25 Haziran 2020 Perşembe

LGS SINAVINA ALINMAYAN ÖĞRENCİLERİN MAĞDURİYETİ NASIL GİDERİLECEK

LGS Sınavına Alınmayan Öğrencilerin Mağduriyeti Nasıl Giderilecek 
20 Haziran 2020 Cumartesi günü yapılan Liseye Geçiş Sistemi (LGS) sınavında bazı okullarda okul idarecileri tarafından bazı öğrenciler “başarısız oldukları” ve “okul puanını” düşürecekleri gerekçesiyle sınava alınmayarak mağdur edilmiştir.

Çocuklarımızın geleceğine kasteden, akıllara durgunluk veren olayı Meclisi gündemine taşıdım. TBMM Başkanlığına verdiğim soru önergesi ile Milli Eğitim Başkanı Ziya Selçuk’a, sınava alınmayarak mağdur edilen öğrencilerin, mağduriyetinin nasıl giderileceğini sordum.

TBMM'ye Verdiğim Soru önergesi:
20 Haziran 2020 Cumartesi günü yapılan Liseye Geçiş Sistemi (LGS) sınavında bazı okullarda okul idarecileri tarafından bazı öğrenciler “başarısız oldukları” ve “okul puanını” düşürecekleri gerekçesiyle sınava alınmamıştır.

Trabzon/Düzköy İlçesi’nde bulunan İmam Hatip Lisesinde sınava girmek için okula gelen 4 öğrenci, okul idarecileri tarafından “Siz başarısızsınız, bu sınavda okulun puanını düşürürsünüz” denilerek sınava alınmamıştır.

Van/Muradiye Babacan İlkokulu’nda da sınava girmek için okula gelen 28 çocuktan sadece 8’i sınava alınmış, 20 öğrenci sınava alınmamıştır. Okul Müdürü Caize Çelik ailelerin ve çocukların tüm ısrarına rağmen öğrencileri sınava sokmamıştır.

Ailelerin İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine ve Kaymakamlığa yaptıkları başvurular da sonuçsuz kalmıştır.

Bu bilgiler kapsamında;
1.Trabzon/Düzköy ve Van/Muradiye’de LGS sınavına alınmayan öğrencilerin mağduriyeti nasıl giderilecektir?
2. Okul idarecilerinin öğrencileri sınava almama yetkileri var mıdır?
3. Benzer olaylar başka okullarımızda da yaşanmış mıdır?
4.Öğrencileri başarısız diye sınava almayan idareciler hakkında soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmamışsa başlatılacak mıdır?

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili



24 Haziran 2020 Çarşamba

TEDBİRLER ALINAMIYORSA YKS’Yİ ERTELEYİN

Tedbirler Alınamıyorsa YKS’yi Erteleyin
Çocuklarımız ve gençlerimizin uzun yıllar, büyük emeklerle hazırlandıkları sınavlara Kovid-19’un gölgesi düştü. Sınavın doğal stresine, koronavirüs korkusu da eklendi. Sınavların ileri tarihe ertelenme talepleri AKP’de karşılık bulmadı. Ve sınavları sırayla yapmaya başladılar…

14 Haziran’da yapılan Milli Savunma Üniversitesi sınavı ve 20 Haziran‘da yapılan LGS sınavında resmi makamların açıklamalarının aksine, yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığını gördük. Sosyal mesafe kurallarının yerle yeksan olduğunu endişeyle izledik. Sınav öncesi, sınav süreci ve sınav sonrası yaşananlar herkesi korkuttu.

Öğrenci ve velilerin sınav öncesi okul önlerinde sosyal mesafe kurallarına uymadan toplanmalarına izin verildi. Sınav öncesi öğrenciler dip dibe sıraya sokularak bekletildi. Dünyanın 2 metre olarak kabul ettiği, bizde ise 1,5 metre olarak açıklanan sosyal mesafe sınıflarda 40 santimin altına düştü.

Trabzon’da Düzköy İlçesi’nde LGS sınavına girmek için okula gelen 4 öğrenci, okul idarecileri tarafından “Siz başarısızsınız, bu sınavda okulun puanını düşürürsünüz” denilerek sınava alınmadı. Van Muradiye’de de aynı sebeplerle 28 çocuktan sadece 8’i sınava alınmıştır.

İzmir Torbalı’daki bir okulda ikinci oturum kitapçıkları birinci oturumda dağıtıldı.

20 Haziran LGS sınavında Kocaeli’nde sınav anında bayılan öğrencinin koronavirüs olduğu ortaya çıktı.

İstanbul ve Manisa ilerimizde yaşanan olaylar ise tüm bunların üzerine tuz biber ekti. Manisa’da koronavirüs tanısı konan bir öğrenci diğer öğrencilerle aynı sınıfta sınava sokuldu. Sınavdan sonra aynı sınıfta sınava giren 20 öğrenci ve 2 gözetmen karantinaya alındı. Benzer bir olay İstanbul Bakırköy’de de yaşandı; öğrenci ve öğretmenler karantinaya alındı.

