Yargısız İnfazlara #Hayır
Türkiye halkı tarihi bir dönemden daha geçiyor. Darbe girişimleri, yargısız infazlar, ihraçlar, “Tek Adam” özlemi çekenlerin rejim değişikliği çabaları… Hepsi de bir planın parçaları olarak sırasıyla yürürlüğe sokuluyor.
Türkiye’de bağımsız yargı sistemi tamamen çökmüş, mahkemeler artık adalet dağıtamıyor. Hakimler, savcılar AKP’nin il ve ilçe başkanları gibi çalışıyor. Hükümetin onay vermediği hiçbir kararın altına imza atamıyor. AKP’in kılıcı, “Demokles’in Kılıcı” gibi yargının tepesinde asılı duruyor. Hükümetin istemediği kararları vermeleri halinde ihraç edileceklerini onlar da çok iyi biliyorlar.
Bütün bu baskılara rağmen kalemini kırmayan cesur hakimlerimiz de var. Son olarak, Ankara Bölge İdare Mahkemesi barış için bildiriye imza atmanın başlı başına ihraca bir gerekçe olamayacağına karar verdi. Ancak alınan bu kararlar da hükümet tarafından uygulanmıyor.
Yargısız infazlar döneminden geçiyoruz. İnsanlar sorgusuz sualsiz terörist ilan edilip işlerinden atılıyor. Neyle yargılandığını bilmeden, yıllarca cezaevlerinde ömür tüketiyor, mahkemelerde haklarını arayamıyor.
İdamı dillerinden düşürmeyenlerin tek yapamadıkları şey idam sehpalarını kurmak. Niyetlerini de açıkça beyan ediyorlar. İdam olsaydı, hiç tereddüt etmeden o sehpaları da kuracaklarını biliyoruz. Bunun içindir ki Anayasa değişiklik teklifiyle “Tek Adam”a bütün yetkileri vermek istiyorlar.
FETÖ Terör Örgütü ile mücadele adı altında sendikalar da hedef alındı. Başta KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olmak üzere, çok sayıda sendika üyesi kamu çalışanı açığa alınıp ihraç edildi.
Bu süreçte yerel yönetimlerden de çok sayıda çalışan açığa alınıp ihraç edildi. Özellikle de “CHP” li ve diğer belediyelerde örgütlü olan TÜM-BEL-SEN üyesi çalışanlar hedef alındı. TÜM-BEL-SEN üyesi 350 kamu çalışanı açığa alınırken 506’si de ihraç edildi. Bunların arasında Mamak Belediyesi’nden ihraç edilen, evinde üç engelli çocuğa bakmak zorunda olan bir TÜM-BEL-SEN üyesi de var.
Belediye çalışanlarının açığa alınıp ihraç edilmeleri doğrudan “İçişler Bakanlığı”nın bir uygulaması olmasına rağmen, sanki “CHP”li belediyeler tarafından yapılmış algısı yaratılmaya çalışılıyor. “CHP” li belediyeler çalışanlarına sahip çıkamaz hale getirilmek isteniyor.
AKP hükümeti OHAL’den aldığı güçle “Kayyum” siyaseti yürütüyor. Kazanamadığı ve kazanmasının da mümkün olmadığı belediyelere “Kayyum” atayarak seçilmişlerin haklarını gasp ediyor. Belediyelere darbe yaparak halkın iradesini kayyuma devreden anlayış siyaseten tükenmiştir.
Bir ülke düşününki halkı korku içinde yaşasın. Yarın bana ne olacak endişesi içinde sıranın kendisine gelmesini beklesin. Bu ruhla bir ülke ayakta kalabilir mi? Geleceğe güvenle bakabilir mi? Tabi ki bakamaz!
Ama direnenlerde var!
12 Martları, 12 Eylülleri yaşamış bir halkın çocukları olarak direnerek kazandık.
20 Temmuz darbesine karşı da direnerek kazanacağımızı biliyoruz.
Önümüzde aydınlık bir gelecek var.
Haydi kamu çalışanları bir #Hayır yeter!
Haydi Türkiye bir #Hayır yeter!
16 Şubat 2017
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder