27 Temmuz 2019 Cumartesi

AKP MİLLETVEKİLİ ADAYLARI REKTÖR ATANDI

AKP MİLLETVEKİLİ ADAYLARI REKTÖR ATANDI
Bütün yetkileri elinde toplayan “tek adam” siyasi kadrolaşmayı hedefleyen atamalar yapmaya devam ediyor. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13'üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'nci, 3'üncü ve 7'nci maddelerine göre; AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 üniversiteye liyakate değil siyasete göre rektör ataması yaptı.

İktidara gelmeden önce YÖK kaldırılsın, rektörler seçimle gelsin diyenler; mevcut sistemin gerisinde düzenlemeler yaparak, üniversitelerin özerkliğini tamamen ortadan kaldırdı.

AKP Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan daha önce de eski milletvekillerini ve milletvekili adaylarını rektör olarak atamıştı. Son atamalarda da AKP’de milletvekilliği yapmış, milletvekili ve belediye başkan adayı olmuş ya da AKP’ye yakın isimler rektör olarak atanmış

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak:
İstanbul Üniversitesine yeniden rektör olarak atanan Prof. Dr. Mahmut Ak 2015 yılında da 908 oy almasına rağmen, 1202 oy alan Prof. Dr. Raşit Tükel’inin önüne geçirilerek, rektör atanmıştı.

Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can:
Prof. Dr. Yılmaz Can; 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde AKP Giresun Belediye Başkan adayı olmuş ancak seçilememiş. 7 Haziran 2015 genel seçimlerde de AKP’den Giresun Milletvekili aday adayı olmuş ancak yine seçilememiş.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl:
Prof. Dr. Cevdet Erdöl; üç dönem AKP’den Milletvekili seçilmiş, aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan’ın özel doktoru

Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın:
Prof. Dr. Nihat Dalgın; 7 Temmuz 2015 yılında Sinop Üniversitesinde gerçekleştirilen rektörlük seçimlerinde 167 öğretim üyesinin sadece 27’sinin oyunu alarak 3’cü sırada yer alabilmiş. Ancak 75 oy alarak ilk sırada yer alan mevcut Rektör Recep Bircan’ın yerine rektör olarak atanmıştı.

Ordu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ali Akdoğan:
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Ordu’dan AKP milletvekili aday adayı olmuş ancak seçilememiş.

Üniversitelerimiz özerk olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, seçimle belirlenmelidir. Liyakate dayalı bir sistem kurulmalıdır. Atamalar siyasete değil liyakate göre yapılmalıdır.

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili

27 Temmuz 2019

26 Temmuz 2019 Cuma

ANKARA ŞEHİR HASTANESİ HAKKINDA SORU ÖNERGESİ

ANKARA ŞEHİR HASTANESİ HAKKINDA SORU ÖNERGESİ
Ankara Şehir Hastanesi açıldığı günden bu yana, yaşanan sorunlarla ilgili sık sık kamuoyunun gündemine gelmektedir. Birçok bölümünün tam kapasite çalışmadığı, binanın iç koşullarının uygun olmadığı, ameliyat malzemelerinin yetersiz olduğu; ameliyatların dahi yapılamadığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Hastanenin maliyeti ve teslim koşulları da kamuoyu tarafından bilinmektedir.

Konuya ilişkin; Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA tarafından yazılı olarak yanıtlanması için, TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdim.


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, Sağlık Bakanı Fahrettin KOCA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 26.07.2019


Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Ankara Şehir Hastanesi açıldığı günden bu yana, yaşanan sorunlarla ilgili sık sık kamuoyunun gündemine gelmektedir.

Birçok bölümünün tam kapasite ile çalışmadığı, binanın iç koşullarının uygun olmadığı, personelin yetersiz olduğu, ameliyatların dahi yapılamadığı yönünde iddialar bulunmaktadır.

Hastanenin maliyeti ve teslim koşulları da kamuoyu tarafından bilinmektedir.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Ankara Şehir Hastanesinin maliyeti ne kadardır?
2. Şehir Hastanesinin teslim tarihi koşullarına uyulmuş mudur?
3. Yüklenici firma sorumluluklarını yerine getirmiş midir?
4. Hastaların ameliyat sarf malzemelerinin yeterli olmadığı doğru mudur?
5. Hastanenin kapı kilit ve anahtarlarının Almanya’dan bir fabrikadan alındığı doğru mudur? Kapı kilidinin bozulması ya da anahtarların kaybolması durumunda, Türkiye’de kapı kilit ve anahtarı üretilmekte midir?
6. Hastanede kullanılan ampullerin fiyatının 500 TL olduğu; ancak ameliyat olacak hastaların şant (shunt) malzemesinin, idrar torbasının, ameliyat eldiveninin dahi yetersiz olduğu iddiaları doğru mudur?
7. Doktorlar ve diğer sağlık çalışanları döner sermaye ve nöbet paralarını almakta mıdır? Almakta iseler, kişi başı döner sermaye ne kadardır?
8. Hasta bakıcılar hastaları ameliyathaneye götürmek, ya da bir yerden bir yere taşımak için (binanın iç koşullarından kaynaklı) yarım saat ya da 2 saatte gelebilmektedir. Doktorlar bu süreci beklemeden hastalarını kendileri götürmek zorunda kalmaktadır. Bu durumda da doktorlara soruşturma açıldığı iddia edilmektedir? Sorunun çözümü için ne yapılmaktadır?
9. Doktorların ve diğer sağlık alışanlarının, hastane içinde sorunlara müdahale etmek için günlük ortalama 30 bin adım attığı doğru mudur?
10. Hastane çalışanlarının otopark sorunu neden çözülememiştir? Ne zaman çözülecektir?

9 Temmuz 2019 Salı

Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi Neden İmam Hatip Lisesine Dönüştürülüyor/Soru Önergesi

Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi Neden İmam Hatip Lisesine Dönüştürülüyor
Önceki dönem İstanbul Bakırköy Belediye Başkanlarımızdan ve 19. Dönem Milletvekillerimizden Dr. Kemal Naci Ekşi tarafından 1988 yılında yaptırılan, “Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi” boşaltılarak İmam Hatip Lisesine dönüştürülmek isteniyor.

Konuya ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması için TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdim.


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96 ve 99’uncu maddelerine uygun olarak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. 09.07.2019

Yıldırım KAYA
Ankara Milletvekili

Önceki dönem İstanbul Bakırköy Belediye Başkanlarımızdan ve 19. Dönem Milletvekillerimizden Dr. Kemal Naci Ekşi tarafından 1988 yılında yaptırılan, “Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi” boşaltılarak İmam Hatip Lisesine dönüştürülmek isteniyor.

Kurumsallaşmış, başarılı liselerimizden biri olan “Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi”, Bağcılar’da bulunan iki proje okulundan biridir. Çevredeki okul ihtiyacını karşılayan önemli bir konumdadır. Bölgede başka bir Anadolu Lisesi de yoktur. Okulun çevresinde çok sayıda İmam Hatip Lisesi ve ortaokulu mevcuttur.

Öğrenciler, veliler ve Okul Aile Birliği üyeleri ilgili kurumlara verdikleri dilekçelerle karara karşı çıkmıştır. İl Milli Eğitim müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda da, Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi’nin yerinde kalması yönünde rapor hazırlanmıştır.

Bu karara rağmen, Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi’nin boşaltılarak, bir ilkokula taşınmasına, okulun da İmam Hatip Lisesine dönüştürülmesine karar verilmiştir.

Bazı tarikat ve cemaatlerin baskısı ile böyle bir karar alındığı da iddialar arasında yer almaktadır.

Bu bilgiler kapsamında;
1. Kurumsallaşmış ve ihtiyaç duyulan Anadolu Liselerinden biri olan, “Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi” boşaltılarak, neden İmam Hatip Lisesine dönüştürülmektedir?

2. Başarısıyla kendini ispatlamış, Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi’nin, en başarısız lise türü olan, İmam Hatip Lisesine dönüştürülmesindeki amaç nedir?

3. İl Milli Eğitim müfettişlerinin raporlarına rağmen Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi’nin boşaltılarak, İmam Hatip Lisesine dönüştürülmesine kimler karar vermiştir?

4. İl Milli Eğitim müfettişlerinin kararını uygulamayan yetkililer hakkında bir işlem yapılmış mıdır? Yapılmamışsa bir işlem başlatılacak mıdır?

5. Okula ismini veren, okulun bağışçısı Dr. Kemal Naci Ekşi’den izin alınmış mıdır?

6. Hayırsever vatandaşlarımız tarafından yaptırılarak isimlerinin verildiği okulların, başka bir okula taşınması ve dönüştürülmesi etik midir?

7. İmam hatip lisesine ihtiyaç varsa, neden yeni bir lise yapılmıyor?

8. Uygulama bütün okullarımızı imam hatibe dönüştürme planının bir parçası mıdır?





2 Temmuz 2019 Salı

MADIMAK KATLİAMINDAN DERS ALMAYANLAR


MADIMAK KATLİAMINDAN DERS ALMAYANLAR
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak’ta yakılarak katledilen Canlarımızı sevgi, saygı ve özlemle anıyorum. Hepsi birbirinden değerli, yetenekli, yazar, şair, sanatçı… Hepsi insan! Hepsi Can! Ve bazıları daha çocuktu! Aydınlık yarınlar için mücadele ederken, karanlığa meşale oldular. O meşale hiç sönmedi, sönmeyecek! Yüreğimizin taa derinlerinde yanmaya devam edecek.

O gün orada, insanlık ölmüştü, vicdanlar kararmıştı, tüm yetkililer izlemedeydi. Devlet orada yoktu!
26 yıl sona sonra dönüp baktığımızda; demokraside, insan haklarında, evrensel hukukta bir arpa boyu yol alamadığımızı, hatta geriye gittiğimizi üzülerek görüyoruz.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve bizlere Ankara’nın göbeği Çubuk’ta, bir askerimizin cenaze töreninde, güvenlik güçlerinin ortasında yapılan linç girişimi bu vahim tabloyu ortaya koyuyor.

Maraş katliamında, Çorum katliamında, Sivas katliamında olduğu gibi, Çubuk’taki linç girişiminde de devlet orada yoktu! Güvenlik tedbirleri bilinçli olarak devre dışı bırakılmıştı.

Linç girişimi sonrası, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tutumu ve açıklamaları halkımızı tedirgin etmiştir.

Mağdurların suçlanarak, katliam ve linç kültürünün normalleştirilmesi, linç girişiminde bulunanların sırtının sıvanarak serbest bırakılması, planlayıcılarının araştırılmaması artık hiç kimsenin can güvenliği olmadığını ortaya koymuştur.

Şimdi insanlarımız daha da cepheleşmiş, ikiye bölünmüş, biz ve ötekiler diye ayrılmıştır. Seçim meydanlarında kendilerini desteklemeyenleri; zillet, illet, terörist ilan eden; inancı, kökeni üzerinden siyaset yapıp, bundan zerre rahatsızlık duymayan siyasiler bunun sorumlusudur.

AKP 17 yıldır iktidarda olmanın sorumluluğunu yerine getirmemiştir. Artık farklı partilere oy veren komşular birbiriyle konuşmuyor… Kahvehaneler ayrılıyor, semtler ayrılmış, mahaller bölünmüş…

O yüzden demokrasi, insan hakları, evrensel hukuk diye feryat ediyoruz. Ter kan içinde “artık yeter” kin tohumları ekmeyin diye haykırıyoruz.

Siyasilere çağrımdır; insanımıza bu kötülüğü yapmayın, kin tohumları ekmeyin, kimseyi ötekileştirmeyin. Gelin hep birlikte bu güzel ülkeye barışı, kardeşliği huzuru hakim kılalım.

31 Mart’ta halkımız bunun ilk adımını attı, 23 Haziran’da “Özgürlükçü Demokrasi” için var gücüyle haykırdı. Hiç bir zaman zalimin zulmü egemen kalamaz. Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur.

Aydınlık için tutuşup yanan tüm canlara selam olsun…

Yıldırım KAYA
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ankara Milletvekili
2 Temmuz 2019