451 bin öğrencinin katıldığı Milli Savunma Üniversitesi sınavı ve 1 milyon 670 bin öğrencinin katıldığı LGS sınavında böylesine büyük sorunların yaşanması; 27-28 Haziran’da 2 milyon 433 bin kişinin gireceği YKS sınavı için endişe ve korkuyu misliyle arttırdı.
Tüm öğrencilerimiz, velilerimiz ve 83 milyonun adına şu sorularımızın yanıt bulması gerek:
• Milli Savunma Sınavı ve LGS’de yaşanan güvenlik sorunlarının YKS’de de yaşanmaması için ilave tedbirler alınmış mıdır?
• Kovid-19 tanısı konan ya da durumundan şüphelenilen öğrenci ve görevlilere ilişkin ne gibi tedbirler alınmıştır?
• 1 milyon 670 bin öğrencinin katıldığı LGS’de, 25 kişilik sınıflarda gözetmenler hariç 20 kişi sınava girerken; 2 milyon 433 bin kişinin gireceği YKS sınavında sınıflarda sosyal mesafe nasıl sağlanacaktır?
• Boyu çok uzun ve kilolu gençlerimizin ilkokul sıralarında sınava girerek mağdur olmamaları için önlem alınacak mıdır?
• Öğrenci ve velilerin okul önlerinde sosyal mesafe kurallarına aykırı toplanmalarını engellemek için yeterli güvenlik tedbirleri alınacak mı?
• Son günlerdeki gelişmeler konusunda Bilim Kurulunun görüşü alındı mı?
• Sınav öncesi yeterli tedbirlerin alındığına dair kamuoyu ve öğrencileri tatmin edecek bir açıklama yapılacak mı?

Benzer soruları TBMM’ye verdiğimiz soru önergeleriyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a da sorduk ancak yanıt alamadık.

Sevgili öğretmenlerim, bu zorlu süreçte öğrencilerinize sahip çıkın, onları yalnız bırakmayın. Okul idarecilerimizin okullardaki dezenfektan, maske vb. ihtiyaçları iktidar tarafından karşılanmıyorsa, belediyelerimizin bir telefon kadar yakınlarında olduğunu unutmasınlar. Belediyelerimiz okullarımıza her türlü desteği vermeye hazır.

ÖSYM ve tüm yetkilileri daha önce de uyardık, şimdi de uyarıyoruz. Sınav günü okullarımızın hepsine ateş ölçer bulundurulmalıdır. Yeterli tedbirler alınamıyorsa, gençlerimizin can güvenliği sağlanamayacaksa gelin bu ısrarınızdan vazgeçin, YKS’yi daha uygun bir tarihe erteleyin.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
24 Haziran 2020


22 Haziran 2020 Pazartesi

KORONA TANISI KONAN ÖĞRENCİ DİĞER ÖĞRENCİLERLE AYNI SINIFTA SINAVA GİRDİ Mİ?

20 Haziran 2020 Cumartesi günü yapılan Liseye Geçiş Sistemi (LGS) sınavında, Manisa ilimizde koronavirüs tanısı konan bir öğrencimizin 20 kişilik bir sınıfta sınava sokulduğu; sınavdan sonra da aynı sınıftaki 20 öğrencinin karantinaya alındığı gündeme oturmuştur.

Hem koronalı öğrencinin, hem de diğer öğrencilerin sağlığını ve psikolojisini korumak için sınavın en güvenli yerde yapılması gerekirken; Manisa’da akıllara durgunluk veren bir olay gerçekleşmiştir. Koronalı öğrenci diğer öğrencilerle aynı sınıfta sınava sokulmuştur.

Konunun aydınlığa kavuşması için TBMM Başkanlığına bir soru önergesi vererek, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sordum.

Soru önergesi aşağıdaki gibidir:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, T.C. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 22.06.2020
Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

20 Haziran 2020 Cumartesi günü yapılan Liseye Geçiş Sistemi (LGS) sınavında, Manisa ilimizde bulunan Şehit Ömer Halisdemir Ortaokulu’nda, koronavirüs tanısı konulan bir öğrencinin 20 kişilik bir sınıfta sınava sokulduğu; sınavdan sonra da aynı sınıftaki 20 öğrencinin karantinaya alındığı iddia edilmektedir.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Manisa ilimizde korona tanısı konulan öğrenci, diğer öğrencilerle aynı sınıfta sınava sokulmuş mudur?
2. Sınavdan sonra aynı sınıftaki 20 öğrencinin karantinaya alındığı doğru mudur?
3. İddialar doğru ise korona tanısı konulan öğrenci neden diğer öğrencilerle aynı sınıfta sınava alınmıştır?
4. Koronalı öğrencinin özel güvenlik önlemleri alınarak başka bir yerde sınava sokulacağı önceden belli değil midir?
5. Türkiye çapında benzer vakalar başka okullarda da yaşanmış mıdır?
6. Sorumlular hakkında bir işlem başlatılmış mıdır?


