Eğitimi Bitiren AKP’ye Tasdikname Veriyoruz
Cuma günü 2017-2018 eğitim öğretim yılı karnelerini alacak olan çocuklarımıza ve tüm eğitim emekçilerimize iyi tatiller diliyorum. Çocuklarımız karnelerini alırken, biz de AKP hükümetinin 16 yıllık eğitim karnesine baktık. Gördük ki AKP hükümetinin eğitim karnesi zayıflarla dolu…
Böylesine kötü bir karneye sahip, bir kaptan ve mürettebatı artık bu devasa gemiyi yürütemez. Er ya da geç batırır. Gemi su almaya başladı, böyle giderse hep birlikte batarız.
Eğitimin kronikleşmiş sorunları, 2017-2018 eğitim öğretim yılında da katlanarak devam etti. Sürekli değiştirilen sınav sistemiyle çocuklarımızın psikolojisini bozuldu. Eğitimde fırsat eşitliği yok edildi, ailelerin eğitime ayırdığı pay daha da arttı. Çocuklarımızı ve ailelerini gelecek kaygısı sardı.
Hazırladığımız rapora göre;
• Türkiye’de öğrenci başı harcanan parayı OECD ortalaması ile kıyasladığımızda içler acısı bir tablo ortaya çıkıyor. Devletin ortaokul ve lise düzeyinde, OECD ortalamasının 3’te 1’i kadar harcama yaptığı görülüyor. İlkokuldan üniversiteye kadar harcanan toplam bütçe ise OECD ortalamasının yarısından az. Bu tablodan da görüldüğü gibi, AKP, eğitim harcamaları konusunda sınıfta kaldı.
• Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin “eğitim” yatırımına giden payı her sene kademeli olarak azaldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında %17 olan eğitim payı, 2018’de %8’e kadar düştü. Yetersiz olan eğitim bütçesi “Fatih Projesi” gibi israf projelere ve TÜRGEV gibi iktidar yandaşlarına aktarıldı. AKP eğitim yatırımlarında sınıfta kaldı.
• Hane halkının eğitime yaptığı harcama kademeli olarak artıyor. 2013’te bu oran %13 iken, 2 yıl içinde %18’e çıktı. 2015’ten sonra ise TÜİK bu konuda veri açıklamayı durdurdu. AKP iktidarından önce 100 okuldan 3’ü özel okulken, şimdi her 100 okuldan 13’ü özel okul oldu. Ayrıca 2002’de her 100 çocuktan 2’si özel okula giderken, şimdi her 100 çocuktan 7-8’i özel okula gidiyor. AKP iktidarında devlet, yurttaşlarının eğitim harcamalarını karşılamakta sınıfta kalmıştır.
• AKP iktidarında okullar arasında ayrımcılık yapıldı. Anadolu ve fen liselerinde okuyan öğrenci başına harcanan bütçenin iki katı, imam hatip lisesi öğrencisine harcandı. 2018 yılında açılacak her 10 fen lisesine karşılık, 188 yeni imam hatip lisesi açılması planlanıyor. Bu yatırımlara rağmen imam hatip ve meslek liselerine beklenen talep gelmedi, sınıflar boş kaldı, kaynaklar israf edildi. AKP, 16 yıllık iktidarında eğitim eşitliği konusunda sınıfta kaldı.
• Hükümetin, teşvik ettiği imam hatiplerde okuyan öğrenciler PISA testinde Türkiye ortalamasının çok altında kaldı. Siyasi popülizm malzemesi yapılan imam hatipli gençler iyi yetiştirilemedi. AKP iktidarı en büyük kötülüğü imam hatip öğrencilerine yaptı. Hükümet, imam hatip öğrencilerine iyi bir eğitim verme konusunda da sınıfta kaldı.
• Türkiye 2008 yılında, Dünya Ekonomik Forumu eğitim kalitesi endeksinde, 145 ülke içinde 77. sırada yer alıyordu, şimdi ise 104. sıraya düştü. Hükümet, eğitim kalitesi konusunda sınıfta kaldı.
• PISA sonuçları incelendiğinde 2012 yılındaki yerimizden çok gerilere düştük. Okuduğunu anlama, fen ve matematik alanındaki testlerde çocuklarımız çok düşük notlar aldı. Fende 425 (OECD Ort. 493), matematikte 420 (OECD Ort 490), okuduğunu anlamada 428 (OECD Ort 493) puanla en başarısız ülkelerden biri oldu. En başarılı ülkelerin çocukları haftada 10 saat ödev yaparken, bizim çocuklarımız 24 saat ödev yaptı. Çocuklarımızın tüm çabalarına rağmen, hükümetin ezberci eğitim sistemi nedeniyle, sorgulayan bireyler yetiştirme konusunda hükümet sınıfta kaldı.
• Çocuklarımız başarılı olamadığı gibi yabancı akranlarına göre mutlu da olamadı. PISA sonuçlarına göre OECD ülkelerinde her 10 çocuktan 1'i "hayatımdan hiç memnun değilim" derken, bizim 4 çocuğumuzdan 1'i hayatından hiç memnun olmadığını söyledi. Maalesef hükümet, mutlu çocuklar yetiştirme konusunda da sınıfta kaldı.
• 2001-2002 eğitim öğretim yılında 640 bin olan taşımalı öğrenci sayısı, 2017-2018 yılında 1 milyon 321 bine ulaştı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 2004 yılında taşımalı eğitimi bitireceğiz açıklamasından 14 yıl sonra bu rakamlar oldukça düşündürücüdür. Öğrencinin olduğu her yerde öğretmenin de olması gerekirken AKP yerinde eğitimde de sınıfta kaldı.
• Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 2019 yılında ikili eğitimi bitireceklerini açıklamasına rağmen mevcut bütçedeki rakamlara bakıldığında bunun büyük bir yalan olduğu ortaya çıkıyor. İkili eğitimi sona erdirmek için yapılması gereken derslik sayısı yaklaşık olarak 57 bin, ancak 2019 yılında ayrılan bütçe ile açılabilecek derslik sayısı sadece 17 bin 500. Görülüyor ki, AKP hükümetleri ikili eğitim konusunda da sınıfta kaldı.
• Eğitim sisteminin kanayan yarası kuşkusuz sürekli değişen sınav sistemi. Liselere geçiş için yapılan sınav sisteminde 16 yılda toplam 7 defa köklü değişiklik yapıldı. Dönem ortasında kuralların değişmesi, seçim nedeniyle sınav tarihinin kaydırılması, soru sistematiğindeki köklü değişiklikler, sınav sorularının çalınması, öğrencilerin büyük mağduriyetler yaşamasına sebep oldu. Görüldüğü gibi AKP sınavlar konusunda da sınıfta kaldı.
• Okul öncesi eğitim de içler acısı durumda. Eğitimin temel basamağını oluşturan okul öncesi eğitim verilerine bakıldığında OECD ortalamasının çok altında kalındığı görülüyor. Özellikle Türkiye’deki 3 ve 4 yaş grubundaki çocukların okul öncesi eğitimi neredeyse OECD ortalamasının onda biri kadar. Okul öncesi eğitim konusunda da AKP sınıfta kaldı.
• Darbe girişiminin ardından ihraç edilen yaklaşık 120 bin kişinin 40 bini öğretmen ve akademisyen. Yani 20 Temmuz sonrası ihraç edilen 3 kişiden 1’i eğitimci. Görüldüğü gibi büyük bir eğitimci tasfiyesi söz konusu.
• Bugün; yatılı okuyan, simit satarak, su satarak eğitimini tamamlayan Erdoğan, Yalovalı kamyon şoförü Hacı Şerif’in gariban oğlu Muharrem ince, devlet parasız yatılı okulunda okuyan Meral Akşener, tesisatçı Tahir'in oğlu Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı olmak için yarışıyor. Cumhuriyetin eşit eğitim ilkesi sayesinde Türkiye'nin en gariban çocukları Cumhurbaşkanlığı için yarışacak güce erişebiliyorlar. Peki bugünkü gençlerin bu hakkı olacak mı? Değerlendirmelere göre maalesef olmayacak. Yine PISA sonuçlarına bakacak olursak, en yoksul %25'lik kesimdeki çocuklar yaklaşık 400 puan alırken, en zengin %25'lik kesimdeki çocuklar ortalama 460 puan almıştır.
Hane halkının eğitim harcamalarındaki payı arttıkça ve özel okullar teşvik edildikçe, gelire bağlı fırsat eşitsizliğinin artması sonucu, eşit eğitim konusunda da hükümet sınıfta kalmıştır.
• MEB verilerine göre, 2010'da ek ders dahil öğretmen maaşı 1.808 TL, kişi başı milli gelirin %11,4'ü, şu anda ise 3.618 TL ile milli gelirin %9,3'üne düştü. Yani öğretmenin geliri enflasyon karşısında eridi, büyümeden de öğretmenlere pay verilmedi. Öğretmenin geçim derdini çözme konusunda hükümet sınıfta kaldı.
• AKP İktidarı sözleşmeli öğretmen dönemini başlattı. Güvencesi olmayan, özlük haklarından yoksun, düşük ücretle 63.829 sözleşmeli öğretmen çalıştırılıyor. Kamuda 109.000 öğretmen açığı olduğu halde, sözleşmeli öğretmen sayısı artıyor. AKP, Öğretmenini güvenceli çalıştırma konusunda da hükümet sınıfta kaldı.
• Ataması yapılmayan öğretmenler de AKP hükümetinin eseri. 2001'de seçim meydanlarında "60.000 öğretmenin atama sorununu çözeceğim" diyen de, bu sayı 430 bine çıkartan da AKP. Hükümet öğretmen atamalarında da sınıfta kaldı.
Eğitimde sınıfta kalan ülke, her alanda sınıfta kalır. AKP hükümeti çok sınıf tekrarı yaptı. Çocuklarımızın geleceğini, umudunu çaldı. Bu ülke daha fazla sınıf tekrarını kaldıramaz. Artık AKP’ye “tasdikname” verme zamanı gelmiştir.
Çocuklarınızın geleceği için oy kullanacak anne- babalar, mesleğinin onuru için oy verecek öğretmenler, emekliliğin tadını çıkarmak isteyenler, gelecekleri için tercih yapacak olan gençler… AKP’ye karne notunu 24 Haziran’da sandıkta sizler vereceksiniz.
Eğitim için geliyoruz…
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayı
7 Haziran Perşembe 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder