28 Mayıs 2021 Cuma

KARAMAN’DA CEMAAT YURTLARINDA ÇOCUKLARA TECAVÜZ EDİLİRKEN GÖREVİ SUİSTİMAL EDEN MÜDÜRLERE TERFİ

Karaman’da 2016 yılında, Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) evlerinde yaşları 8 ile 10 arasında 45 erkek öğrencinin cinsel istismara uğraması hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. Çocuklarımız yaşadıkları istismarın acısını ömür boyu yaşayacaklar. 

Peki, istismarları gerçekleştirenlere ve görevi suistimal ederek çocuklarımıza istismar zemini hazırlayan sorumlulara ne oldu!

Bu sorumlular şimdi nerede, ne yapıyorlar?

Adalet yerini buldu mu?

ÇOCUKLARA İSTİSMARA ZEMİN HAZIRLAYANLARA TERFİ VERİLDİ

Çocuklarımızı istismar eden, tırnak içinde söylüyorum sözde “öğretmen” Muharrem Büyüktürk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ya diğer sorumlular?

Görevlerini suistimal edenler!

Gözlerini, kulaklarını kapatanlar!

Görevini ihmal ederek, çocuklarımıza tecavüz edilmesine zemin hazırlayanlar!

Şimdi nerede, ne yapıyorlar?

Yaptığımız araştırmalar sonucu tecavüzcü “öğretmenle” yurtlarda fotoğraflar çektiren,  Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Müşavirliğine atanmış.

Görevini hakkıyla yapmış (!)  

Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor!

O dönem bu yurtların denetlenmesinden sorumlu olan Karaman Özel Öğretim Kurumları Şube Müdürü Ahmet Bayır da bugün Ankara Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevini yürütüyor.

Görevlerini suistimal ederek 45 çocuğumuzun taciz ve tecavüze maruz kalmasına göz yuman kamu görevlilerine ödüllendirme gibi görevlendirmeler yapılmış.

Bunlar, kadına ve çocuğa karşı işlenen suçlarda hafifletici sebep arayanlardır!

Bunlar, kravatlıya ceza indirimi uygulayanlardır!

Bunlar, çocuğa tecavüzde “Bir defadan bir şey olmaz.” diyenlerdir!

Bunlar, Türkiye’yi yönetemeyen, ekonomik, sosyal, ahlaki, hukuki… her alanda uçuruma sürükleyenlerdir!

Değerli Basın Emekçileri,

“TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Belirlenmesi Araştırma Komisyonunda” Milletvekillerinin sorularını yanıtlamaya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru sorulmasını engelleyen Komisyon Başkanı Öznur Çalık, kendini yandaş televizyon moderetörleri yerine koymuştur. 

Kadına ve çocuğa yönelik her türlü sorgulamanın önünü kesenler yaşananların da sorumlusudur. 

Türkiye’nin dört bir yanında cemaat, tarikat ve bunlara bağlı vakıfların kaçak yurtlarına göz yumanlar,  izin verenler çocuklarımıza taciz ve tecavüzün suç ortağıdırlar.

Bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesini bir kararnameyle kaldırdığını ilan eden anlayış; kadına ve çocuğa karşı işlenen tecavüzden de, şiddetten de sorumludur.

Çocuklara taciz ve tecavüzde bulunanlar ile göz yumanlara yaptırım uygulanmazsa; kadına yönelik şiddetin de önüne geçilemez. 

Tek çözüm erken seçimdir!

Yıldırım KAYA

CHP Ankara Milletvekili 

28 Mayıs 2021



KARAMAN’DA CEMAAT YURTLARINDA ÇOCUKLARA TECAVÜZ EDİLİRKEN GÖREVİ SUİSTİM...

27 Mayıs 2021 Perşembe

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDAKİ BAŞARISIZLIK SARAY HÜKÜMETİNİN BAŞINA AİTTİR

Değerli Basın Emekçileri 

Devlette süreklilik esastır!

Devlette liyakat ve ehliyet esastır! 

Sözün özü, işin ehline verilmesi gerekir…

AKP 19 yıllık iktidarında, 7 Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Her Milli Eğitim Bakanı da kendi sistemini kurmak için eğitim sitemini yazboz tahtasına döndürdü. Laik, demokratik, bilimsel ve parasız eğitimi hedefleyen eğitim sistemi de rayından çıkartıldı.

Saraydaki tek adam uzmanlık alanı olmamasına rağmen, eğitim-öğretimin her aşamasına müdahale etti.

Müdahale etmekle de kalmadı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının karşısına sarayında bir de paralel “Saray Eğitim Bakanlığı” kurdu.

 “Saray Eğitim Bakanlığı” Milli Eğitim Bakanlığını destekleyen, güçlendiren bir konumda değil, aksine Milli Eğitim Bakanlığının kararlarını yok sayan bir çalışma içine girdi.

Biz bu konuyu basın toplantılarımızda gündeme taşıdık. Devlette çift başlılığın olamayacağını defalarca söyledik. Ancak dikkate alınmadı.

Bugün geldiğimiz noktada “Saray Eğitim Bakanlığı”, resmi adıyla “Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu” üyeleri, Milli Eğitimdeki başarısızlığın tek sorumlusunun Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk olduğunu açıklamaya başladılar. 

“Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu” üyesi Prof. Dr. Ömer Özyılmaz sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada "Bakandan kaynaklanan bu beceriksizlikten dolayı, bir nesli/kuşağı kaybetmek üzereyiz. Çok ciddi önlemler alınmalıdır" dedi.

Evet, bir nesli kaybetmek üzere olduğumuz, ortada bir beceriksizliğin olduğu doğrudur. Ancak bu başarısızlığın ve beceriksizliğin birinci derecede sorumlusu her şeye karar veren saray hükümetinin başıdır.

Partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, tüm Bakanlıklarda olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığında da son sözü söyleyen ve kritik kararların altında imza atan kişidir.

Kimse kimseyi kandırmasın, eğitim-öğretimdeki dibe vuruşun sorumlusu saray hükümetinin başıdır. Çünkü tek karar verici de, son karar verici de saraydır.

“Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu” üyelerine de şunu sormak gerekir:

Siz ne iş yaparsınız?

Eğitim-öğretime ilişkin kurulunuzun elle tutulur, gözle görülür bir çalışması var mıdır?

Milli Eğitim Bakanlığına hangi plan ve projelerinizle katkı sundunuz?

Enerjinizi “Bakan” olma mücadelesi dışında eğitimin hangi alanında harcadınız?


Milli Eğitim Bakanlığındaki başarısızlık Bakana, başarı saraya…

Sağlık Bakanlığındaki başarısızlık Bakana, başarı saraya…

Hazine ve Maliye Bakanlığındaki başarı saraya, başarısızlık bakana…

Böyle bir dünya, böyle bir adalet, böyle bir yönetim anlayışı olamaz! Milli Eğitim Bakanlığındaki başarısızlık, her şeye karar veren Recep Tayyip Erdoğan’a aittir!

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan eğitim-öğretime ilişkin bir dizi açıklamalar yaptı.

“Eğitimde, derslik sayısını 330 bin ilaveyle 600 bine yükselttiklerini söyledi...

Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 verilerine göre devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 189 bin 878, devlet okullarındaki derslik sayısı ise 588 bindir. Bu verilere göre devlet okullarındaki dersliklerdeki ortalama öğrenci sayısı 26’dır.

Normal koşullarında bir derslikte 20 öğrenci olması için 171 bin 493 dersliğe daha ihtiyaç vardır.

Pandemi koşullarında ise Bilim Kurunun açıkladığı kurallara göre dersliklerde 15 öğrenci olursa, 424 bin 659 dersliğe daha ihtiyaç duyulmaktadır. 

Açıklanan rakamlar, 19 yılda hala derslik açığının kapatılmadığını gösteriyor.

Erdoğan “Öğretmen sayısı 693 bin ilaveyle 975 bine ulaştı” diyor… 

Ancak 19 yıldır iktidarda olduğunu ve öğretmen açığının kapatılamadığını unutuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 72 bin atanmayan öğretmen vardı. Bugün atanmayan öğretmen sayısı 700 binde sabitlenmiş durumdadır. Sayıştay’ın 2019 raporuna göre sadece 10 ilimizde 138.393 öğretmen açığı var... Mili Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı sayıya göre de 97 bin öğretmen açığı var. Bunun dışında 83 bin ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır.

Bizim hesaplamalarımıza göre de 250 bin öğretmene ihtiyaç var.

Her yıl eğitim fakültelerinden ortalama 40 bin öğretmen mezun olmasına rağmen, sadece 20 bin öğretmen ataması yapılması, öğretmen politikalarının yanlışlığını ortaya koymaktadır. 

Erdoğan, “Üniversite sayısını 131 ilaveyle 207'ye çıkartarak sistemi tıkayan tüm kanalları açtık” diyor.

Bir mühür bir rektör anlayışıyla her ile bir tabela üniversitesi kurarak bilim üretemezsiniz.

AKP iktidarından önce dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına giren üniversitelerimiz vardı. Artık bu başarıya ulaşan tek bir üniversitemiz yok!

Niye? Çünkü AKP döneminde hiçbir başarı cezasız kalmadı!

AKP üniversitelerin başına Demokles’in kılıcı gibi dikildi. 

Rektörleri eski milletvekillerinden, belediye başkanlarından, milletvekili adaylarından atadı. Üniversitelere il ve ilçe başkanlığı muamelesi yaptı/yapıyor…

AKP döneminde kurulan üniversitelerin büyük bir bölümü de tabela üniversitesi olmanın ötesine geçemedi. 

Erdoğan, “Şahsen benim üniversiteye girdiğim dönemde, üniversiteye girme şansı 10'da 1'di. Ama şimdi hamdolsun bu 10'da 10'a yükseldi.” diyor.

Birincisi;

Erdoğan’ın hangi üniversiteden mezun olduğunu hala öğrenemedik!

Hangi üniversiteden mezun olduğu hala bir muamma!

Çok da merak ediyoruz…

Halkın önüne bir mezuniyet diplomasını koyamadı.

Birden fazla diploma örneğiyle herkesin kafasını karıştırmaya devam ediyor!

Şahsından bu konuda tatmin edici bir açıklama bekliyoruz…

İkincisi;

YÖK’ün açıkladığı rakamlar ortada…

2020 yılında YKS’ye giren öğrenci sayısı 2 milyon 433 bin 219, üniversiteye yerleşen öğrenci sayısı ise 781 bin 165…

Bu rakamlara göre üniversiteye yerleşme oranı 10’da 10 değil, 10 da 3…

Devleti yönetenlerin halka doğru bilgi verme mecburiyeti vardır.  Bunu kimse unutmasın!

Yıldırım KAYA

CHP Ankara Milletvekili 

27 Mayıs 2021





20 Mayıs 2021 Perşembe

ANITKABİR KİMSENİN PİKNİK ALANI DEĞİLDİR!

 Anıtkabir’e yiyecek içecek bankomatlarının kurulması, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e manevi şahsiyetine yapılan büyük bir saygısızlıktır. Ata’mıza yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyorum. 

Anıtkabir, Ata’mızın manevi huzuruna çıktığımız, minnet duygularımızı ifade ettiğimiz, saygı ve sevgimizi gösterip, kalbimizi bıraktığımız yerdir. 

Kimse Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını değersizleştirmek için nafile bir çaba içine girmesin. Anıtkabir yeme içme otomatları kuracağınız, talan edeceğiniz bir alan değildir. Kimse Anıtkabir’i piknik alanına dönüştürme, oradan kar devşirme sefilliğine kapılmasın. 

Atatürk’ün evlatları, Atatürk’ün yoldaşları buna asla izin vermez!

Bu halk sizi tarihin karanlık sayfalarına gömer!

Otomatların derhal kaldırılarak, sorumlular hakkında soruşturma başlatılmalıdır. 

TBMM Başkanlığına Milli Savunma Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı tarafından yanıtlanması için üç ayrı soru önergesi vererek, konuyu Meclis gündemine taşıdığımı, tüm kamuoyuna saygıyla duyurmak isterim.


Yıldırım KAYA

CHP Ankara Milletvekili

20 Mayıs 2021


18 Mayıs 2021 Salı

GENÇLERİN 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINA ENGEL OLMAYIN


Bu sene de bayramlarımızı pandemi koşullarında karşılıyoruz! Tüm tedbirleri alarak “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”nı kutlamak istiyoruz.

Gençlerimiz ve hep genç kalanlar heyecanlı… “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”nda Ata’mızın huzuruna çıkmak için saatleri saymaya başladılar… 

Buradan Ankara Valisi ve İçişleri Bakanına çağrı yapıyorum.

Nasıl ki Filistin protestolarına, şampiyonluk kutlamalarına engel olmadınız, “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” kutlamalarına, gençlerimizin, vatandaşlarımızın Anıtkabir’e Ata’mızın huzuruna çıkmasına da engel koymayın. 

Milli Eğitim Bakanımıza da bir çağrı yapmak istiyorum. Yüz yüze eğitim öğretime devam eden 8. Ve 12 sınıf öğrencilerinin okullarda, “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”nı kutlamaları için gerekli tedbirleri alarak; gençlerimizin Ata’larına olan sevgi ve minnet duygularını ifade etmelerine fırsat verin.  

Yıllar oldu bayramlarımızı ağız tadıyla, gönlümüzce kutlayamıyoruz. AKP iktidarı milli bayramlarımızın kutlanmasının önüne akıl almaz engeller koydu, koymaya da devam ediyor.

Bunlar nafile çabalardır!

Bize her gün 19 Mayıs!

Çünkü bizde…

13 Kasım 2018’de İstanbul boğazından işgal donanmasına bakarak “Geldikleri gibi giderler.” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün umudu var!

6 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsuna doğru yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün kararlılığı var!

19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ruhu var!

Başta gençlerimiz olmak üzere tüm halkımızın, “19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”nı kutluyorum.


Yıldırım KAYA

CHP Ankara Milletvekili

18 Mayıs 2021