17 Haziran 2020 Çarşamba

MİLLİ EĞİTİM BAKANLARIMIZDAN MUSTAFA NECATİ UĞURAL’IN ADI NEDEN SİLİNDİ

Milli Eğitim Bakanlarımızdan Mustafa Necati Uğural’ın Adı Neden Silindi
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, 1925-1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi”nin adının Kültür ve Turizm Bakanlığınca, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmesine ilişkin “Mustafa Necati Kültür Evi” önünde bir basın açıklaması yaptık

Eğitimin bileşenlerinin de katıldığı basın açıklamasına, CHP İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyeleri; Muğla Milletvekili Suat Özcan Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Yalova Milletvekili Özcan Özel, Yozgat Milletvekili Ali Keven, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Eğitimciler Derneği (EĞİT-DER), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN), Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM İŞ), Emekli Öğretmenler Derneği, Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖV-DER), Öğrenci Veli Derneği (VELİ-DER), Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) temsilcileri katılarak destek verdi.


Değerli Basın Emekçileri,
Değerli Basın Emekçileri, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, 1925-1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi”nin adı; Kültür ve Turizm Bakanlığınca, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmiştir.

Onun adını silenler belki bilmezler(!) Mustafa Necati Uğural, Atatürk’ün yoldaşıdır. Kuvva-i Milliye içinde yer almış, Kurtuluş Savaşında bağımsızlığımız için mücadele vermiş kahramanlarımızdandır.

Mustafa Necati Uğural, “Tevhidi Tedrisat” ve “Harf Devrimi”nde Türkiye Cumhuriyetinin Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, eğitim devrimlerinin temelini atan devlet adamlarımızdan biridir.

Mustafa Necati Uğural’ın öğretmenlerimizin gönlünde de ayrı bir yeri vardır. Öğretmenlerin haklarını genişleten, “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” diyerek öğretmenlerin itibarını yükselten Milli Eğitim Bakanı olarak da bilinmektedir.

Mustafa Necati Uğural kısa yaşantısında tarihte iz bırakan çalışmalara imza atmıştır. 1929 yılında öldüğünde daha 35 yaşındaydı. Bu erken ölüm Mustafa Kemal Atatürk’ü ağlatmış ve derin üzüntüye boğmuştur.

Mustafa Necati Uğural’ın evi ailesi tarafından Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanmıştır. Sonraki süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilerek restore edilmiş ve “Mustafa Necati Kültür Evi” adı verilmiştir.

Mustafa Necati Kültür Evi, DSP iktidarında Kültür Bakanı İstemihan Talay döneminde restore edilerek yeniden can verilmiştir. Daha sonra AKP iktidarında da Meclis Başkanı Köksal Toptan ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından TBMM’nin hizmetine sunularak kültür ve sanat için hizmete açılmıştır.

Buradan “Mustafa Necati Necati Kültür Evi’ne” can veren İstemihan Talay’a, yaptıkları protokolle bu tarihi binayı kültür ve sanata açan Meclis Başkanı Köksal Toptan’a, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a teşekkür ediyorum. Mustafa Necati Kültür Evi’ni kuru fasulyeci yapmak isteyen zihniyeti de, adını değiştirenleri de bir kez daha kınıyorum.

Mustafa Necati Uğural’ın onurlu geçmişi yok sayılarak, üstelik de ailesinin bağışladığı, kendi evine verilen adı silinmiştir. Bu hangi akılla, hangi vicdanla yapılmıştır. Bu kararı toplumun vicdanı kabul etmemiştir. Mustafa Necati Uğural’in ailesi de vicdanları sızlatan bu kararı kabul etmemektedir.

Bizim vicdanımız da bu kararı kabul etmiyor. Halkın vicdanı olmak için Meclis Başkanı, Milli Eğitim Bakanı ve Kültür ve turizm Bakanı tarafından yanıtlanması için TBMM’ye üç ayrı soru önergesi verdik. CHP olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.

Mustafa Necati Uğural, taş bir binaya yazılan isimden ibaret değildir! O bizlere özgür bir vatan bırakmak için cephelerde savaşan; Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte İlk Meclis’te çalışan; laik, demokratik ve bilimsel eğitimin temellerinin atıldığı anda Milli Eğitim Bakanlığı yapan, tarihin bir dönemine damga vuran kahramanlarımızdan biridir.

Biz yapılan bu hatadan dönüleceğine inanıyoruz. Çünkü tarih yazanların adlarının yaşatılması, hepimizin omuzlarında taşıması gereken bir sorumluluktur.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
17 Haziran 2020

16 Haziran 2020 Salı

TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP'A SORDUK: MUSTAFA NECATİ KÜLTÜR EVİ PROTOKOLÜ NEDEN SONLANDIRILDI

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, TBMM Başkanı Mustafa ŞENTOP tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.16.06.2020

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan “Mustafa Necati Kültür Evi”, 2008 yılında TBMM Başkanı Köksal Toptan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay arasında imzalanan protokolle kültür ve sanat faaliyetlerinde kullanılmak üzere TBMM’ye devredilmiştir.

Ancak Meclis Başkanı İsmail Kahraman döneminde protokol yenilenmemiştir. Atıl duruma bırakılan Mustafa Necati Kültür Evi’nin son süreçte de isimi değiştirilerek, Cumhuriyetimizin ilk Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati Uğurel’in adı silinmiştir.

TBMM’nin eski ve yeni üyeleri ile personelinin kültür ve sanat faaliyetleri için kullandığı, çok önemli kültürel ve sanatsal faaliyetlerin sergilendiği bu eşsiz tarihi değerin TBMM’nin hizmetinden çıkartılması büyük bir eksiklik yaratmıştır.

Bu bilgiler kapsamında;
1. TBMM’nin kültürel ve sanatsal faaliyetlerinin yürütülmesi için önemli bir ihtiyacı karşılayan Mustafa Necati Kültür Evi protokolü neden sonlandırılmıştır?
2. Mustafa Necati Evi’nin yeniden TBMM’nin hizmetine alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yeni bir protokol yapılması gündeminizde midir?
3. Mustafa Necati Uğurel’in evi ailesi tarafından TBMM’ye mi bağışlamıştır?

15 Haziran 2020 Pazartesi

İLK MİLLİ EĞİTİM BAKANLARINDAN MUSTAFA NECATİ UĞURAL’IN ADI TARİHİ BİNADAN NEDEN SİLİNDİ

İlk Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati Uğural’ın Adı Tarihi Binadan Neden Silindi

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, 20.12.1925-01.01.1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi” binasının adı; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmiştir.

Mustafa Necati Uğural, Atatürk’ün düşünce ve mesai arkadaşıdır. Tevhidi Tedrisat ve Harf Devriminde Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, tarihimizde çok önemli yere sahip devlet adamlarımızdandır.

Cumhuriyetin kuruluşunda ve ilk yıllarında büyük hizmetler veren Mustafa Necati Uğural’ın isminin bir tarihi binadan silinerek; Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretleriyle bilinen, konferanslarda “Yaşasın şeriat” diye sloganlar atan Nuri Pakdil’ın adının verilmesi, toplumda tepkiyle karşılanmıştır.

Konuya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yazılı olarak yanıtlanması için TBMM’ye bir soru önergesi verdim. 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 15.06.2020

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, 20.12.1925-1.1.1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi” binasının adı; Bakanlığınızca “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmiştir.

Mustafa Necati Uğural, Atatürk’ün düşünce ve mesai arkadaşıdır. Tevhidi Tedrisat ve Harf Devriminde Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, tarihimizde çok önemli yere sahip devlet adamlarımızdandır.

Cumhuriyetin kuruluşunda ve ilk yıllarında büyük hizmetler vermiş Mustafa Necati Uğural’ın isminin bir tarihi binadan silinerek; Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretleriyle bilinen, konferanslarda “Yaşasın şeriat” diye sloganlar atan Nuri Pakdil’ın adının verilmesi, toplumda tepkiyle karşılanmıştır.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Mustafa Necati Uğural’ın adı tarihi binadan neden silinmiştir?
2. Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi binaya neden Nuri Pakdil’in adı verilmiştir?
3. Türkiye Cumhuriyetinin ilk Milli Eğitim Bakanlarından olan Mustafa Necati Uğural’ın adının bir binadan kaldırılarak başka bir isim verilmesi etik midir?

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANINA SORUYORUZ “MUSTAFA NECATİ UĞURAL’IN ADI TARİHİ BİNADAN NEDEN SİLİNMİŞTİR?"

Kültür Ve Turizm Bakanına Soruyoruz “Mustafa Necati Uğural’ın Adı Tarihi Binadan Neden Silinmiştir?”

Bağımsızlığımızın kazanılmasında, Cumhuriyetin kuruluşunda ve devrimlerin gerçekleştirilmesinde öncülük eden tarihi kişilikleri hafızalardan silmeye çalışanlara asla izin vermeyeceğiz.

İstanbul’un fethine “Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u işgal etti” diyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şimdi de Cumhuriyetin ilk Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati Uğural’ın adını tarihi bir binadan sildi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşı, Cumhuriyetin ilk yıllarında 1925-1929 yılları arasında “Tevhidi Tedrisat” ve “Harf Devriminin” gerçekleştirildiği dönemde Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi”nin adı; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmiştir.

Konuya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yanıtlanması için TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdim.

TBMM’ye verdiğim soru önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 15.06.2020

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 20.12.1925-01.01.1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi “Mustafa Necati Kültür Evi” binasının adı; Bakanlığınızca “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” olarak değiştirilmiştir.

Mustafa Necati Uğural, Atatürk’ün düşünce ve mesai arkadaşıdır. Tevhidi Tedrisat ve Harf Devriminde Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, tarihimizde çok önemli yere sahip devlet adamlarımızdandır.

Cumhuriyetin kuruluşunda ve ilk yıllarında büyük hizmetler vermiş Mustafa Necati Uğural’ın isminin bir tarihi binadan silinerek; Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretleriyle bilinen, konferanslarda “Yaşasın şeriat” diye sloganlar atan Nuri Pakdil’ın adının verilmesi, toplumda tepkiyle karşılanmıştır.

Bu bilgiler kapsamında;

1. Mustafa Necati Uğural’ın adı tarihi binadan neden silinmiştir?
2. Mustafa Necati Uğural’ın adını taşıyan tarihi binaya neden Nuri Pakdil’in adı verilmiştir?
3. Türkiye Cumhuriyetinin ilk Milli Eğitim Bakanlarından olan Mustafa Necati Uğural’ın adının bir binadan kaldırılarak başka bir isim verilmesi etik midir?

13 Haziran 2020 Cumartesi

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI RESMİ OKUL ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİ İŞ GÜVENCESİ İSTİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı Resmi Okul Özel Güvenlik Görevlileri İş Güvencesi İstiyor 
Toplum Yararına Programı (TYP) kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı resmi okullarında çalıştırılan ‘özel güvenlik görevlilerine’ 12 ay süresiz çalışma hakkı verilmesi için Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM’ye bir soru önergesi verdim.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, T.C. Milli Eğitim Bakanı Ziya SELÇUK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 12.06.2020

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

2017 yılında İŞKUR bünyesinde Toplum Yararına Programı (TYP) başlatılmıştır. Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliğine eklenen geçici bir maddeyle de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okulların güvenliğinin sağlanmasına yönelik TYP uygulanabileceği hükmü getirilmiştir.

Yönetmelikte yapılan değişiklik kapsamında; resmi okullarda görev alan “okul özel güvenlik görevlileri”, bir dönemde 8 ay olmak üzere, toplamda en fazla 24 ay çalıştırılmaya başlanmıştır.

Yargıtay, TYP kapsamında çalışanların işçi statüsünde olduklarına karar vermiştir. Ancak TYP kapsamında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda çalışan okul özel güvenlik görevlileri ile diğer kurumlarda TYP kapsamda çalışanlar işçilik haklarından yararlanamıyor.

Bakanlığınıza bağlı resmi okul özel güvenlik görevlileri asgari ücretle, haftada 45 saat çalışmakta; fazla mesaiye kaldıklarında fazla mesai ücretini de alamamaktadır. Anayasal hakları olan sendikaya üye olma haklarını da kullanamamaktadır. 8 aylık üç dönem kesintili çalıştırıldıkları için Kıdem Tazminatı hakları da verilmemektedir.

Resmi okul özel güvenlik görevlilerinin sözleşmeleri 30 Haziran 2020’de sona erecektir. Yeni bir düzenleme yapılmazsa 24 ayını tamamlayanlar işsiz kalacak. Tamamlamayanlar da 4 ay işsiz kaldıktan sonara, kurada çıkarlarsa 8 ay daha çalışma hakkı kazanacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde uzmanlık gerektiren bir işi yaparken; Anayasadan ve kanunlardan kaynaklanan haklarını dahi kullanamayan resmi okul özel güvenlik görevlilerine, 12 ay süresiz çalışma hakkı verilerek mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.

Bu bilgiler kapsamında;
1- TYP kapsamında resmi okullarda çalışan özel güvenlik görevlilerinin süresiz çalıştırılması için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır? Yoksa böyle bir çalışma yapılacak mıdır?
2- Resmi okul güvenlik görevlilerinin süresiz çalıştırılmamasının gerekçeleri nelerdir?
3- Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda TYP kapsamında kaç özel güvenlik görevlisi çalıştırılmaktadır?




11 Haziran 2020 Perşembe

YKS VE LGS’YE GİRECEK KRONİK HASTALIĞI OLAN GENÇLER İÇİN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI MI?


YKS ve LGS’ye Girecek Kronik Hastalığı Olan Gençler İçin Güvenlik Önlemleri Alındı mı? 
Covid-19 riskine rağmen, Liselere Geçiş Sistemi Merkezi Sınavını (LGS) 20 Haziran 2020’de, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise 27-28 Haziran 2020 tarihlerinde yapılacak.

Milyonlarca insanın iletişimde bulunacağı, sosyal mesafenin de aşılacağı bu süreçte herkes Covid-19 riskine karşı açık hale gelecektir.

YKS ve LGS’ye girecek kronik hastalığı olan çocuklar ve gençler ise en büyük risk grubunu oluşturuyor. Diğer yandan sınavlara girecek öğrencilerle yaşayan kronik hastalığı bulunan kişiler de büyük risk altındadır.

Sınava girecek kronik hastalığı olan çocuklar ve gençler korktuklarını, psikolojilerinin bu sınavı kaldıracak durumda olmadığını söylemektedir. Sınav tarihleri yaklaştıkça korku ve stres daha da artmaktadır.

Ancak yetkili kurumlar, kronik rahatsızlığı olan öğrenciler ile ailesinde kronik rahatsızlığı olan öğrencilerin güvenliğinin sağlanması için ne gibi ek tedbirler alındığına ilişkin bir açıklama yapmamıştır.

İvedilikle tedbir alınmasını sağlamak için konuyu Meclis gündemine taşıyarak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması için TBMM’ye “”tek soruluk”, iki ayrı soru önergesi verdim.

Verdiğim soru önergesinde;
“YKS ve LGS’ye girecek kronik hastalığı olan öğrenciler ile kronik hastalığı olan kişilerle yaşayan öğrenciler için sınavda gerekli önlemler alınmış mıdır? Alınmışsa hangi önlemler alınmıştır? Alınmamışsa neden alınmamıştır?” diye sordum.

Kronik hastalığı olan çocuklarımızın sağlıklarının korunması için sınavlarda onlar için özel güvenlik tedbirlerinin alınması gerekir. Ailesinde kronik rahatsızlığı olan öğrencilerin de ek tedbirlerle sınava girmeleri sağlanmalıdır.

Yapılması gereken YKS ve LGS’nin ileri bir tarihe ertelenmesidir. Ancak tüm çabalarımız sonuçsuz kalmış; TBMM’ye verdiğimiz araştırma önergeleri de AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir.
Çocuklarımızın, gençlerimizin, ailelerinin, öğretmenlerin ve bu süreçte görev alan tüm vatandaşlarımızın yaşayacağı sağlık sorunlarından AKP ve MHP birlikte sorumludur! Değerli kamuoyuna saygıyla duyururum.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
11 Haziran 2020

9 Haziran 2020 Salı

SİVAS SANIKLARI TERÖRDEN ARANANLAR LİSTESİNDE NEDEN YOK

Sivas Sanıkları Terörden Arananlar Listesinde Neden Yok
İçişleri Bakanlığı ‘Terörden Arananlar Listesi’nde Sivas Davası firari sanıkları Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın adının bulunmamasına ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yanıtlanması için TBMM’ye bir soru önergesi verdim.

2 Temmuz 1993’te gerçekleşen ‘Sivas Katliamı’ insanlığa karşı işlenmiş, örgütlü terör suçu kapsamına girmektedir. Sivas Davası, firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünden Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmektedir. Dava 2023 yılında zaman aşımına uğrayacaktır. Ancak İçişleri Bakanlığı ‘Terörden Arananlar Listesi’nde firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın isimleri bulunmamaktadır.

Konuyu kamuoyunun ve Meclis’in gündemine taşımak amacıyla, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yanıtlanması için TBMM’ye bir soru önergesi vererek şu soruları sordum:

1. İçişleri Bakanlığı "Terörden Arananlar Listesi" hangi kriterlere göre hazırlanmaktadır?
2. Sivas Davası firari sanıklar; Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş “Terörden Arananlar Listesi”nde yer almamasının gerekçeleri nelerdir?
3. Bakanlığınızca; Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş “Terörden Arananlar Listesi”ne eklenecek midir?
4. Türkiye’de “Terörden Arananlar Listesi”nde kaç kişi yer almaktadır?

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
9 Haziran 2020


4 Haziran 2020 Perşembe

AKP HAZİRANDA KAR YAĞACAĞINI DÜŞÜNÜYOR

AKP Haziranda Kar Yağacağını Düşünüyor!
Dünyayı saran Covid-19 salgını hayatın her alanını etkilediği gibi, eğitim alanında da yeni tedbirlerin alınmasına ve yeni uygulamaların başlatılmasına neden oldu. Okullarda uzaktan eğitim başlatıldı, üniversitelerde online sınav sistemine geçildi; nisan, mayıs ve haziran aylarında yapılacak çok sayıda sınav ileri tarihlere ertelendi. Pandemi sürecinde eğitime ilişkin alınan kararlar yeterli olmadığı gibi bazı kararlar da çocuklarımızın, gençlerimizin ve tüm toplumun sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştı. Eğitimin dağ gibi sorunları büyümeye devam etti.

YKS VE LGS ERTELENMEDİ
Pandemi sürecinde nisan mayıs ve haziren ayında yapılacak bazı sınavlar ertelendi. Ancak 27-28 Haziran 2020 tarihlerinde yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile 20 Haziran 2020’de yapılacak Liselere Geçiş Sistemi Merkezi Sınavı (LGS) ertelenmedi.

Aksine 25-26 Temmuz 2020 tarihlerinde yapılacak YKS öne çekilerek, 27-28 Haziran 2020’ye alındı. YKS’nin öne alınma amacı anlaşılamadığı gibi, gerekçesi de açıklanmamıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, 18 yaş altındaki çocukların sokağa çıkma yasağı devam ederken, kendi bünyesindeki iki sınavı ağustos sonu ve eylül aylarına ertelerken; LGS’yi 20 Haziran’da yapma ısrarı anlaşılamadı.

AKP HAZİRANDA KAR YAĞACAĞINI DÜŞÜNÜYOR!
CHP olarak Covid-19 riski nedeniyle YKS ve LGS’nin ertelenmesi için TBMM’ye verdiğimiz araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. AKP’nin sınavları haziran ayında yapma ısrarının gerekçesi “Temmuz ayında havalar sıcak olur, sınavlar yapılamaz.” oldu. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı özel okulların 15 Ağustos’ta yüz yüze telafi eğitimine başlamasına karar verdi. Haziranda sınav yapan, ağustosta telafi eğitimi başlatan AKP, haziran ve ağustos aylarında kar yağacağını düşünüyor(!) Ama herkes gerçek nedeni biliyor… Her şey para değil, biraz da vicdan ve insaf lazım!

Gençlerimize ve çocuklarımıza karşı takınılan umursamaz tavır çoğu kişi tarafından belki unutulacak, ama sınava girecek çocuklarımız, gençlerimiz ve onların aileleri bu tavrı hiçbir zaman unutmayacaklar.

Milli Eğitim Bakanlığının inisiyatifi ele alarak Özel okullardaki fiyat artışlarına, okul servis ve servisçilerinin sorunlarına bir çözüm bulunması gerekir.

ÖĞRETMEN ATAMALARI
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 18 Mart 2020’de, ataması yapılan 20 bin sözleşmeli öğretmenin kararnameleri Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek bekletildi. Öğretmenlere birkaç ay maaş vermemek için yapılan uygulamayı bir kez daha kınıyoruz. Başta Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere verdiğimiz yoğun çaba sonucu öğretmenlerimizin kararnamelerinin 22 Haziran’da çıkacağı açıklandı.

2 Haziran’da yeni sözleşmeli öğretmen alım süreci başladı. Biz de bu süreci yakından takip edeceğiz. Öğretmenlerimizin kararnamelerinin bir gün bile geciktirilmesine tahammülümüz yok, herkes bunu bilsin!

OECD’nin raporlarına göre Türkiye’de acil 200 bin öğretmenin atamasına ihtiyaç var. Bütün dünyanın bildiği bir gerçeğe maalesef AKP hükümeti kulak tıkıyor.

REHABİLİTASYON ÇALIŞANLARI ZOR DURUMDA
Rehabilitasyon kurumlarının ve buralarda çalışan öğretmenlerimizin de sorunları hala çözülmedi. Rehabilitasyon merkezi çalışanları pandemi döneminde kısa çalışma ödeneğinden tam olarak yararlandırılmadı. Bu merkezler 15 Haziran’da çalışmaya başlayacak. Ancak bu merkezlerde eğitim alan 18 yaşından küçük, kronik rahatsızlıkları bulunan ve dış etkilere karşı korumasız olan çocuklarımız büyük bir risk altında olacaktır.

ÖĞRETMENLERİN MAZERET TAYİNİ SORUNU
2017 Temmuz döneminde ataması yapılan öğretmenlerin mağduriyeti de giderilmelidir. Bu öğretmenlerimizin göreve başlama tarihi değil, atama tarihleri esas alınarak mazeret tayininden yararlanmaları sağlanmalıdır.

ENGELLİ ÖĞRETMENLERİN TAMAMI ATANSIN
Buradan Milli eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a bir çağrı daha yapmak istiyorum. 2 Haziran’da başlatılan sözleşmeli öğretmen alımlarında tüm engelli öğretmenleri göreve başlatarak onların engellerini kaldırın. Pandemi sürecinde engelli öğretmenlerimize güzel bir müjde verelim.

ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SORUNU DEVAM EDİYOR
Asgari ücret ve altında ücret alarak yaşam mücadelesi veren ücretli öğretmenlerimiz de pandemi sürecinde açıkla yüz yüze kaldı. Ne insan onuruna ne de öğretmenlik mesleğine yakışmayan bu köleci çalıştırma sisteminin acilen kaldırılması gerekiyor.
Ücretli öğretmenler kadroya alınaraksorun çözülsün.

PİKSET ÖĞRETMENLERİNİN ENDİŞELİ BEKLEYİŞİ
Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi kapsamında ders veren 4500 PİKSET öğretmeni de atama bekliyor. Ancak bu öğretmenlerimizin talepleri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a takılmış gözüküyor.
Oysaki Sosyete Damat Berat Albayrak sadece kendi israfını kesse, bu öğretmenlerimiz rahatlıkla kadroya alınabilir.

OKULLARIN DEZENFEKTAN BEDELİNİ KİM ÖDEYECEK
Milli Eğitim Bakanlığının okullar için satın aldığı ‘otomatik sensörlü dezenfektan cihazlarının’ bedelinin okul idareleri tarafından ödenmesi için IBAN numarası gönderdiği ortaya çıktı.

Ayrıca birçok okul yönetimi de belediyelerden dezenfektan ve maske talebinde bulunmaktadır. Belediyelerimiz bu ihtiyaçları seve seve karşılar, ancak AKP buna da izin vermiyor. Bu konuya Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un bir el atması gerek.

Tüm bu işlemeler Milli Eğitim Bakanlığının izniyle mi yapılıyor bilmek istiyoruz.

PANDEMİ SÜRECİNDE EĞİTİM NASIL YAPILACAK
Milli Eğitim Bakanlığından yeni eğitim öğretim dönemine ilişkin kamuoyunu rahatlatacak bir açıklama bekliyoruz. Okul eksiği, sınıf eksiği nasıl tamamlanacak. Bu yaz döneminde bir çalışma var mı? Sosyal mesafe koşullarına uyularak eğitim yapılacaksa, 40-50 kişilik sınıflarda bu eğitimler nasıl gerçekleştirecek?

Milli Eğitim Bakanlığı yaz döneminde açık olacak kreşler, spor okulları ve kuran kurslarında çocuklarımızın güvenliği sağlamak için nasıl tedbirler alınmıştır. Aileler bu konuda çok tedirgin.
Ayrıca belediyelerin bünyesinde faaliyet gösteren kreş ve spor okullarının faaliyetine henüz izin verilememiştir. Bu kurumların faaliyetine ne zaman izin verilecektir.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
4 Haziran 2020









1 Haziran 2020 Pazartesi

LGS VE YKS'NİN ERTELENMESİ İÇİN TBMM'NE SORU ÖNERGESİ



LGS ve YKS’nin ertelenmesi için konuyu Meclis’in gündemine taşıdım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması için TBMM’ne bir soru önergesi verdim.  

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 31.05.2020

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Covid-19 salgını nedeniyle; 20 Haziran 2020’de yapılacak Liselere Geçiş Sistemi Merkezi Sınavı (LGS) ile 27-28 Haziran 2020 tarihlerinde yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS); daha uygun bir tarihe ertelenmesi talep edilmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı da Covid-19 salgınını gerekçe göstererek; İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınav tarihini 6 Haziran'dan 5 Eylül'e, 2020 Haziran döneminde yapılacak Kalfalık ve Ustalık Sınavını ise 2020 Ağustos dönemine ertelemiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı, Covid-19 salgınını gerekçe göstererek kendi bünyesindeki iki sınavı ertelerken, 20 Haziran’da yapılacak LGS’yi ertelememiştir.

25-26 Temmuz 2020 tarihinde yapılacak YKS ise öne çekilerek, 27-28 Haziran 2020 tarihine alınmıştır.

LGS ve YKS’ye girecek gençler ve çocuklar korktuklarını, psikolojilerinin bu sınavı kaldıracak durumda olmadığını söyleyerek, sınavların ileri tarihe ertelenmesini talep etmektedir. Sınav tarihleri yaklaştıkça tedirginlik ve stres daha da artmaktadır.

Covid-19 riski varsa; LGS’ye girecek çocuklar için de, YKS’ye girecek gençler için de vardır.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Covid-19 riskine rağmen; YKS tarihi neden öne çekilerek, 25-26 Temmuz’dan, 27-28 Haziran tarihine alınmıştır?
2. Milli Eğitim Bakanlığı; Covid-19 riskini gerekçe göstererek, “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı” ile “Kalfalık ve Ustalık Sınavı”nı ileri tarihlere ertelerken, LGS sınavını neden 20 Haziran’da yapmakta ısrar etmektedir?
3. Covid-19 riski gerekçe gösterilerek bazı sınavlar ileri tarihlere ertelenirken, bazı sınavların ise tam tersi, neden öne çekilmiştir?
4. LGS ve YKS sınavları, Covid-19 riski dikkate alınarak ileri tarihlere ertelenecek midir?