VİZYON BELGESİ DEĞİL AKP’NİN 16 YILDA YAPMADIKLARININ İTİRAF
BELGESİ
Dün Milli Eğitim
Bakanı Ziya Selçuk bir “vizyon” belgesi açıkladı. Açıklanan vizyon belgesi öğretmenlerimizi,
öğrencilerimizi ve velilerimizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Oysaki
yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “vizyon belgesi” açıklayacağını
duyurduğunda, herkes heyecanlanmıştı. Maalesef Sayın Bakan beklentileri boşa
çıkarttı. Bir Vizyon belgesi değil bir
“uygulama” belgesi açıkladı.
Türkiye’nin Milli
Eğitim Bakanı, eğitimle ilgili vizyon belgesini bir siyasi parti genel
başkanının huzuruna çıkarak, onun sarayında açıkladı. Daha önce Milli Eğitim
Bakanı için, “davul boynunda tokmağı sarayda” demiştik. Son gelinen noktada davulunu da saraya
kaptırdı. Davulu da boynuna takan saray, hem çalıp hem oynayacak.
Adına vizyon belgesi dedikleri “belge”, AKP’nin 16 yılda
yapmadıklarının itirafıdır. Sayın Ziya
Selçuk, açıkladığı belgeyle, kendisinden önceki 6 Milli Eğitim Bakanının yapmadıklarının
altını çizmiştir.
·
Milli
Eğitim Bakanı, sözleşmeli-ücretli öğretmen uygulamasının devam edeceğini beyan
etti.
·
Sözleşmeli
öğretmenlerin aile bütünlüğünü dağıtan 4+2 modelinin, 3+1’e indirilerek devam edeceğini
açıkladı.
·
Öğretmenlere
uygulanan mülakat sisteminin değişmeyeceğini söyledi.
·
Bugüne
kadar liyakata önem verilmediğini de itiraf etti.
·
Bakan,
“5 yaş erken çocukluk eğitimi, zorunlu eğitim kapsamına alınacak” diyor. AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çocuklarımızı merdiven altına teslim
etmeyin” diyor. İyi diyorsunuz da neden kapatmıyorsunuz? Her merdiven altında
sizin bahsettiğiniz okul adı altında çocuklarımızın hayatını karartan her türlü
pisliğin yapıldığı yerler hala faaliyette. Neden bunlara müdahale etmiyorsunuz?
Kameraların önünde ayrı konuşup uygulamada ayrı şeyler yapıyorsunuz. Yetkiniz mi yok? Yaptığınızın adı danışıklı
dövüştür… Diliniz ayrı söylüyor, yaptıklarınız ayrı.
Halka yalan söylemeyin, çıkın
gereğini yapın. Cemaatlere, tarikatlara gebe olduğunuzu biliyoruz… Siz daha önce
de FETÖ denen kişinin ayaklarını öptüğünüz cemaate, devleti teslim etmiştiniz.
Şimdi de diğer cemaatlere devleti peşkeş çekiyorsunuz.
·
Sayın
Bakan, ders saatleri ve çeşitlerinin azaltılacağını açıkladı. Biz de çocuklarımızın
omuzlarındaki ders yükünün hafifletilmesini istiyoruz. Diğer yandan da hangi
derslerin kaldırılarak, saatlerinin düşüreceğini merak ediyoruz.
Nasıl bir uygulama olacak, felsefe dersini kaldırdığınız gibi
mi olacak? Atatürk’ü ders kitaplarından çıkarttığınız gibi mi olacak?
Matematiği, fiziği, kimyayı mı kaldıracaksınız? Bunu nasıl yapacaksınız? Yakın
takipçisi olacağız.
·
Neden
yurt sorununu çözeceğinizi, çocuklarımızı cemaat ve tarikatların yurtlarına
mecbur bırakmayacağınızı açıklamadınız?
·
Sayın
Bakan, “okul yöneticiliğine atanmada liyakat temelli bir değerlendirme
yapılacağını açıkladı. Bizim taleplerimizden biri de siyasi tercih değil
liyakatın esas alınmasıydı.
Sayın Bakan, bu açıklamasıyla,
bugüne kadar liyakata uyulmadığını da itiraf ediyor.
Bu açıklamanın da yakın takipçisi olacağız. Çünkü AKP’nin liyakat
anlayışı çok farklı… Karşımızda, TÜBİTAK’a
hayvanat Bahçesi müdürünü atayan bir anlayış duruyor
·
Pedagojik
formasyon şartının kaldırılacağını ve bu eğitimi Milli Eğitim Bakanlığının
vereceği açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığının görevi formasyon dersini vermek
değildir. Formasyon dersi eğitim fakülteleri tarafından uzman kişiler eliyle
verilmelidir.
·
Vizyon
belgesinde, öğretmenlerimiz ekonomik durumlarını iyileştirecek, somut bir şeyin
olmaması, öğretmene verilen değerin göstergesidir.
·
Sayın
Bakan, imam hatip okullarıyla üniversiteler arasında işbirliği mekanizmaları
kurulacağını açıkladı. Bu uygulama neden
imam hatip okullarıyla sınırlandırılıyor. Diğer Okullar neden bu uygulamanın
dışında tutuluyor.
·
Sayın
Bakanın, “Öğretmenler Meslek Kanunu”nu çıkartacaklarını açıklamasını çok olumlu
karşılıyoruz.
Biz de eğitimin paydaşlarının görüşlerini de alarak, bir “Öğretmenler
Meslek Kanunu” hazırladık. 1 Kasım
Perşembe günü TBMM’ne sunacağız.
Buradan AKP’ye ve tüm partilere çağrı yapıyorum; gelin, hep
birlikte öğretmenlerimiz için bu kanunu çıkartalım.
AKP Genel Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada gençlere seslenerek, “Geleceğin Alpaslanları,
geleceğin Fatihleri olmaya hazır olun” dedi. “Geleceğin Atatürk’ü olun diyemedi.
Ey Recep Tayyip
Erdoğan, Alpaslan da bizim, Fatih’te bizim, Atatürk’te bizim! Geleceğin
Alpaslanı, geleceğin Fatihleri olmaya hazır olun diyorsun… Niye geleceğin
Mustafa Kemal Atatürk’ü olmaya hazır olun diyemiyorsun?
Atatürk’e bu düşmanlık
niye? Özgür bir vatan bıraktığı için mi, bu düşmanlığınız? Gençlerimize bilim
yolunu gösterdiği için mi bu kininiz?
AKP Genel Başkanı,
tabela üniversiteleri kurmakla övünüyor, üniversitelerin hiç olmadığı kadar
özgür olduklarını söylüyor. Sonra da önemli bir itirafta bulunuyor. Neden
dünyadaki 500 üniversite arasında Türkiye’den tek bir üniversite yok diyor.
Bütün okulları imam
hatibe dönüştürme gafleti içinde olan birinin bu soruyu sorması ne acı.
Siz, üniversiteleri AKP’nin
il ve ilçe teşkilatlarına dönüştürmeden önce, dünya sıralamasına giren üniversitelerimiz
vardı.
2002 yılından önce 76
üniversiteden, 5-6 üniversitemiz dünya
sıralamasına giriyordu. Şimdi 220 üniversite var, dünya sıralamasına giren
üniversitemiz yok.
Sen, dünya
sıralamasında yer alan ODTÜ’yü kapatmakla tehdit edeceksin, fikrini açıklayan,
eleştiri hakkını kullanan, parasız eğitim isteyen üniversite öğrencilerini
hapse tıkayacaksın, rektör seçimini tamamen kaldırıp, atamayla yandaşları
rektör yapacaksın, bilim insanlarının AKP’ye biat etmelerini isteyeceksin,
sonra da neden dünya üniversiteleri arasında Türkiye’nin yeri yok diye
soracaksın…
Açıklanan “belge” bir
vizyon belgesi değil, AKP’nin, “16 yılda yapmadıklarının ve ilerleyen süreçte
de yapamayacaklarının belgesidir.
Biz de soruyoruz, tüm
bu açıkladıklarınızı 16 yılda neden yapmadınız. Zamanınız mı yoktu? Yetkiniz mi
yoktu? Yeriniz mi dardı? Elinizi tutan mı vardı?
Yıldırım Kaya
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu
Genel Balkan Yardımcısı
24 Ekim 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder