AKP kendi darbesini gerçekleştiriyor. Çözümsüzlüğü çözüm olarak göstermeye çalışıyor. Böl, parçala, yönet politikası uyguluyor. Toplumu parçalara bölüyor. Muhalefeti yok etmek istiyor. “Ben olmazsam devlet yıkılır” diyen anlayış ülkeyi adım adım uçuruma sürüklüyor.
Halk iradesinden sadece kendilerini seçenleri anlayan, düşünce özgürlüğünü sadece kendi düşündüklerini açıklama özgürlüğü sanan, insan haklarından sadece kendi haklarını algılayan bir anlayış tarafından yönetiliyoruz.
Yıl 4 Mart 1994, polis TBMM’e girip DEP Milletvekillerini zor kullanarak gözaltına aldı. DEP kapatıldı, Milletvekilleri 15’er yıl hapis cezasına mahkum edildi.
Yıl 4 Kasım 2016, polis HDP Milletvekillerinin kapılarını kırarak gözaltına aldı. Milletvekilleri tutuklanarak cezaevine koyuldu.
Bugün yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye’nin kanayan yarası Kürt sorununda bir arpa boyu yol gidilememiş. 15 yıllık AKP iktidarında sorun kangrenleşmiş. Geçen yıllarda değişen hiçbir şey olmamış.
Halkın iradesini dilinden düşürmeyen iktidar, HDP’li 6 milyon seçmenin iradesini yok sayıp gece yarısı operasyonuyla seçilmişlerin kapıları kırıp gözaltına alıyor.
Sizi seçenleri milli irade, ötekini seçeni terörist ilan ederek barışı getiremezsin. Bir gece yarısı kapıları kırarak seçilmişleri gözaltına alıp, tutuklayarak barışı getiremezsin. Denenmiş ve başarısız olunmuş yöntemleri tekrarlayarak barışı getiremezsin.
Kendi egosunu tatmin etmek için akıl almaz senaryoların yazarı bir adam, onun yanında türlü çıkar grupları ve yandaşlar. Amaç sorunları çözmek değil kangrenleşen sorunlardan kendilerine bir iktidar çıkarmak.
Özgürlükçü demokrasilerde yönetenlerin yetkileri sınırsız değildir
Darbeci anlayış, demokrasiyi 4-5 yılda bir oy kullanma özgürlüğü olarak algılıyor. Çoğunluğun oyu ile başkan olup diktatörlüğünü ilan etmek istiyor. Demokrasi çoğunluğun seçtiklerinin istediğini sınırsızca yapma özgürlüğü değildir. Tek adamın sınırsız yetkiyle donatılması hiç değildir.
Darbeci anlayış, demokrasiyi 4-5 yılda bir oy kullanma özgürlüğü olarak algılıyor. Çoğunluğun oyu ile başkan olup diktatörlüğünü ilan etmek istiyor. Demokrasi çoğunluğun seçtiklerinin istediğini sınırsızca yapma özgürlüğü değildir. Tek adamın sınırsız yetkiyle donatılması hiç değildir.
Türkiye de ciddi bir demokrasi sorunu vardır. Tek parti ve tek adan diktatörlüğü kurulmaya çalışılıyor. Demokrasiyi tüm kurumlarıyla birlikte bir bütün olarak düşünmek zorundayız. Çoğunluk demokrasinin önemli bir ilkesi olsa da denetimsiz ve başına buyruk değildir.
Diktatörlüğe karşı gücümüzü birleştirmeli, halk iktidarı için birlikte mücadele etmeliyiz.
Adına ister “Başkanlık” desinler, ister “ileri demokrasi” diktatörlüğe geçit yok.
Parlamenter çoğulcu demokrasi hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz.
05.11.2016
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder