Başkanlık Sistemi'ne "Hayır" demek için yollara çıktık. İlk durağımız "Hatay" İlimiz oldu. İl ve İlçe örgütlerimizle birlikte, Hatay Barosu, Hatay Gazeteciler Cemiyeti, İskenderun Gazeteciler Cemiyeti, Antakya Gazeteciler Cemiyeti ve Akdeniz Tüccar ve Sanayici İş Adamları Derneği’ini (ATSİAD) ziyaret ettik. Görüş alışverişinde bulunduk.
Hatay halkı 1938'de yapılan referandumla, Cumhuriyet'in eşit ve özgür vatandaşları olmak için "Türkiye" dedi. Şimdi de kazandıkları özgürlüklerini ve haklarını korumak için #Hayır diyor!
Anayasalar, toplumsal mutabakat sağlanarak hazırlanıp kabul edilen uzlaşma metinleridir. Bir siyasi partinin hazırladığı, OHAL ortamında, baskı altında TBMM’de kabul edilen sıradan metinler değildir. Her türlü baskı ve hile ile kabul edilen metinler, asla halkın Anayasa'sı olamaz.
AKP hükumeti Anayasa değişikliği ile Demokratik Cumhuriyetimizin, “Demokratik” ayağını kırmayı planlıyor. Cumhuriyet’in sadece adı kalacak “ Demokratik” yapısı ise ortadan kaldırılacaktır.
Adında “Cumhuriyet” olan her rejimin “Demokratik” değildir. Öyle olmuş olsaydı, adında “Cumhuriyet” olan, İran, Libya, Mısır ve Suriye gibi ülkeler en demokratik ülkeler olurdu. Sembolik anlamda “Krallık” olan; Birleşik Krallık, Danimarka, İsveç, İspanya… vb. gibi Avrupa ülkeleri demokrasinin beşiği olamazdı.
Her vatandaşın kendisine şu soruları sorması gerekir;
Demokrasiden neden vazgeçiyorlar?
Geliştirmemiz gereken demokrasimizi neden ortadan kaldırmak istiyorlar?
Geleceğimizi neden “Tek adamlara” terk ediyorlar?
Demokrasimiz rafa kalktığında terör mü bitecek? Hayır
“Tek Adam Yönetimi” geldiğinde, ekonomik kriz mi ortadan kalkacak? Hayır
Milletvekili sayısı arttığında işsizlik mi azalacak? Hayır
Yargı tamamen “Başkan”a bağlandığında adalet mi gelecek? Hayır
Bütün yetkiler “Başkan”da toplandığında asgari ücret mi artacak? Hayır
Başkanlık rejiminde bütün sorunlarımız katlanarak artacak. Biz de bir Suriye olma yolunda hızla yol alacağız. Tek adamlar bizlerin, çocuklarımızın geleceğini karartacak…
O zaman sandığa gittiğimizde “Başkanlık Rejimi”ne “hayır” diyeceğiz.
Bu sorun sadece CHPlilerin sorunu değildir. Bütün Türkiye’nin, aydınların, demokratların, milliyetçilerin, devrimcilerin, dindarların… 80 milyonun sorunudur.
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de yapılmak istenen bir “Rejim” değişikliğidir. “Parlamenter Demokrasi”nin yerine “Başkanlık Rejimi” kurulmak isteniyor.
Halktan aldıkları yetkiyi kullanmadılar, iradelerini saraya teslim ettiler, gece yarısı uykulu gözlerle el kaldırıp indirerek Anayasa’yı değiştirdiler.
“Evet” dediler, ellerindeki pulları göstererek!!!
Efendilerine bağlılıklarını haykırdılar…
Ama tarih unutmaz!
Vatana ihanet edenleri!
Hep yazdı…
Yine yazacak!
Vatanı bir pula satanları!
Tarihin gözleri de var.
Görecek!
Bizim vatana yeniden, yeniden can olduğumuzu!
25.01.2017/HATAY
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
1 yorum:
Sn. Yıldırım Kaya 14 Ekimde hain Fetö terör örgütü ile hiçbir ilgi ve alakası olmamasına rağmen yani sıfır kriterle açığa alınmış bir öğretmen olarak aşağıda yazmış olduğum sorularla ilgil Meclisimize bir soru önergenizi vermenizi 4 aya yakındır bekleyen masum 1700 öğretmen adına istirham ediyorum.
1. log kayitlari operatörler tarafından yasal olarak ne kadar sure tutuluyor. Bylockla ilgili suçlanan kişilerin log kayıtları üzerinden mi işlem yapıldı?
2. Operatörlerün müşterilerine sunduğu internet hizmetinde blog ip diye bir uygulama var mı? Özellikle kamu paketlerinde olduğu söyleniyor. doğruluğu var mı? Başkası tarafından kullanılan aynı ip numarası dolayısıyla masum insanlar da zan altıda kalmış olabilir mi? Bununla işgili çalışmalar var mı?
3. İp no üzerinden yapılan yanlış işlem sonucu imei nosunu da yanlışlıkla göstermesi doğal bir sonuç olmaz mı? Gözaltına alınan kişilere sunulan İmei nosu zaten yanlış ip nosundan kaynaklandığı için hukuki olarak bir şüphe taşır mı?
4. özellikle bylockun indirilme yüzdesinin en yüksek seviye olduğu zaman dilimi olan Ağustos-Eylül 2014 tarihlerinde bir karışılık mı var. Mağdur olduğunu söyleyen kişilere hep bu tarihlerin söylenmesi bir tesadüf mü?
5. İddia edilen Cihazlarını emniyete vererek inceletenler ve bylock olmadığına dair rapor alanlar var. Ona rağmen format atılmış ise program gözükmeyebilir diye raporun sonuna not tutuluyormuş. Bunun doğruluk payı var mı? Yani format atıldığı iddia edilerek kişinin masumiyetini kanıtlanması engellene bilir mi? O halde vatandaş masum olduğunu nasıl ispat edecek? Cihaz incelemesi ile ispat edilemeyecekse o halde cihazlar neyi araştırmak için inceleniyor. Yani varsa suçlu yoksa da suçlu olabilir. Böyle bir hukuki yaklaşım olabilir mi?
6. Nasıl olur da kişiler daha önce kapatmış oldukları tarihlerdeki hatlardan sorumlu tutulabilirler. 2012 yılında kapatılıp 2014 de başkası tarafından açılan bir hat hala nasıl o kişinin üzerine gözükmüş ve Bylock iddiası ile kişi nasıl mağdur edilebilir? Kişi kapattırdığı hatların bir de takibini mi yapacak?
7. Bylock surwerında 1 kere online olduğu söylenilerek mesaj atıldığı bilgisi dahi net ifade edilmesen mesaj içeriği paylaşılmadan olası bir ikiz ip hatası nedeni ile Manisa Konya Rize K.Maraş Ağrı illerindeki kendilerinden korkan hakimler tarafından hiç bir ilgi ve alası olmayan sosyal çevresi tarafından bilinen memurlar hangi şüphe ile tutuklanmıştır. Özellikle bu masum kişilere ifade edilen tarihlerin Ağustos-Eylül 2014 olması bu tarihlerde yapılan işlemlerin şüpheli olduğunu göstermez mi?
8. Ağustos-Eylül 2014 tarihinde Bylock surwerında 1 kez online olduğu iddia edilerek memur olmayan sayısı 53 bin civarı olan vatandaşlarda da bir inceleme yapıldı mı? İnceleme yapılırsa bu konudan suçlanan 7 bin civarı memurun da teknik bir hata sonucu bu listeye düştüğü anlaşılmaz mı?
Yorum Gönder