ki görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum." açıklamasını yapmıştır.

Yapılan açıklama kamuoyunda, Milli Eğitim Bakanlığında, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a rağmen farklı işler yapan kamu görevlileri olduğu algısını yaratmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığının resmi hesaplarından öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve kamuoyuna yönelik bir açıklama da yapılmamıştır.

Velilerimiz, öğretmenlerimiz ve tüm kamuoyu görüntülere büyük tepki göstermiş; konunun uzmanları da görüntülerin çocuklarımızın ruh sağlığını bozacak nitelikte olduğunu açıklamıştır.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Görüntülerin EBA TV’de gösterilmesine kim ya da kimler karar vermiştir?
2. Yayında sorumluluğu olan kişiler hakkında soruşturma başlatılmış mıdır? İlgili kişiler görevden alınmış mıdır?
3. Sorumlu kişiler kamuoyuna açıklanacak mıdır?
4. Konuya ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı resmi hesaplarından kamuoyuna neden bir açıklama yapılmamıştır?
5. Milli Eğitim Bakanlığında, Milli Eğitim Bakanına rağmen iş yapan kamu görevlileri var mıdır? Varsa bu kişiler görevlerine devam edecek midir?
6. Çekilen görüntüler ne zaman, kimler tarafında ve ne amaçla hazırlanmıştır?
7. Bu görüntüler daha önce de okullarda öğrencilere gösterilmiş midir?

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
24.03.2020

23 Mart 2020 Pazartesi

İDAM SEHPALARI İZLETEREK ÇOCUKLARIMIZI KİRLİ SİYASETİNİZE ALET ETMEYİN

İdam Sehpaları İzleterek Çocuklarımızı Kirli Siyasetinize Alet Etmeyin
Koronavirüs salgını nedeniyle başlatılan uzaktan eğitim uygulamasında, ders aralarında çocuklarımıza Adnan Menderes'in idamı izletilip, ilahiler dinletildi. Çocuklarımıza idam sahnesinin animasyonla ayrıntılı olarak izletilmesi hangi ruh halinin ve zihniyetin ürünüdür.


Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, siz bir eğitimcisiniz! İdam sahnesi animasyonunun, çocuklarımıza ders aralarında izlettirilmesindeki amacınızı velilerimize açıklayın.

Uzaktan eğitim sistemini tam anlamıyla kuramayan, tüm çocuklarımıza uzaktan eğitim imkanı sunamayanlar çocuklarımızı kirli siyasetlerine alet ediyor.

Çocuklarımıza korku salan, yüreklerine kin ve nefret tohumu ekmeye çalışan bu anlayış koronavirüsten daha tehlikelidir. İnsanlığı kurtaracak olan laik, demokratik ve bilimsel eğitimdir. Yaşadığımız bu süreç bilimsel eğitimin ne kadar değerli ve gerekli olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Dünyanın ve Türkiye’nin koronavirüs salgınıyla mücadele ettiği, ölüm ile yaşam arasında gidip geldiği bir zamanda, Adnan Menderes’in idamını çocuklarımıza izleterek siyasi rant devşirme acizliğine düşenleri kınıyoruz.

Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu zor günlerde çocuklarımızı kirli siyasetinize alet etmeyin.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
23.03.2020




YOKSUL AİLELER AÇLIĞA MAHKUM EDİLMESİN AİLE YARDIMI SİGORTASI UYGULAMAYA SOKULSUN

Yoksul Aileler Açlığa Mahkum Edilmesin Aile Yardımı Sigortası Uygulamaya Sokulsun
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KOVİD-19 salgını için ayrılan 100 milyarlık “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketinde ihtiyaç sahibi ailelere 2 milyar liralık kaynak ayrıldığını açıkladı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise ihtiyaç sahibi 2 haneye 1000'er liralık nakdi destek verileceğini söyledi.


TÜRK-İŞ’in 2020 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 219 TL’dir. Bir defaya mahsus yapılacak 1000’er liralık yardım ne açlığı, ne de yoksulluğu ortadan kaldıracaktır.

Türkiye’de açlık sınırı altında yaşayan milyonlarca insan var.

-673 liranın altında geliri olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin 283
-1000 liranın altında dul ve yetim aylığı alan kişi sayısı 847 bin 643
-Asgari ücretin yarısı ve altında aylıkla geçinen kişi sayısı 2 milyon 136 bin
-Aylık geliri 2 bin liranın altında olan emekli sayısı 6 milyon 850 bin 513

Açlığa ve yoksulluğa karşı pansuman politikalardan vazgeçilmelidir. Yoksul aileler için “Aile Yardımı Sigortası” derhal uygulamaya sokulmalıdır. Sosyal devletin temel görevlerinden biri de yoksulluğu ortadan kaldıracak politikalar üretmektir. Bu kapsamda sosyal güvenlik sistemlerini kurmaktır.

CHP’nin yıllardır uygulamaya sokulması için mücadele verdiği “Aile Yardımı Sigortası” hayata geçirilmiş olsaydı, bugün yaşadığımız koronavirüs salgınında milyonlarca aile açlıkla karşı karşıya kalmayacaktı.

Aile Yardımı Sigortası Meclis’te ivedilikle görüşülerek, derhal uygulamaya sokulmalıdır. Ayrılan 2 milyarlık yardım da bu kapsamda ailelere dağıtılmalıdır. Yoksul aileler her ay hesaplarına yatırılacak “Aile Yardımı” ile açlıkla yüz yüze kalmaktan kurtarılmalıdır.
Konuya ilişkin yaptığım açıklama ve görselleri ekte bilgilerinize sunar iyi çalışmalar dilerim.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
23.03.2020

22 Mart 2020 Pazar

Uzaktan Eğitim Başlarken Bilgisayarı İnternet Bağlantısı Ve Televizyonu Olmayan Çocuklara Destek Verilsin

Uzaktan Eğitim Başlarken Bilgisayarı İnternet Bağlantısı Ve Televizyonu Olmayan Çocuklara Destek Verilsin
Değerli Basın Emekçileri,
Koronavirüs nedeniyle ara verilen eğitime, yarın “uzaktan eğitimle” yeniden başlanacak. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk uzaktan eğitimin televizyon ve internet aracılığıyla yapılacağını duyurmuştu. Ancak açıklama, bütün öğrencilerin evinde televizyon, bilgisayar ve internet bağlantısı olduğu varsayılarak yapıldı.

Oysaki hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de internet bağlantısı, bilgisayarı hatta televizyonu olmayan; açlık sınırı altında yaşayan milyonlarca insan var.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketinde dar gelirli ve fakir öğrencilerimiz için bir destek kaleminin olmadığını da üzülerek gördük.

Öğrencilerimizin eğitimlerinden geri kalmamaları için internet bağlantısı, bilgisayar ve televizyon ihtiyaçlarının ivedilikle karşılanması gerekmektedir. Diğer yandan yoksul çocuklara okullarda yemek veriliyordu. Okulların tatil edilmesiyle yemek yardımı da kesilmiş oldu. Bu ailelerimize de gerekli desteğin verilmesi gerekmektedir.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili

22.03.2020

19 Mart 2020 Perşembe

Uzaktan Eğitim Ücretli Öğretmenler Sağlık Emekçilerine İkramiye

Koronavirüs tüm dünyayla birlikte ülkemizi de tehdit ediyor. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, tedavi gören vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. İnsanlığı tehdit eden KORONA-19’a karşı en kısa zamanda koruyucu aşının bulunmasını temenni ediyorum.
Alınan önlemler kapsamında okullara da iki hafta ara verildi . Bu sürenin iki haftayla sınırlı kalıp kalmayacağını ilerleyen zaman gösterecek.

Bugün annelerimize, babalarımıza, çocuklarımıza öğretmenlerimize; bir siyasetçi olarak değil, öğretmen kimliğimle seslenmek istiyorum.

Değerli anne ve babalar,
Çocuklarınız için kaygılanmanızı anlıyoruz. Bu olumsuz süreci, uzmanların telkinlerine harfiyen uyarak sağlıklı bir şekilde atlatabiliriz.

Evlerde sürekli haber programlarının izlenmesi, coronavirüsle ilgili konuşulması, konuya ilişkin telefon görüşmeleri yapılması çocuklarımızı da olumsuz etkileyecektir. Bu durumun yaşanmaması için çocuklarımızı mümkün olduğu kadar televizyondan uzak tutmalıyız. Alacağımız önlemlere çocuklarımızın da uyması için korkutmadan anlatarak uygulamalarını sağlamalıyız.

Bu süreçte anne babanın sergileyeceği doğru tavır, çocukların da doğru bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olacaktır.

Peki çocuklarla evde nasıl vakit geçirmeliyiz?
Bu konuda yaratıcılığımızı ve oyun tecrübelerimizi biraz da empati ile harmanladığımızda, çocuklarla geçireceğimiz zamanlar keyifli hale gelecektir.
Çocukların her anını aktivite ile doldurmak yerine; evde olmanın tadını çıkarmak, kendi kendine zaman geçirmeyi öğrenmek de çok değerlidir. Bu süre içinde çocuklarımızla evde oyun oynamak sadece onlara değil hepimize iyi gelecektir.

Sevgili çocuklar,
Eğlenceli, öğretici, keyifli vakit geçirmeye dair neler yapabiliriz sorusuna dair bizim de bazı önerilerimiz var…

OYUNLARLA HAYATIMIZI RENKLENDİRELİM
Hem kendi gelişiminiz açısından, hem de işe giden anne, babalarınızın kaygılarını azaltacak çalışmalar üretebilir, onlarla birlikte yapacağınız aktiviteleri planlayıp eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.
• Duyusal gelişiminizi ve mutfak becerilerinizi besleyen oyunlarla başlayabilirsiniz.
• Yemek menüsü hazırlayabilir, yemeğin pişirme aşamalarına katkıda bulunabilir, sofrayı birlikte kurabiliriz.
• Meyve tabağı hazırlayabilir, hatta bunu bir oyuna dönüştürebilirsiniz.
• Gözlerinizi bir mendille bağlayıp sadece tadım sırasında burnunuzu kapatarak, hangi meyveyi tattığınızı tahmin edebilirsiniz. Elma ve havucu ayırt edebilecek misiniz bakalım.
• Evdeki malzemelerle deney tasarlayabilirsiniz.
• Karabiberli mikrop deneyi el yıkamanın önemini bir kez daha anlatacak size. Suyun içine dökeceğiniz bir miktar mikrop kabul ettiğimiz karabibere parmak batırdığınızda tüm mikroplar parmağınıza yapıştı değil mi? Şimdi bir de sabun sürdüğünüz parmağınızla deneyin tüm mikroplar sizden kaçacaktır.
• Mor lahana deneyi, Biraz rendelediğiniz mor lahanayı; su, kolonya ve sirke içinde bekletin renk farklılığına çok şaşıracaksınız.
• Akşam yemeğine, parmaklarınızın vereceği lezzet ile sürpriz bir salata hazırlayın, şimdiden ailece afiyet olsun.
• Ebeveynlerinizle birlikte iş paylaşımı yapabilirsiniz, böylece hem onlara yardım etmiş hem de sorumluluk bilincinizi güçlendirmiş olursunuz.
• Küçülmüş kıyafetlerinizi ayırabilir, giysilerinizi katlayabilir, dolaplarınızı düzenleyebilirsiniz.
• Ailenizle birlikte film günleri yapabilir, filmi tartışabilirsiniz.
• Kelime oyunu, yasak kelime oyunu, hafıza kartı oyunu, pratik bardaklar gibi kutu oyunları veya satranç, dama, mangala gibi strateji oyunlarıyla keyifli vakit geçirebilirsiniz.
• Evdeki bakliyatlarla örüntü oluşturabilir, boncuk dizme, kağıt katlama, tebrik kartı hazırlama hediye kutusu tasarlama gibi aktivitelerle yaratıcılığınızı geliştirebilirsiniz.
• Egzersiz saati yapabilirsiniz
• Sandalye veya minder yarışı, müzik durduğunda donup kalma gibi müzikli danslı oyunlarla, sadece mırıldanarak ezgisinden şarkı tahmin etme gibi etkinliklerle oldukça eğlenceli zamanlar geçirebilirsiniz.
• Okuduğunuz bir kitabın bir bölümünü anlatabilir ya da ilgili bölümün hayalini görsel olarak ifade ederek çizim yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.
• Albümlerinizi inceleyip eski fotoğraflarla ailenizin anılarını canlandırabilirsiniz.
Bunun yanı sıra benim zaman geçirmeyi çok sevdiğim ve önemsediğim; yaşam boyu size daima arkadaş olacak kitap dostlarımızla birlikte bol bol okuyarak vakit geçirmek; sizin iyi bir birey olarak yetişmenizi sağlayacak temel etmendir. Öğretmeninizin tavsiyesi yanında bir kitapta benim için okumanızı istiyorum.

Tüm bunların yanı sıra okulda öğrendiğiniz konuları unutmamak için konu tekrarı yapabilirsiniz, soru çözebilirsiniz. Pek çok dijital platform ücretsiz erişime açıldı, anlamadığınız konuları oradan tekrar edebilirsiniz. Geleceğimizin güvencesi sizlere güveniyor sağlıklı keyifli tatiller diliyorum.

UZAKTAN EĞİTİM SORUNU
Sn. Milli Eğitim Bakanı ara tatilin ikinci haftası televizyon ve internet aracılığıyla uzaktan eğitim yapılacağı duyuruldu. Ancak açıklama, bütün öğrencilerin evinde televizyon, bilgisayar ve internet bağlantısı olduğu varsayılarak yapıldı.
Oysaki hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de internet bağlantısı, bilgisayarı, televizyonu olmayan; açlık sınırı altında yaşayan milyonlarca insan var.

Açıklanan pakette bu öğrencilerimiz için bir destek kaleminin olmadığını da üzülerek gördük.

Öğrencilerimizin eğitimlerinden geri kalmamaları için internet bağlantısı, bilgisayar ve televizyon ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.

Diğer yandan yoksul çocuklara okullarda yemek veriliyordu. Okulların tatil edilmesiyle yemek yardımı da kesilmiş oldu. Bu ailelerimize de gerekli desteğin verilmesi gerekmektedir.

SINAVLAR ERTELENSİN
ÖSYM’nin durum değerlendirmesi yaparak sınav tarihlerini ertelemesi yerinde bir karardır. Bu kararın diğer merkezi sınavlar için de ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER AÇLIĞA MAHKUM EDİLMESİN
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adını verdikleri, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için 100 milyar liralık kaynak paket açıkladı.

Açıklanan pakette Milli Eğitim Bakanlığında, Halk Eğitim Merkezlerinde, Rehabilitasyon Merkezlerinde özel okullarda çalışan sayıları 200 bine yakın öğretmenimize ilişkin bir desteğin olmaması hayal kırıklığı yarattı. Oysaki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ücretli öğretmenlerin mağdur edilmeyeceğini açıklamıştı.

Yasal düzenleme yapılmaz ve süreç uzarsa ücretli öğretmenlerimiz hiç ücret alamayacaktır. Böyle bir durumda ücretli öğretmenlerimiz açlığa mahkum edilmiş olacaktır.

Konunun önemi ve aciliyeti nedeniyle ücretli öğretmenlerimizin ücret sorununun çözülmesi için TBMM Başkanlığına, T.C. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlaması için bir soru önergesi vererek konuyu kamuoyunun gündemine getirdim.

Son olarak, Milli Eğitim Balkanı Ziya Selçuk ücretli öğretmenlere ücret ödenmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu açıkladı.

Biz CHP olarak ücretli öğretmenlerin ücret sorununun çözülmesi için TMMM Başkanlığına gerekli yasa değişiklik teklifini veriyoruz. Buradan AKP’ye, küçük ortağı MHP’ye ve Meclis’teki tüm siyasi partilere çağrı yapıyorum. Gelin yasa teklifine destek verin, bu yasayı ivedilikle çıkartıp, ücretli öğretmenlerimizin mağduriyetini ortadan kaldıralım.

Milli Eğitime 20 bin öğretmen ataması yerinde ve zamanında alınmış bir karardır. Aynı tavır bugünlerde en çok ihtiyacımız olan doktor, hemşire ve sağlıkçı ataması için de gösterilmelidir. Bin bir emekle mücadele eden sağlık emekçilerine ayrımsız bir ücret tutarında ikramiye verilmelidir.

AİLE YARDIMI SİGORTASI UYGULAMAYA SOKULSUN
Açıklanan pakette, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayrıldığı açıklandı.
Bilindiği gibi, Aile Yardımı Sigortası Türkiye’de hala uygulanmıyor. Türkiye’de de Aile Sigortası hayata geçirilmiş olsaydı bugün yaşadığımız krizde milyonlarca aile açlıkla karşı karşıya kalmayacaktı. Bu süreçte Aile Yardımı Sigortası’nın Mecliste ivedilikle görüşülerek derhal devreye sokulması gerekir. 2 milyarlık yardımın da ailelere bu kapsamda yapılması gerekir.

Tüm dünyayla yaşadığımız krizi bilinçli bir şekilde alacağımız önlemlere aşabiliriz. Koronavirüs salgınının ciddiyetini kavrayarak tedbirlerimizi almalıyız. Aksi durumda insanlığı yok eden virüse karşı mücadele şansımızı kaybederiz.


Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
19.03.2020




18 Mart 2020 Çarşamba

Ücretli Öğretmenleri Açlığa Mahkum Etmeyelim Koronavirüs Tatilinde Ücretleri Ödensin


Ücretli Öğretmenleri Açlığa Mahkum Etmeyelim Koronavirüs Tatilinde Ücretleri Ödensin
Koronavirüs salgını nedeniyle, 16-30 Mart tarihleri arasında eğitime ara verilmiştir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 16 Mart'tan itibaren tatilin, 23 Mart'tan itibaren de uzaktan eğitim sürecinin başlayacağını açıklamıştır.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ücretli öğretmenlere bu süre içinde ek ders ödemelerinin yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya ise, "Bu konular bürokratik konular; hiç kimseyi mağdur etmeyecek şekilde önlemler alınır, merak etmeyin" açıklamasını yapmıştır.

Ancak bugüne kadar ücretli öğretmenlere ücret ödenmesine ilişkin yasal bir düzenleme ya da açıklama yapılmamıştır.

Ücretli öğretmenler, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıklamaları doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak ek ders ücretlerinin ödenmesini beklemektedir.

Yasal düzenleme yapılmaz ve süreç uzarsa ücretli öğretmenlerimiz hiç ücret alamayacaktır. Böyle bir durumda, kamuda çalışan öğretmenlerin yüzde 9,7’sini oluşturan 92 bin ücretli öğretmen açlığa mahkum edilmiş olacaktır.

Ücretli öğretmenlerimizin ücret sorunun çözülmesi için TBMM Başkanlığına, T.C. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlaması için bir soru önergesi verdim.

Soru önergesinde;
1. Ücretli öğretmenlere eğitime ara verilen süreçte ek ders ücreti ödenecek midir?
2. Ücretli öğretmenlere ek ders ücretlerinin ödenebilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılacak mıdır?
3. Sürecin uzaması durumunda ücretli öğretmenlerin ücret sorunu nasıl çözülecektir?
sorularını sordum.

Evrensel bir ilke olan “Eşit işe eşit ücret” ilkesi aykırı uygulama derhal kaldırılmalıdır. Ücretli öğretmenlerin daha fazla mağdur olmaması için gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
18.03.2020

17 Mart 2020 Salı

Kronavirüs Tehdidine Karşı Liglerin Ertelenmesi İçin TBMM'ye Soru Önergesi Verdim

Futbolcuların Canı yok mu? Onlara Koronavirüs Bulaşmaz mı? Onlar Koronavirüs Bulaştırmaz mı?
Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı tüm alanlarda önlem alırken; Cumhurbaşkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu profesyonel lig maçlarının/spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasına karar verdi. Hiç kimse, kurum, kuruluş ve organizasyonun; İnsan sağlığını hiçe sayan, telafisi imkansız sonuçlar doğuracak kararlar alma ve uygulatma hakkı yoktur.
İnsan sağlığını tehdit eden karara teknik adamlar ve futbolcular da isyan etmiştir. Lig maçlarının oynatılması akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Futbolcuların canı yok mu? Onlara koronavirüs bulaşmaz mı? Onlar koronavirüs bulaştırmaz mı?

Futbol maçlarının oynatılması için alınan kararların hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İvedilikle iptal edilerek, tüm toplumu tehdit eden uygulamaya son verilmelidir.

Kararın tüm toplumu koronavirüs tehdidine karşı açık hale getireceği gerçeğinden hareket ederek, Anayasa’nın ve TBMM İçtüzüğü’nün ilgili maddelerine uygun olarak, T.C. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması için bir soru önergesi verdim.

İlgili soru önergesi:
İnsanlığı tehdit eden yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle, başta UEFA organizasyonları olmak üzere Avrupa ve dünyanın çoğu ülkesinde futbol maçları süresiz askıya alındı ya da ileri tarihlere ertelendi. Dünyanın bir numaralı basketbol ligi NBA ise faaliyetlerini durdurdu.
Türkiye’de de tedbir amaçlı okullar tatil edildi; cuma namazı başta olmak üzere cami ve mescitlerde cemaatle namaz kılınmasına ara verildi.
İçişleri Bakanlığı coronavirüs konulu genelge ile 81 ilde; tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezlerinin faaliyetlerini geçici bir süreliğine durdurdu.
Tüm alanlarda coronavirüse karşı ciddiyetle önlem alırken, Cumhurbaşkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu profesyonel lig maçlarının/spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasına karar verdi.
Oynanacak maçlarda; futbolcular, teknik direktörler, yöneticiler, hakemler, müsabakayı takip eden gazeteciler ve stat çalışanları koronavirüs salgını karşısında risk altında kalacaktır. Bu durun bütün toplumu coronavirüse karşı açık hale getirecektir.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Koronavirüs tehdidine rağmen lig maçlarının/spor müsabakalarının oynatılmasındaki ısrarın nedenleri nelerdir?
2. Futbolcuların, teknik direktörlerin, yöneticilerin, hakemlerin, müsabakayı takip eden gazetecilerin ve stat çalışanlarının can güvenliği neden riske atılıyor?
3. Futbolcular, teknik direktörler, yöneticiler, hakemler, müsabakayı takip eden gazeteciler ve stat çalışanlarının da koronavirüse yakalanma; birbirine, ailelerine ve tüm topluma yayma olasılığı neden yok sayılıyor?
4. İnsan sağlığını hiçe sayan, telafisi imkansız sonuçlar doğuracak bu karardan vazgeçilecek mi?
5. Lig maçlarının/spor müsabakalarının ertelenmesi için Bakanlığınız tarafında bir girişimde bulunulacak mıdır?

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
17.03.2020

16 Mart 2020 Pazartesi

Öğretmen Okullarının 172. Kuruluş Yıl Dönümünde Eğitimin Durumu

Öğretmen Okullarının 172. Kuruluş Yıl Dönümünde Eğitimin Durumu
Çağdaş eğitim verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi için 16 Mart 1848 yılında “Dârülmuallimîn” adı verilen öğretmen okulları kurulmuştur. Bu tarih öğretmen okullarının ilk kuruluş yılı ve çağdaş eğitim yolunda atılan büyük bir adım olarak kabul edilmektedir.

“Dârülmuallimîn, 1891 yılında öğretmen yetiştiren “Dârülmuallimîn-i Âliye” okullarına dönüşmüştür. Cumhuriyetin ilk yıllarında “Yüksek Muallim Mektebi” adını almış, öğretmen yetiştirmede model okullar olmuştur. 1934 yılında ise Yüksek Öğretmen Okulu olmuştur.

17 Nisan 1940’ta ilkokul öğretmeni yetiştirmek için Köy Enstitüleri kuruldu. “Eğitim içinde üretim, üretim içinde eğitim” yapan Köy Enstitüleri, 1954 yılında siyasi nedenlerle kapatıldı. Ancak programlarında bazı değişiklikler yapılarak İlk Öğretmen Okulları olarak eğitime devam etti.

1950’li yıllarının sonlarına gelindiğinde Köy Enstitülerinin devamı niteliğindeki İlk Öğretmen Okulu sayısı 52 olmuştur. Bu okulların 21’i, 1954 yılında kapatılan Köy Enstitülerinin devamıydı.

Bu nedenle İlk Öğretmen Okulları, Köy Enstitülerinin verdiği eğitime yakın bir eğitim vermiştir. İlk Öğretmen Okulları da Köy Enstitülerinin kuruluş amacı doğrultusunda Anadolu’yu, köy çocuklarını aydınlatmak için ülkenin dört bir yanına yayılmıştır. Köy Enstitülerinin kültürünü devam ettirmiştir. 1958-1959 eğitim öğretim yılında, 19 bin 835 öğrencinin eğitim gördüğü okullarda okuyanların yüzde 75’i köy çocuklarından oluşmaktaydı.

İlk Öğretmen Okullarından mezun olan köy çocuklarına 1959 yılından sonra, Yüksek Öğretmen Okullarında okuma hakkı verildi. Bundan sonra, İlk Öğretmen Okulu mezunları liselerde ders vermeye ve üniversitelerin akademik kadrolarını oluşturmaya başladı.

1974 yılına gelindiğinde Milli Eğitim Temel Kanunu ile İlk Öğretmen Okulları kapatılarak yerine iki yıllık eğitim enstitüleri kurulmuştur. 1975-1976 yılından itibaren de Yüksek Öğretmen Okullarına üniversite sınavı ile öğrenci alınmaya başlanmıştır.

Yüksek Öğretmen Okulları ise 18 Temmuz 1978 tarihinde kapatılmıştır.

1982 yılında iki yıllık eğitim enstitüleri, eğitim yüksekokullarına dönüştürülerek eğitim fakültelerine bağlanmıştır. 1989 yılında eğitim yüksekokulları dört yıllık yapılarak "Sınıf Öğretmenliği Bölümüne" dönüştürülmüştür. Daha sonra da üniversitelere bağlı dört yıllık eğitim fakültelerine dönüşmüştür.

Öğretmen Okullarının tarihini incelediğimizde laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim tarihini görürüz. Öğretmen Okulları zamanının ötesinde, çok zor şartlarda büyük hizmetlere imza atmıştır. Yetiştirdiği öğretmenler Türkiye’yi aydınlık geleceğe taşımıştır. Atatürk’ün “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” sözünü gerçeğe dönüştürmüşlerdir.

Türkiye'nin önünde çağdaşlaşmayı önüne koyan Köy Enstitüleri ve öğretmen Okulları örnekleri varken, eğitim sorunumuza çözüm aramak için uzağa gitmemize gerek yok.

ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE BÜYÜK SORUN YAŞIYORUZ
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda, “Öğretmenlik mesleği, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” olarak tanımlanır. Ancak günümüzde öğretmenlerimiz hem haklarını hem de saygınlığını kaybetmiştir.
Plansız bir şekilde her şehre bir eğitim fakültesi kurulması, öğrenci sayısının artırılması, akademik kadronun yetersizliği, öğretmen sorununu içinden çıkılmaz bir duruma sokmuştur. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde 55 olan eğitim fakültesi sayısı 2019 verilerine göre 93’e çıkmış; 158 bin olan öğrenci sayısı ise 221 bin 530 olmuştur.
Her sene 40 bin mezun veren eğitim fakültelerinden mezun olup atanmayan öğretmen sayısı ise 700 bine yaklaşmıştır. Ekonomik zorluklarla okuyan gençlerimizin öğretmen olma hayalleri ellerinden alınmıştır.

ÖĞRETMENLERE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
• Seçim döneminde bütün partilerle birlikte AKP’nin de vadettiği “Öğretmenlik Meslek Kanunu” çıkartılmamıştır.
• Bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek, Öğretmenlerimize 3600 ek göstergenin verilemeyeceği Milli Eğitim Bakanı tarafından açıklanmıştır.
• Öğretmenlerin iş güvenceleri ellerinden alınarak, sözleşmeli ve ücretli çalıştırılmaya başlanmıştır. Evrensel bir ilke olan “Eşit işe eşit ücret” hakkı gasp edilmiştir.
• Güvencesiz çalıştırılan sözleşmeli öğretmen sayısı MEB 2019 verilerine göre 103.399 olurken, ücretli çalışan öğretmen sayısı 92 bine ulaşmıştır.
• Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler yoksulluk sınırı altında ücret alırken, ücretli öğretmenler de açlık sınırının altında ücrete mahkum edilmiştir.
• Engelli öğretmenlerimiz engellerine uygun koşullarda çalıştırılmamakta, atamalarda engelli kontenjan oranları dahi tam olarak uygulanmamaktadır. 2020 yılında atama bekleyen 1200 engelli öğretmenin 750’sini atayan Milli Eğitim Bakanlığı 450 öğretmenimizin önüne engel koymaya devam etmiştir.
• Öğretmenlerimiz Anayasal bir hak olan grevli ve toplu sözleşme hakkına sahip değildir. Yandaş sendikalarla imzalanan sözleşmelere mahkum edilmektedir.

NİTELİKLİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRECEĞİZ
• Köklü eğitim geçmişimize dayanan öğretmen politikamızı uygulamaya koyacağız.
• Eğitim Üniversitelerini kurarak nitelikli öğretmen yetiştireceğiz.
• TBMM Başkanlığına verdiğimiz Öğretmen Meslek Kanunu teklifimizi yasalaştıracağız.
• Öğretmenlerimizin ekonomik koşullarını iyileştirmek için 3600 ek gösterge hakkını öğretmenlerimize vereceğiz.
• Öğretmenler gününde bir ikramiye vereceğiz.
• Eğitim fakültesi mezunları dışında lisans mezunlarının öğretmen olarak atanmasına son vereceğiz.
• Öğretmenlik mesleğinde lisansüstü eğitime dayalı bir kariyer sistemi oluşturacağız.

BİLGİSAYARI İNTERNETİ OLMAYAN ÇOCUKLARA UZAKTAN EĞİTİM DESTEĞİ
İnsanlığı tehdit eden koronavirüsün Türkiye’de de görülmesinden sonra Milli Eğitim Bakanlığı 16-30 Mart tarihleri arasında eğitime ara verildiğini açıklamıştır. Verilen aranın birinci haftası tatil, ikinci haftasında ise uzaktan eğitim yapılacağı duyurulmuştur. Ancak açıklama, herkesin evinde televizyon, bilgisayar ve internet bağlantısı olduğu varsayılarak yapılmıştır. Oysa gerçekler Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ya da sarayın zannettiği gibi tozpembe değil.

Türkiye’de açlık sınırı altında yaşayan milyonlarca insan var:
• 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin 283
• 1000 liranın altında dul ve yetim aylığı alan kişi sayısı 847 bin 643
• Asgari ücretin yarısı ve altında aylıkla geçinen kişi sayısı 2 milyon 136 bin
• Aylık geliri 2 bin liranın altında olan emekli sayısı 6 milyon 850 bin 513
Sayın Bakan evinde televizyonu, bilgisayarı, internet bağlantısı olmayan çocuklarımızı tespit ettiniz mi? Bu çocuklarımız için nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz? Çocuklarımızın eğitimden geri kalmamaları için ihtiyaçları ivedilikle karşılanacak mı?

Çocuklarımızın eğitimlerinden geri kalmaması için tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır.

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERE CORONA TATİLİNDE ÜCRET VERİLECEK Mİ?
Kamuda çalışan öğretmenlerin yüzde 9,7’sini oluşturan 92 bin ücretli öğretmen tatillerde ücret alamıyor. Buradan Milli eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a ve saraya sesleniyorum; okulların tatil olduğu iki hafta boyunca ücretli öğretmenlerimize ücretleri ödenecek mi? Yoksa öğretmenlerimiz açlığa mı mahkum edilecek?

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
16.06.2020

15 Mart 2020 Pazar

Umre Dönüşü Karantinaya Alınan Vatandaşlarımızı Yakından Takip Ediyoruz

Umre Dönüşü Karantinaya Alınan Vatandaşlarımızı Yakından Takip Ediyoruz

Umreden gelen vatandaşlarımızın bir bölümünün yerleştirildiği #Gölbaşı öğrenci Yurduna giderek çalışmaları yerinde inceledik.
Ankara Valisi, Gölbaşı Belediye Başkanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı, Gençlik ve Spor Müdürü ve yurt müdürleri ile bir toplantı yaptık. Olayları çok yakından takip ediyoruz. CHP olarak tüm desteğimizi veriyoruz. Vatandaşlarımız yemek ve temizlik sorunlarının olduğunu söylüyor. Ankara Büyükşehir Belediyemiz de her türlü desteği veriyor.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
15.03.2020


13 Mart 2020 Cuma

Maçlar Derhal Ertelenmelidir

Maçlar Derhal Ertelenmelidir
İnsanlığı tehdit eden yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle, başta UEFA organizasyonları olmak üzere Avrupa ve dünyanın çoğu ülkesinde futbol maçları süresiz askıya alındı; ya da ileri tarihlere ertelendi. Dünyanın bir numaralı basketbol ligi NBA ise faaliyetlerini durdurdu.

Spor dünyası koronavirüse karşı tüm ciddiyetiyle önlem alırken, AKP Genel Başkanı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu, anlaşılmaz bir şekilde profesyonel ligleri oynatmakta ısrar etmektedir. Alınan tek önlem ise nisan sonuna kadar maçların seyircisiz oynanma kararıdır.

Oynanacak maçlarda futbolcular, teknik direktörler, yöneticiler, hakemler, müsabakayı takip eden gazeteciler ve stat çalışanları koronavirüs salgını karşısında risk altında kalacaktır.

Diğer yandan hafta sonu oynanacak maçları; lokal, kahvehane, kafeterya gibi ortak alanlarda binlerce kişi tarafından yan yana izlenecektir. Bu durun bütün toplumu tehdit eden bir boyuta ulaşacaktır.

Aksi halde tüm toplum koronavirüs tehdidine karşı açık hale gelecektir. Hiç kimse, kurum, kuruluş ve organizasyonun İnsan sağlığını hiçe sayan, telafisi imkansız sonuçlar doğuracak kararlar alma hakkı yoktur.

AKP Genel Başkanı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu, konuyu ivedilikle yeniden görüşerek maçları derhal erteleme kararı almalıdır.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Spor Kurulu Başkanı
Ankara Milletvekili

13.03.2020



12 Mart 2020 Perşembe

Milli Eğitim Bakanlığına Çağrımız Öğrenci Öğretmen ve Velilerimize Önerilerimiz



MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA ÇAĞRIMIZ
ÖĞRENCİ ÖĞRETMEN VE VELİLERİMİZE ÖNERİLERİMİZ
(12 Mart 2020)

Koronavirüse karşı hep birlikte bilimle, bilgiyle, bilinçle mücadele için;

Okul Yönetiminin Yapması Gerekenler
1) Okul idarecileri, öğretmenler, zaman geçirilmeden Korona virüsü ve korunma yolları konusunda sağlık ekibi tarafından bilgilendirme eğitimi yapılmasını sağlamak
2) Okulda oluşabilecek olası virüs belirtisi durumunda acil eylem planı hazırlanması
(112 ve veli arama, izolasyonun- temasın engellenmesinin sağlanması ve.)
3) Tüm öğretmenlere, okul personeline, öğrenci ve velilere korona virüs hakkında kısa anlaşılır broşürler hazırlanıp verilmesi bu broşürleri dağıtarak farkındalık oluşturması ancak panik ve kaygı uyandırıcı cümlelerden kaçınması sağlanmalı
4) Diyabet gibi kronik hastalığı olan öğrencilerin tedbir amaçlı gerekli durumlarda izinli sayılması
5) Tüm okulların acilen temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi sağlanmalı
6) Özellikle tuvaletlerinin sık temizlenmesi, asla susuz ve kağıtsız bırakılmaması; kapı kolları, musluk başları, ve merdiven tutamaçlarının sık temizlenmesi
7) Öğretmen ve öğrencilerin ellerini sık sık yıkamaları için bolca sıvı sabun bulundurulmalı
8) Sınıfların girişlerinde el dezenfektanlarının takılması
9) Okul giriş- çıkışları, koridorlar, sınıflar, spor salonları, laboratuvarlar gibi tüm ortak kullanım alanları günlük temizlenmesi
10) Temizliği yapan personelin maske ve eldiven giymesinin sağlanması
11) Yapılması gereken bu çalışmalar için öğrenci ve velilerden asla para toplanmamalı; MEB bu hizmetleri valilik ve kaymakamlıklar aracılığı ile, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ile yapmalıdır.
12) Okul bahçesi ve tuvalet temizliği dezenfeksiyonu için gerekirse yerel yönetimlerle işbirliği yaparak destek alınması sağlanmalıdır.

Öğretmenin Yapması Gerekenler
1. Sağlık ekibi tarafından yapılan eğitimlerin ve broşürlerin öğrenci ve velilere ulaşımının sağlanması
2. Okul yönetimi tarafından verilecek direktiflerin uygulanıp uygulanmadığının denetiminin yapılması
3. Öğrencilerin tuvalet yada teneffüs sonrası ellerinin yıkanıp yıkanmadığının, dezenfekte edilmesinin denetim ve koordinasyonunu sağlaması
4. Sınıfında bulunan öğrencilerin ateş, halsizlik, öksürük vb gibi sağlık durumunda bozulma olanları okul idaresine ve veliye acil haber vermesi
5. Hasta olan öğrencinin diğer öğrencilerden uzaklaştırılmasının sağlanması ancak bunu diğer öğrencilerde ve hasta çocuğa hissettirmeden ve korkutmadan yapması
6. Bu ve benzeri salgın ve hastalık durumlarının tekrar edebilirliği göz önüne alınarak tedbirlerin devamlılığının her yıl sürdürülmesi
7. Öğrencilerin tatilde de kurallara uymasının kendi ve toplum sağlığı üzerine olumlu etkisi hakkında eğitimler vermesi sağlanmalıdır.

Bunlar yapılmadan sadece okulların tatil edilmesi soruna çözüm üretmeyecektir.

Biz; TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu CHP üyeleri;

Yıldırım Kaya
Ankara Milletvekili
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu CHP Gurup Sözcüsü

Serkan Topal
Hatay Milletvekili

Suat Özcan
Muğla Milletvekili

Mustafa Adıgüzel
Ordu Milletvekili

Özcan Özel
Yalova Milletvekili

Ali Keven
Yozgat Milletvekili



4 Mart 2020 Çarşamba

Milli Savunma Bakanlığına Tek Soruluk Soru Önergesi “S-400 Neden Alındı?”


Milli Savunma Bakanlığına Tek Soruluk Soru Önergesi “S-400 Neden Alındı?” 
AKP kamuoyuna, ABD'nin Türkiye'nin Patriot füze savunma sistemi talebine olumlu yanıt vermediği gerekçesiyle; 2.5 milyar dolar ödenerek Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın aldığını açıklamıştı.

S-400'lerin 600 kilometre uzaklıktan tehdidi belirleyebildiği, 60 kilometre uzaklıktaki balistik hedefleri, 400 kilometre uzaklıktaki aerodinamik hedefleri ve 10 metre kadar alçak irtifadaki hedefleri vurabildiği; ABD’nin Patriot füzelerinin ise minimum 60 metre yükseklikteki hedefi vurabildiği bilgisi de kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Ancak son günlerde Türkiye’nin ABD’den Patriot hava savunma sistemlerini satın alacağı yeniden gündeme geldi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, ABD'den Patriot hava savunma sistemlerinin istendiği iddialarını doğrulayarak “ Biz bir tercih olarak değil zorunlu olarak S-400’e gittik. Hava savunma tehdidi varken tedbir almayacak mıyız? Kimse kusura bakmasın. Halkımızın, milletimizin menfaatleri doğrultusunda ilerliyoruz. Çözümler olsaydı biz Patriot alabilirdik. Hala söylüyoruz, bizim hava savunma sistemine ihtiyacımız var. ABD bizim stratejik ortağımız, NATO üyesiyiz. Ülkemize karşı hem hava, füze tehdidi var, hem de yaşanmış bazı olaylar var. Patriot desteği olabilir.” açıklamasını yaptı.

Milli Savunma Bakanının açıklamalarına göre, S-400’lerin kullanılamayacağı, milli savunma sistemimiz için yeterli olmadığı ve Patriot hava savunma sistemlerinin alınacağı anlaşılıyor.

Anayasamızın 98, TBMM İçtüzüğünün 96 ve 99’uncu maddeleri gereğince T.C. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yazılı olarak yanıtlanması için TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdim.

Tek soruluk soru önergesinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yanıtlanması için  “S-400 neden alındı?” sorusu sordum.

Kamuoyundaki endişelerin giderilmesi için “S-400 neden alındı?” sorusunun yanıtının ivedilikle verilmesini bir kez de basınımız aracılığıyla talep ediyorum.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
04.04.2020